Çin'in Vuhan kentinden dünyaya yayılan yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) Türkiye'yi de tehdit etmeye başladı.
Hürriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, panik yapılmaması gerektiğini belirterek, alınacak tedbirleri, yapılması ve yapılmaması gerekenleri yazdı.
İşte Koronavirüs hakkında doğru bilinen 10 yanlış...
Soğan ve sarımsak sülfür güçleri, alisin ve kuvarsetin zenginlikleri ile “doğal şifalar” ama Koronavirüs'ten korunma gibi ciddi bir işi sadece onlara ihale etmek yanlış olur. Hele hele her gün 4-5 diş sarımsak, 2-3 soğanı çiğ çiğ yemek mideye de toplumsal ilişkilere de ihanet sayılır! Mesele şudur: Yeterli, dengeli, çeşitli beslenin, bol sebze meyve, protein tüketin yeter.
Turşuların, özellikle de lahanası, salatalığı, sarımsağı, soğanı bol bir turşu ziyafetinin probiyotik zenginliği sayesinde bağışıklığınıza güç vereceği doğrudur. Ne var ki bu doğal gücün sizi muhtemel bir Koronavirüs saldırısından koruyacağını garanti etmek zordur. Makul miktarda düzenli turşu tüketin ama midenizi düşünüp abartıya da kaçmayın.
Doğrudur, yüzde 60 ve üzerinde alkol içeren her türlü el temizleyicisi (örneğin kolonya) elinizdeki virüsleri anında yok eder. Ne var ki “alkol” ile virüs ölümü sadece el temizliğinde geçerli. Elleri temizleyerek değil de alkol içerek virüsleri öldürmeyi düşünmek ise son derece riskli ve tehlikeli. Konu virüs enfeksiyonu ise alkolden kesinlikle uzak durun.
“Tuzlu su” ile gargaraya (tuzsuz bile olabilir) evet ama “klorin dioksit” eklenmiş su ile gargara ya da “sirke” ile gargaraya hayır!
Düzenli su içmek susuz kalmamanızı garanti eden makul ve yerinde bir tavsiyedir ama konu “Koronavirüs'lerden korunma” olduğunda işe yaramaz. Tavsiyem şu: Sık aralıklarla ılık su yudumlayın ama bunu “virüsleri mideye yollayıp mide asidi ile öldürmek için” değil, susuz kalmayıp ile bağışıklığınıza destek olmak için yapın.
“Gümüş suyu içip Koronavirüsleri yok etme” tavsiyesi asılsız bir Amerikan bir rüyasıdır. Tavsiyenin kaynağı da zaten ABD’li saf ve iyi niyetli bir TV şovmenidir. Böbreklerinize ve cildinize ciddi zararlar verebilir.
Koronavirüsler sıcaktan yani “yüksek ısıdan” hoşlanmıyor. Ne var ki aşırı sıcak içecekler ağız-boğaz bölgesini yakıp kavurarak “koruyucu epitel tabakayı” ve “önleyici bağışıklık salgılarını” tahrip ettiğinden, size faydadan çok zarar verebiliyor. Sıcak sudan mutlaka faydalanmayı düşünüyorsanız tavsiyem şu: Havlu ve çarşaflarınızı 60 derece ve üzerinde sıcak su ile yıkayınız, bu önlem işe yarayabilir.
Bu tam bir saçmalama ve yanlışı yanlışla cilalama tavsiyesidir. Kelle paça çorbası, tavuk suyu çorbası, domates çorbası, balkabağı ya da tarhana çorbası olmaları fark etmiyor, çorbaların her biri bize iyi geliyor.Ne var ki, şifa meselesini asla ve asla ilaç meselesi ile karıştırmak, böyle ciddi bir konuda “tribünlere oynamayı” bırakıp bilimsel verilere bakmayı zorunlu hale getiriyor.
Hayır, yeterli değil! Maske sizi virüsü kapmaktan korumaz. Sadece siz hasta iseniz virüsü başkalarına bulaştırmanıza engel olabilir. Maskeye değil, el temizliğine güvenin. Maskenizi değil, elinizi temiz tutun.
Mühim bir yanılgı da budur. Televizyonlarda reklamı yapılan ve “Bakterilerden korur!” diye pazarlanan sözde antiseptik, dezenfektan ve mikrop öldürücülerin çoğunun elinizi sıkı bir “su-sabun temizliğinden” daha çok koruyabileceğini düşünmeyin. Tekrarlayalım: Ellerinizi sık sık bol sabunlu su ile dikkatle, iyice ovarak yıkayın.