Koronavirüs neden mezbaha ve et işleme tesislerinde kolay yayılıyor?

Koronavirüs neden mezbaha ve et işleme tesislerinde kolay yayılıyor?

Almanya'da geçen hafta bir mezbahada çalışan 650'den fazla kişinin koronavirüs taşıdığının ortaya çıkması bir kez daha et kesim sektöründeki çalışma koşulları sorgulanmaya başlandı.

Fakat Almanya ilk değil. Daha önce ABD'den Avustralya'ya bir çok ülkede salgının yayıldığı mezbahalar kapanmış ve çalışanlar karantinaya alınmıştı.

Salgının neden mezbahalar ve et işleme tesislerinde kolayca yayılabildiğini araştıran uzmanlar, işçilerin çalışma ve yaşam ortamlarında sosyal mesafenin sağlanamaması ve iş yerlerdeki ortamın çevre özelliklerinin etkili olabileceği üzerinde duruyorlar.

Almanya'da ne olmuştu?

Almanya'nın kuzey-batısında Gütersloh'da 650'den fazla çalışanında koronavirüs tespit edilen bir et kesim tesisi Çarşamba günü kapatıldı.

Binlerce çalışanın testleri hala devam ederken onlarla teması olabilecek herkes de karantina altına alındı.

Bu vakalar salgınla hızlı ve etkili bir şekilde başa çıktığı için övülen Almanya'nın 1'in altına düşen salgın yayılma hızını ifade eden R0 sayısını 1'in üzerine çıkarmış oldu.

Bu Almanya mezbahalarındaki ilk toplu koronavirüs vakası değil.

Geçen ay da Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Münster ve Coesfeld'deki bir kesim evinde çalışanlar arasında çok sayıda vaka çıkmıştı.

Almanya en büyük nüfuslu AB ülkesi olmasına rağmen salgında ölüm sayısını 9 bin ile kendinden çok daha küçük nüfuslu İtalya, İspanya ve İngiltere'nin kayıplarının çok altında tutabilmesi nedeniyle başarılı sayılıyor.

Tönnies şirketi kamuoyundan virüsün yayılmasındaki rolünden dolayı özür dilediTönnies şirketi virüsün yayılmasındaki rolünden dolayı özür diledi

Başka hangi ülkelerin mezbahalarında salgın çıktı?

Londra'daki Tropikal Hastalıklar ve Hijyen Fakültesi tarafından yapılan bir araştırma, et kesim ve işleme tesislerindeki toplu vakaların, koronavirüsün yaygın bir özelliği haline geldiğini saptadı.

Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Fransa, İspanya, Avustralya, İngiltere de dahil olmak üzere bir çok ülkedeki mezbahalarda toplu koronavirüs vakaları çıktı.

Fransa'daki iki mezbahada 100 den fazla vaka bildirildi.

İngiltere ve Galler'deki et kesim tesislerinde de geçen hafta en az üç yerde işçiler arasında sayıları 250'ye ulaşan toplu vakalar tespit edilmesi bu ülkede de dikkatin mezbahalara toplanmasına sebep oldu.

Gana'daki bir balık ürünleri tesisinde 534 vaka ABD'de, Güney Dakota'daki Sioux Falls kesim tesislerinde 518 vaka ortaya çıktı.

Geçen ay Salgın Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezleri tarafından hazırlanan bir rapora göre, Amerika Birleşik Devletlerindeki et kesim ve işleme tesislerinde çalışan tahminen 5 bin kişide koronavirüs vakası çıktı, ve yapılan değerlendirmeler ABD'de şimdiye kadar yaşanan tüm Covid-19 vakalarının yarısı bu tesislerden yayılmış olabileceğine işaret ediyor.

Geçici göçmen işçilerin çalışma ve yaşam koşulları ne ölçüde etkili?

Avrupa ülkelerinin Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya da dahil önemli bir kısmında, gıda sektöründe mevsimlik-geçici göçmen işçilerin çalışıyor olması, et kesim sektöründeki tartışmaların bu konuya bağlanmasını da beraberinde getirdi.

Mart ayının başından bu yana Avrupa ülkeleri koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında sınırlarını zorunlu olmayan seyahatlere kapatmıştı.

Fakat Avrupa'nın bir çok ülkesinde tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerindeki iş gücünü ağırlıkla Romanya'dan mevsimlik olarak gelen geçici işçiler oluşturuyor.

Salgın döneminde sadece Almanya'ya gıda sektöründe çalışmak üzere 30 bin civarında Romanya vatandaşı geldi.

Mezbaha ve et paketleme tesislerinde ortaya çıkan ilk toplu koronavirüs vakalarıyla birlikte dikkatler buralarda çalışanların çalışma ve yaşam koşullarına çevrildi.

Örneğin Kuzey Ren Vestfalya'daki tesiste çalışan ve koronavirüs testleri pozitif çıkan 260'tan fazla işçi kalabalık yatakhanelerde yaşıyordu.

