Mesut ErsözFundanur Öztürk
Son birkaç aydır dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının küresel çapta bir turizm krizine sebep olduğu değerlendiriliyor. Ülkeler yaklaşan tatil sezonunun ne zaman açılabileceğine dair çeşitli öngörülerde bulunurken, birçok ülke hala uluslararası seyahat kısıtlamalarına devam ediyor. Türkiye'de ise yıllık 35 milyar dolar'a yükselmiş turizm gelirinin bu sene ciddi zarara uğrayacağı değerlendiriliyor.
Son 40 yılda dünyadaki uluslararası turist sayısı yedi kat artarak 200 milyondan 1,4 milyar turist seviyesine, turizme bağlı gelir de 1,7 trilyon dolar seviyesine ulaşmıştı.
Ancak koronavirüs salgını ülkelerin turizm faaliyetlerini doğrudan etkileyerek tüm dünyadaki otel doluluk oranlarını ciddi ölçüde aşağı çekti.
Türkiye'nin Mart ayındaki otel doluluk oranı, geçen yılın aynı dönemine göre yarı yarıya azalarak yüzde 28,6 olarak kaydedildi.
Yabancı turistlerin büyük çoğunluğu Türkiye'ye havayolu ile geliyor ancak koronavirüs salgınından sonra ülkelerin koyduğu seyahat yasaklarıyla birlikte tüm dünyada uçuş sayıları büyük oranda azaldı.
Uluslararası uçuşların ne zaman normalde döneceği ise henüz bilinmiyor.
Avrupa ülkelerinin seyahat kısıtlamalarının ne zaman kaldırılabileceğine dair çeşitli öngörüleri bulunmakla birlikte bu öngörüler ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.
Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt, 'Almanların bu yaz tatil seyahatleri yapabileceklerini düşünmüyorum' derken, ülke günlük yaşamaya dönmeye başlasa bile salgının ülkeyi yaza kadar meşgul etmeye devam edeceği ifade ediyor.
Reinhardt, "Muhtemelen bu yaz arabalarımıza, trene ya da uçağa binip her zaman olduğu gibi tatile gitmeyeceğiz ama umuyorum ki sonbaharda ya da gelecek yaz aylarında bunu yapabileceğiz" diyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, bu yıl ilk etapta uluslararası turist sayısında yüzde 30 seviyesinde kayıp öngörürken, sürecin devam etmesi halinde bu oranın katlanacağını değerlendiriyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Şu anda kimse, Temmuz ve Ağustos için güvenilir bir tahminde bulunamaz. Aylarca, belki de önümüzdeki yıla kadar, bu virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor" diyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Avrupa Birliği ülkelerinin sınırlarını Eylül sonuna kadar kapalı tutmaları konusunda teşvik ederken, İngiltere hükümeti de Britanyalıları, gerekli olmayan yurtdışı seyahatlere karşı "süresiz" olarak uyarıyor.
İspanya Çalışma Bakanı Yolanda Diez ise, "Tatil sektöründe kısıtlamaları kaldırmak için iki aşama üzerinde çalışıyoruz, birisi yaz diğeri ise yıl sonu için" diyerek açıklıyor.
BBC Türkçe'ye açıklamada bulunan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) haziran ayında dünya genelinde salgının kontrol altına alınmaya başlanması durumunda Türkiye turizminde hareketlenmenin eylül ayı itibariyle başlayacağını ifade ediyor.
Türkiye Otelciler Birliği ise koronavirüs salgınının dünya genelinde turizm faaliyetlerini durma noktasına getirirken, otellerdeki doluluk oranları ve odabaşına elde edilen gelirin geçen yıl aynı döneme göre büyük düşüş yaşadığını kaydediyor.
Türkiye'nin 35 milyar dolarlık turizm geliri tehlikede
Rusya ile uçak krizinin yaşandığı 2015 yılı ve darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılları hariç, Türkiye'nin turizm geliri yıldan yıla artış göstermeye devam ediyor.
1990 yılında 5 milyon yabancı turistin geldiği Türkiye ise 2019 yılında tüm zamanların rekorunu kırarak 45 milyon ziyaretçiye ulaştı.
Bu 18 yıllık süreçte turizmden elde edilen gelirin GSYH içindeki payı da ortalama yüzde 3,5 oldu.
2003 yılından beri de gelen turist sayısına bağlı olarak elde edilen geliri 13 milyar dolardan 35 milyar dolara yükseldi.
Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısında başı 17 milyon ile Avrupa ülkeleri ve 11 milyon ile Rusya, Azerbaycan, Ukrayna gibi Bağımsız Devlet Topluluğu ülkeleri çekiyor.
TÜRSAB Başkanı Firuz Barbaros Ballıkaya, salgın dünyada kontrol altına alınmaya başlansa dahi ilk etapta turizmin yurt içinde gerçekleşmesini beklediklerini, yabancı turistlerin gelişinin zaman alacağını söylüyor.
Turizmde yaşanacak istihdam kaybının sezon henüz başlamadan kestirmenin mümkün olmadığını söyleyen Ballıkaya, 'kısa çalışma ödeneğinin' turizmdeki iş kaybını bir süre engelleyebileceğini savunuyor.
