'Köprü çatırtı sesleriyle ikiye ayrıldı, geriye dönecek zamanımız kalmadı'

'Köprü çatırtı sesleriyle ikiye ayrıldı, geriye dönecek zamanımız kalmadı'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, köprünün çöktüğü alanın yakınında bazı kayıp yakınlarıyla görüştükten sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.

İlk bilgilere göre köprüden geçmekte olan bazı araçlar ile yayaların suya düşerek kaybolduğunu ifade eden Çelik, ''Resmi kaynaklara göre ilçede 15 kaybımız var. Bölgede arama çalışmalarımız sürüyor" dedi.

Dalgıçlar, helikopter ve botlarla taramaların devam ettiğini ifade eden Çelik, ''Çöken köprü kütlesinin kaldırılmasıyla ilgili mevcut yeni köprünün kullanılmasının, teknik adamlar sakıncalı olduğunu söylüyor. Burada ağır tonajlı kütleyi kaldırmak köprüye de zarar verir düşüncesiyle bu konuda çalışma yapılamıyor. Bir dolgu yeri yapılarak o kütle kaldırılacak'' dedi.

 
Çelik, ''Minibüsün yeri tespit edildi mi?'' şeklindeki soru üzerine, ''Görgü tanıkları minibüsün sürüklendiğini gördük diyorlar. O bilgi var ama her ihtimale karşı kuşku olmaması için beton kütlenin kalkması gerekiyor'' diye konuştu.
 

Belediye başkanının babası ve yeğeni de kayıp

 
Bakan Çelik, Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen'i ziyaretinden sonra yaptığı açıda, ''Söz konusu yerde 2 köprü var, birisi 6-7 yaşında, diğeri 60 yaşında. Eski olan çökmüş. Aslında dışarıdan bakıldığında her ikisi de sağlıklı hizmet sunan iki köprü görünümünde ama bölgedeki yoğun kar yağışı nedeniyle nehrin debisi çok yükselmiş, yaklaşık 5 metreyi bulmuş, çok kuvvetli akıyor'' diye konuştu.
 
Kaybolan 15 kişinin arasında Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen'in babası ve yeğenininde olduğunu ifade eden Çelik, "Sayın başkan da hastanede müşahede altında. Hem kendisine geçmiş olsun dedik, hem olay yerinde incelemelerde bulunduk'' diye konuştu.
Bakan Çelik, hastanede bazı odalara girerek yatan hastalarla sohbet etti.
 

Yıkılacağını düşünmedik

 
Yakınlarıyla acısını paylaşan Gülşen, olayı duyar duymaz çöken alana gittiğini, bir minibüsün suya düştüğünü öğrendiğini söyledi. Yapılan araştırmada babası Kemal Gülşen ile yeğeni Sezgin Gülşen'in Çaycuma'da olduğunu öğrendiklerini ifade eden Gülşen, ''Yeğenimin cep telefonundan ulaşmaya çalıştık. Başarısız olunca çaya düşen minibüste oldukları kesinleşti. Köyümüzün iki mahallesinden 10 kişinin artık vefat ettiğini düşünüyoruz'' diye konuştu.
 
Filyos Çayı üzerindeki yeni köprüyü 2009'da hizmete aldıklarını, ilgili bakanlığın desteğiyle bunu başardıklarını belirten Gülşen, şunları söyledi:
 
''Mevcut köprüyü de karayolları tadilat yapmak kaydıyla hizmete sunmuştu. Ben öğle saatlerinde suyun yükseldiğini fark ettim. Ancak biz belediye olarak geçen yılın kasım ayında köprü ayaklarının tahkimatlarını yapmıştık. Köprünün ayaklarının yıkılacağı hiçbirimizin aklına gelmemişti. Suyun debisinden kaynaklanan yıkım oldu. Vatanımız sağ olsun. Metaneti elden bırakmayacağız. Ben devletimize oradaki çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Herkes büyük gayret içinde. Başbakanımızın sayın Valiyi aramak kaydıyla mevcut köprünün yerine ikinci bir köprü yapılmasına yönelik talimat verdiğini duyduk.''
 

Çaya düşen araçtan çıkan Baysal: Dehşet verici bir andı

 
Aracıyla suya düşen Seyfi Baysal, yaşadıklarını anlattı.
 
Çaycuma Nehir Oteli restoran işletmecisi Baysal, bir arkadaşıyla birlikte araçla köprüden geçtikleri sırada birşeyler olduğunu anladığını belirterek, "Çok dehşet verici bir andı. Köprüden çatırtı sesleri geldi. Artık geri dönecek bir zamanımız kalmamıştı. Hızla karşıya geçmeye çalıştık ama ulaşamadan köprü çöktü. Araçta iki kişiydik. Aracımız suda sürüklenirken camları açtık. Yanımdaki arkadaşımın kolu çıkmıştı. Yaklaşık 15 dakika suda mücadele verdik, 50 metre sürüklendikten sonra birbirimize yardım ederek su kenarına çıkmayı başardık''dedi.
 
Yolgeçen köyü sakinlerinin, cesetleri bulunmamasına rağmen minibüsteki 10 yolcu için köy mezarlığında mezar yeri kazdığı görüldü.
 

Suya düşen araçtan çıkan Özcan: Bir taşa tutundum

 
Aniden sesler gelmeye ve köprünün bir tarafının yan yatmaya başladığını ifade eden Suat Özcan, yaşadıklarını şöyle anlattı:
 
''Ben tam gaza yüklendim ama çıkışa ulaşamadan köprü önce yan yattı, ardından da çöktü. Ayağımdan engelli olduğum için aracın içerisinden çıkamıyordum. Aracın su almasıyla beraber su beni yukarı kaldırdı, açık olan camdan çıktım. Sonra da yanımda bulunan arkadaşım beni kıyıya çekti. Arkadaşım benden önce kıyıya çıkmıştı zaten. Beni su götürürken bir taşa tutundum. Ayağım ve kolumda sorun olduğu için yüzemiyordum. Arkadaşım Seyfi tekrar suya atladı, beni kurtardı. Artık benim üçüncü kardeşim oldu.''
 
Bu arada suya düşen minibüsteki yolcular ile yayaların bulunması amacıyla yürütülen çalışmaları izlerken nehir sularına kapılan kişi sivil savunma ekiplerince kurtarıldı.