T24- Konya'da çöken kaçak Kuran kursu binasından yaralı olarak kurtulan öğrenci şikayetçi oldu: Biz dışarı çıkmak istedik, müdürümüz izin vermedi.Konya’nın Taşkent ilçesi Balcılar beldesinde, ruhsatsız işletilen 3 katlı Kuran kursu binasının, 1 Ağustos 2008’de LPG tankından sızan gazın patlayarak çöküp 17 öğrenci ile 1 öğretmenin ölmesi, 29 kişinin de yaralanmasıyla ilgili 11 kişinin tutuksuz yargılanmasına devam edildi. 4’üncü duruşmada, olayda yaralı olarak kurtulan 14 yaşındaki Zeynep Büşra Demirbaş, şikayetçi olduğunu söyledi. Demirbaş, pedagog eşliğinde verdiği ifadesinde, sabah namazı için abdest almaya kalktıklarında gaz kokusunu hissettiklerini ve durumu o an görevli müdüre söyleyip, dışarı çıkmak istediklerini; ancak müdürün izin vermediğini, içeriyi havalandırmak için camları açtığını iddia etti.
Konya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 2’si kadın hoca, 6’sı dernek ve yurt sorumlusu, 3’ü de LPG tankını kuran ve gaz dolumun gerçekleştiren şirket sorumluları olmak üzere toplam 11 tutuksuz sanık yargılanıyor. Bugün görülen davaya tutuksuz yargılanan sanıklardan LPG tankını kuran şirketin sorumluları Ahmet Türkyılmaz ve İlhan Biçici, yurt ve dernek yöneticisi Abdullah Bostancı, sanıkların 9 avukatı, olayda yaralı olarak kurtulan Zeynep Büşra Demirbaş ve ailesi, olayda yaşamını yitiren Şehrinaz Avcı’nın babası İbrahim Avcı katıldı.
Şikayetten vazgeçti 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada daha önce olayda ölen ve yaralananların yakınlarından hiçbirinin şikayetçi olmazken; 29 Nisan 2010 tarihinde yapılan duruşmada mahkeme heyeti, ölen Huriye Durmuş ile yaralanan Esmanur Durmuş’un babası Abdullah Durmuş’un, binanın çökmesinden ve kızının hayatının kaybetmesinden sorumlu olanların cezalandırılmasını isteyen dilekçenin mahkeme başkanlığına sunulduğunu açıklamıştı. Bugün görülen duruşmada ise mahkeme heyeti, Abdullah Durmuş’un 7 Haziran 2010 tarihinde verdiği dilekçeyle şikayetinden vazgeçtiğini belirttiğini açıkladı.
Gaz kokusunu hissettik Çöken yurt binasından yaralı olarak kurtulan Selçuk Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Zeynep Büşra Demirbaş da, duruşmada pedagog ve kameraman eşliğinde ifade verdi. Olayda kardeşi Rukiye Sena Demirbaş’ın hayatını kaybettiğini belirten Demirbaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Anneannemin yanına gitmiştik. Anneannem beni ve kardeşimi, boş durmayalım diye Kuran kursuna gönderdi. Gittiğimizin 4’üncü günüydü. Sabah namazına kaldırıldık. Abdest aldığımız sırada gaz kokusunu hissettik. Orada bulunan müdürlere koku geldiğini söyleyip, dışarı çıkalım dedik. Ancak müdür izin vermedi. İçerinin havalanması için camları açtı. 10 dakika sonra da patlama oldu. Ben yaralandım, kardeşim Rukiye Sena da vefat etti. Dernek yöneticilerinden şikayetçiyim.”
Sanık avukatlarından birinin ‘Mutfakta daha önce iş yaptın mı?’ sorusu üzerine Demirbaş, “Orada yemekleri katıyorduk. Bulaşıkları yıkıyorduk” dedi.
LPG tankını takan şirket sorumlusu İlhan Biçici’nin “Orada bakım, onarım, tadilat var mıydı?” sorusuna da Demirbaş, “Bakım, onarım, temizlik yoktu” dedi.
Yine sanık avukatlarından biri söz isteyerek, mağdurun hazırlık ifadesinde, şikayetçi olmadığını o zaman ki soruşturmadan tam aksine ifadeler verdiğini söyledi. Bir diğer avukat da, “Hazırlık aşamasında mağdur olan kız şikayetçi olmamıştır, annesi ve babası da şikayetçi olmadığına göre, hukuken şikayetçi olamaz” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Zeynep Büşra Demirbaş’ın verdiği ifadeyle ilgili pedagogun görüşlerini aldı. Pedagog da, Zeynep Büşra Demirbaş’ın, heyecanlı olduğunu ama ifadesinin tutarlı ve yaşına uygun bir şekilde olduğunu belirtti.
Duruşmaya katılan ve olayda yaşamını yitiren Şehrinaz Avcı’nın babası İbrahim Avcı da, sorumlulardan şikayetçi olmadığını belirterek, “Şikayetçi değilim. İlk gün annesi göndermiş. Arkadaşlarıyla birlikte kaldığı sırada vefat etti” dedi.
Mahkeme heyeti de yazılan müzekkerelere cevap geldikten sonra dosyanın duruşma günü beklenilmeksiniz İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilerek İstanbul Teknik Üniversitesi’nden oluşacak öğretim görevlilerinden biri makine mühendisi, biri LPG tesisatı ve işleyişinden anlayan öğretim görevlileri ile diğeri de iş güvenliği hususunda uzman 3 kişilik bilirkişiler kuruluna tevdii ile sanıkların olayda kusurlarının bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılmasına, mağdur Zeynep Büşra Demirbaş’ın vekiline beyanda bulunmak üzere süre verilmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 24 Şubat 2011 tarihine erteledi.
Duruşma çıkışında adliye koridorunda gazetecilerin sorularını cevaplayan ve adını açıklamayan Zeynep Büşra Demirbaş’ın babası da, “Olayın sorumluları hakkında biz de şikayetçi olacağız” dedi.
Olayın geçmişiBalcılar Kasabası Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği’ne ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda, 1 Ağustos 2008 günü saat 04.15’te, LPG tankından sızan gaz, namaza kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patladı ve 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 öğretmen ve 17 öğrenci hayatını kaybetti, 29 öğrenci de yaralandı. Olayın ardından Yurt Müdürü Hüseyin Çömlek, dernek ve yurt temsilcileri Mehmet Semerci ve Mehmet Göktaş, Hadim İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı. Mehmet Göktaş, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hüseyin Çömlek ve Mehmet Semerci de kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.
Suçlamalar Şüphelilerden öğretmenler Fatma Göktaş ve Tuba Güler, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 263’üncü maddesince ‘kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapmak’ suçlamasıyla 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor.
Dernek ve yurt yöneticilerinden Mümin Eğilmez, Hasan Kosalak, Ahmet Akdede, Hüseyin Çömlek, Mehmet Semerci, hem aynı suçtan hem de ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan yargılanıyor. Mehmet Göktaş, Abdullah Bostancı, İlhan Biçici ve Ahmet Türkyılmaz da sadece TCK’nın 85’nci maddesi gereğince ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan, 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Yurdun çökmesinin ardından, yurt yöneticileri, çocukların binaya temizlik için geldiğini ve burada Kuran değil, İngilizce kursu verdiklerini iddia etmişti. İddianamede öğretmen Fatma Göktaş’ın, ilk ifadesinde Kuran kursu verildiği ve 40-45 gün önce de aynı binada Kuran kursu verdiğini söylediğinin belirtildiği öğrenildi.