Karayoluyla Almanya'ya giden Romanya Çalışma Bakanı Violeta Alexandru çalışma ve yaşama koşullarından şikayet eden mevsimlik işçilerle görüştü ve işçilerin koşullarıyla ilgili bir dizi sistematik sorunun bu kriz vesileyisye su yüzüne çıktığını söyledi.

Fakat salgının, et kesiminde geçici göçmen işçi çalıştırmayan çok sayıdaki ülkedeki mezbahalarda da benzer bir hızla yayılması, dikkatlerin, göçün kendisinden ziyade sektördeki yaşama ve çalışma koşulları ve sektördeki çalışma ortamının özelliklerine yoğunlaşmasını getirdi.

mezbaha

Mezbahalar niçin salgının yayılmasına uygun?

Salgın Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezleri'nin yaptığı çalışmaya göre et-işleme tesisleri virüsün çoğalıp yayılması için ideal bir ortam oluşturuyor.

Yapılan incelemelerde bu tesislerde özellikle de üretim bandı usulüyle çalışılıyorsa çalışanların birbiriyle sağlıklı bir mesafeyi korumalarının çok zor olduğu görüldü.

Aynı şekilde işçilerin ara verdiklerinde kullandıkları dinlenme odalarında da mesafeyi korumak çok zordu. Bu nedenle bir çok fabrika dış mekanlarda dinlenme alanları yaratmaya girişti.

Fabrikalardaki üretimin hızı ve fiziki olarak gerektirdiği işler, işçilerin yüzlerini örtmesini çok zorlaştırıyordu. Uzmanlar gözlemleri sırasında işçilerin burunlarını değil sadece ağızlarını kapattıklarını ve sık sık maskeleriyle oynadıklarını tespit ettiler.

Telegraph gazetesine konuşan Cambridge Üniversitesi'nden Profesör James Wood, üretim bandının hızının da etkili olduğunu düşünüyor.

"Mezbaha ve et işleme tesislerindeki bir sorun da işin çok hızlı yapılıyor olması ve içerdeki havanın da bu hızla dolaşması olabilir" diyor.

Uzmanlar fabrikaların gürültülü ortamının da işçileri, birbirini duyabilmek için yaklaşmaya ya da bağırmaya zorlayabileceğini ve bunların da virüsün yayılmasını hızlandırıcı bir unsur olabileceğini düşünüyorlar.

Kültürel ve sosyo-ekonomik faktörlerin rolü var mı?

Salgın Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezleri'nin raporunda, inceleme yapılan bir fabrikada 40 farklı dilin konuşulduğu aktarılıyor ve dil farklarının sosyal mesafe ve güvenli çalışma önlemlerinin iyi anlatılması ve anlaşılmasını zorlaştırabileceği de kaydediliyor.

Araştırmalar çoğu tesiste işçilerin tesislere ya otobüslerle ya da aynı araçla birlikte geldiklerini, ayrıca çoğunun kalabalık bir kaç kuşak aile fertlerinin birlikte kaldığı evlerde yaşadıklarını ortaya koyuyor ve bu da virüsün yayılma hızını artıran bir faktör olabilir.

Fabrikalarda işçilerin iş güvencesinden yoksun, sigortasız, günlük, saatlik kontratlarla çalıştırılıyor olmasının da işçilerin rahatça doktora gidemeyişi, hastalık izni kullanmak istemeyişi gibi sonuçlar doğurarak soruna katkıda bulunmuş olabileceği düşünülüyor.

Uzmanlara göre güvencesiz işler ve düşük gelirle yaşayan ve zor koşullarda çalışan işçilerin, genellikle daha çok sigara içen ve daha çok solunum hastalıkları ve ciddi sağlık sorunları yaşayan bir kesim olması da, kaçınılmaz olarak bağışıklık sistemlerini etkilemek suretiyle virüsü kapmalarını kolaylaştırıyor.

Virüs soğuk ve karanlık ortamı daha mı çok seviyor?

Telegraph Gazetesine konuşan bir başka uzman Liverpool Üniversitesi'nin çocuk sağlığı ve salgın hastalıklar bölümünden Profesör Calum Semple, Covid-19'un yayılma hızını artıran en büyük faktörün çevresel koşullar olabileceğini düşünüyor.

Et kesim ve işleme tesislerinin ortak özelliği soğuk ve loş olmaları.

Profesör Semple "Bir virüsü saklamak istesem ideal olarak soğuk, karanlık bir ortamda ya da mor ötesi ışık almayan serin bir ortamda, bir buzdolabı ya da et işleme tesisinde saklardım" diyor.

Semple, "Örneğin burnunuz soğuksa, virüs oraya daha kolay tutunur ve bağırdığınızda da fazla virüslü zerrecik saçarsınız" de ekliyor.

Profesör Semple'a göre, toplu koronavirüs vakalarının örneğin neden sebze meyve sektöründe değil de et işleme sektöründe görüldüğünün yanıtı da burada yatıyor olabilir çünkü virüs en uzun süre serin ve karanlık yerlerde yaşayabiliyor.