Konuşamazsa sorun başlar

Konuşamazsa sorun başlar

Çocuk gelişimindeki önemli aşamalardan biri de “konuşma”dır; ancak çocuk bunu tam anlamıyla başaramadığında sorunlar başlar.Çocuğumuzun ilk adımlarını atması, bizim için nasıl önemli ve beklenen bir mutluluksa, ilk sözcüklerini duymak da en az onun kadar beklenen bir vuslattır… Ancak çeşitli etkenler nedeniyle, çocuğun “dillenmesi” gecikiyorsa ya da akıcılıkta sorunlar varsa ne yapmalıyız? Çocuklarda konuşma bozuklukları, geç konuşma ve kekemelik hakkında bugüne dek pek çok şey söylendi ve yazıldı. Pek çok biyolojik ve psikolojik etkenin birbiriyle etkileşimli olarak görev aldı¤ı konuşma eylemi, doğuştan (genetik) ya da sonradan çeşitli nedenlerle (örneğin, geçirilen bir kazanı n getirdiği beyin hasarı nedeniyle) bozulduğunda, aile için de çocuk için de zor bir süreç başlıyor. Aksamanın fark edildi¤i an, özellikle aile açısından birtakım suçluluk duygularıyla da başa çıkılması gereken bir zaman dilimini başlatıyor. “Acaba biz mi suçluyuz?”, “Yapılacak bir şey vardı da biz mi ihmal ettik?” gibi sorular anne-babanın zihnini meşgul ederken, kimi zaman bu konuda detaylı bir araştırmaya girişilmeden, uzman olmayan kişilerin ellerinde çocuk hırpalandığı gibi, zaman ve para kaybı da yaşanıyor. Dil ve konuşma bozuklukları hakkında bilinmesi gerekenler Dil ve konuşma alanında uzman terapistler tarafından yazılan, Prof. Dr. Barış Korkmaz’ın editörlüğünü yaptığı, Doğan Kitap tarafından yayınlanan “100 Soruda Dil ve Konuşma Bozuklukları” adlı kitap, konuşmada aksamaya neden olan etkenler hakkında bilgi edinmek isteyen ailelere, 100 soru ve cevabın ışığı altında temel bilgiler veriyor. Kitapta yer alan dil ve konuşma terapisi, çocuk ve yetişkinlerde sonradan görülen dil ve konuşma bozuklukları, kekemelik, konuşmayı bozan yapısal şekil bozuklukları, otizm ve ilişkili durumlarda dil ve konuşma bozuklukları, yutma ve yutma bozuklukları gibi başlıklar altında incelenen toplam 100 soru içinden ilginizi çekeceğini düşündüğümüz bazı soru ve yanıtları derledik… Konuşma açısından risk altındaki çocuklar hangileri? Bazı çocuklarda dil ve konuşma gelişimi daha doğumdan itibaren çeşitli riskler taşır. Bu nedenle doğum öyküsü ve bebeklik dönemine ait nörolojik gelişim özellikleri önem taşır. Gelişimsel gecikmesi olanlar, prematüre doğan ve düşük doğum ağırlığı olan, gebeliğin özellikle ilk 3 ayında ve doğum sürecinde enfeksiyon kapan, çeşitli nedenlerle oksijen yetersizliği ve kafa içi travması geçiren, annenin hamileliği sırasında alkol, ağır metal (civa, kurşun vb), radyasyon ve zehirleyici maddelere maruz kaldığı ve daha sonra işitme sinirini harap eden ilaçları kullanan çocuklar risk altında olarak gösteriliyor. Dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri Araştırmalara göre dil ve konuşma sorunlarının çok çeşitli nedenleri bulunuyor. Bazı durumlarda gerçek neden tespit edilemiyor bazen de aynı çocukta birden çok etken gözlemlenebiliyor. Çocuklarda dil ve konuşma bozukluklarına neden olan en belli sorunlar işitme engeli, konuşma organlarına ait yapısal kusurlar, psikiyatrik nedenler, toplumsal (sosyal) nedenler, nörolojik nedenler, zihinsel engellilik ve otizm olarak sıralanıyor. Kekemelik nedir? Ses, hece, sözcük tekrarları ve uzatmaları, duraklamalar, konuşmaya başlamada zorluk gibi belirtilerle konuşmanın akıcılığı ve ritminde meydana gelen bozukluklar “kekemelik” olarak tanımlanıyor. Çocuğun kekemelikle ilgili farkındalığı arttıkça gizleme ve önleme çabası gözlemlenir. Söyleyeceği şeyi söylemekten vazgeçme, zorlandığı kelime yerine başka bir kelime seçme, “işte, şey” gibi dolgu sözcükler seçme ve lafı dolandırma gibi kaçınma davranışlarında bulunur. Kekemelik düzelir mi? Kekemelik bazen kendiliğinden düzelebilir bazen de uygun tedavilerle kontrol altına alınabilir. Kekemelik tedavisinde amaç, kekemeliği kontrol altına alarak akıcı konuşmayı sağlamaktır. Bu özellikle dil ve konuşma terapistlerinin çabasına, kişinin kendisine ve yakınlarının işbirliğine bağlıdır. Bu konuda uzmanların aktardığı ilginç gerçeklerden biri de, okul öncesi dönemde, her 100 çocuktan 4’ünde ortaya çıkan kekemelik vakalarından 3’ünde ilerleyen dönemlerde kekemeliğin kendiliğinden ortadan kalktığı. Bununla birlikte uzmanlar, okul öncesi dönemde rastlanan kekemeliğe erken müdahale edildiğinde, ikincil kekemelik davranışı olarak nitelenen jest, mimik ve beden hareketlerinin kontrol altına alınabileceğini söylüyorlar. Ne zaman şüphelenilmeli? Çocuğa âit dil ve konuşma sorunlarını ilk ele alacak kişi olan çocuk doktoru, aileyi panik ve endişeden korumaya da dikkat ederek, öncelikle çocukta yukarıda saydığımız risk faktörlerinden birinin olup olmadığına bakacaktır. Çocukta dil ve konuşma bozukluklarına işaret eden bir aksaklığın olduğuna dair, ailelere yardımcı olacak şu işaretlere de dikkat etmek gerekir: - Emme, yutma, çiğneme, salya kontrolünde güçlük. - Konuşurken havanın burundan gelmesi. - Kısıtlı sözcük dağarcığı. - isteklerini vurma, bağırma, ağlama şeklinde ifade etmesi. - Konuştuklarının anlaşılamaması. - Anlaşılmaz sesler çıkarması. - Özellikleri bazı sesleri çıkarmada güçlük çekmesi. - Çevredeki seslere, konuşmalara tepkisiz kalması. Çocuk konuşurken takılıyor, duraksıyorsa nelerden şüphelenebiliriz? Sesleri, heceleri, sözcükleri tekrarlamak, uzatmak ya da konuşmaya başlamakta zorlanma gibi yakınmalar varsa, konuşmada bir akıcılık sorunu var demektir. Genellikle 2-5 yaşlarında ortaya çıkar. Çocuk başlangıçta bunları efor sarf etmeksizin yaparken, zaman içinde hece, ses tekrarları ve bloklara dönüşebilir. Öncelikle bir konuşma terapistine başvurulmalıdır. Terapist, çocuğun konuşmasını değerlendirerek, bunun bir kekemelik davranışı olup olmadığına ve çocuğun hemen terapiye alınmasına ya da bir süre takip edilmesine karar verebilir. Tedavi için uğraşan ekipte kimler yer alır? Dil ve konuşma sorunlarının erken dönemde tanımlanması, değerlendirilmesi, izlenmesi ve terapi sürecinin etkinli¤inin artırılması için ekip çalışması büyük önem taşır. Dil ve konuşma terapistleriyle sıkı bir işbirliği içinde olması gereken ekip elemanları içinde, sorunun kaynaklandı¤ı etkene göre kulak-burun-boğaz uzmanı, çocuk nöroloji uzmanı, psikiyatrlar, estetik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı, psikologlar, pedagoglar, özel eğitim uzmanları, şan terapistleri gibi çeşitli uzmanlar yer alabiliyor. “100 Soruda Dil ve Konuşma Bozuklukları” Dil ve konuşma alanında uzmanlaşmış, deneyimli kişiler tarafından ortaklaşa yazılan kitap, dil ve konuşma problemi olan çocuk ve yetişkinlerin yakınlarına temel bilgiler sunuyor. Benzer sorunlarla karşılaşan ailelerin, konuyla ilgili uzmanlarla işbirliği ve iletişim kurmaları açısından rehber olabilecek bir kitap. (Doğan Kitap)                                                                                                                 (SENİNLE)