Koronavirüs salgının insanların tatil tercihlerini etkileyeceğini değerlendiren Ballıkaya, kalabalık yerlerden uzak durma eğiliminin öne çıkacağı bu sezonda butik otel ya da alakart restoranlar gibi insan sayısının daha az olduğu alanlara ilginin artacağını değerlendiriyor.
Salgının bitmesi sonrasında kişilerin tatil talebi kısa bir zaman aralığına sıkışırsa fiyatların yükseleceğini belirten Ballıkaya, bu konuda net bir değerlendirme yapılabilmesi için Türkiye'de ve dünyada resmi makamlar tarafından yapılacak açıklamaların belirleyici olacağını söylüyor.
Türkiye'de bu yaz için yaklaşık bir milyon erken rezervasyon satışı gerçekleştiği ifade ediliyor. Erken rezervasyon, tatilini erken satın alanlar için indirim imkânı tanıyor.
Acenteler aracılığı ile tatilini aylar öncesinden satın alan müşterilerin, koronavirüs salgını başladıktan sonra tatil parasının iade edilmesini talep ettiği kaydediliyor.
Salgının dünya genelinde çok sayıda rezervasyon iptaline neden olduğunu söyleyen Ballıkaya, "Seyahat acentalarımız kanunlar çerçevesinde tüketicilerin taleplerine yanıt vermekle birlikte bu derece yoğun ve nakit akışını bozacak düzeydeki iptal talepleri nedeniyle ciddi zorluklar yaşıyorlar" diyor.
Ballıkaya hem Turlar Yönetmeliği'nde hem de Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda bazı yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini anlatıyor:
"Erken rezervasyon döneminde tüketicilerden gelen tur talebini alan acentalarımız uçak ve otellere ödemelerini yaptılar. Tüketicilerden gelen ani iptal talepleri nedeniyle havayolu ve otellere yapılan ödemeleri geri almakta zorlanan seyahat acentaları ve tüketiciler arasındaki ilişkilerde adil bir çözüm bulunması gerekiyor."
"Tüketicilere gerçekleştirilecek geri ödemelerin hava yollarında olduğu gibi her şey normale döndükten 2 ay sonraya ertelenmesi hususunda Ticaret Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunduk. Tüketicilere yönelik olarak da 'Tatilinden Vazgeçme, Ertele' kampanyasını başlattık."
Ballıkaya ayrıca bakanlığa seyahat acentalarının elektrik, su, doğalgaz borçlarının faizsiz 6 ay ertelenmesi ve yapılandırılması ve kriz sonrası süreçte seyahat acentalarının pazarlama çalışmalarına destek sağlanması gibi hususlarda talepler sunulduğunu söylüyor.
STR Global verilerine göre, normal şartlarda doluluk oranı yüzde 70 ile 100 arasında seyreden dünyanın en büyük şehirlerindeki otellerin doluluk oranları, bu mart ayında yüzde 20'lere kadar geriledi.
Otellerin doluluk oranlarındaki en fazla düşüşün İtalya'da yaşandığını belirten Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), özellikle Avrupa'da mart ayındaki otel doluluk seviyesinin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en düşük seviyeyi gördüğünü söylüyor.
Avrupa'da toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerin ise yüzde 65,6 gibi çok yüksek oranda düşerek 24,3 euro'ya kadar gerilediği ifade ediliyor.
STR Global verilerine göre Avrupa ülkeleri arasında mart ayı içerisinde otellerin doluluk oranlarında en büyük düşüşü yüzde 90.8 ile İtalya yaşadı, ülkede otellerin doluluk oranı yüzde 6,2'ya geriledi.
Türkiye'nin mart ayındaki otel doluluk oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre yarı yarıya azalarak, yüzde 28,6 olarak kaydedildi.
İstanbul'un Mart 2019'da 72,1 olan doluluk oranı, bu yıl yüzde 29 olarak ölçüldü. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler ise geçen yıla oranla yüzde 65.5 oranında düşüş yaşadı.
Antalya'da Mart 2020 otel dolulukları da bir önceki yılın aynı dönemine göre yarı yarıya azalarak yüzde 29 oldu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler ise geçen yıla oranla yüzde 58,5 düşüş yaşandı.
Salgınla birlikte turizm sektöründe yaşanan kriz, turizm işçilerini pek çok açıdan olumsuz etkiledi.
DİSK'e bağlı DEV-TURİZM-İŞ Sendikası, bugün yayımladığı bir raporda, turizm işçilerinin çok büyük oranda işsiz kaldığını ya da ücretsiz izin dayatmasıyla karşı karşıya kaldığını açıkladı.
Sendika, bazı işyerlerinde ücretsiz izin iş sözleşmesinin askıya alınması şeklinde işletildiğini ve bu durumda işçinin sigorta primi yatırılmadığını söylüyor.
16 Mart'tan bu yana turizm sektöründe faaliyet yürüten işletmelerin yüzde 80'i kapandığını kaydeden sendika, 'daha şimdiden kafe ve restoran gibi işletmelerin yüzde 40'ının iflas ettiğini' kaydediyor.
Turizm sektöründe sezonluk çalışan işçilerin duruma değinilen açıklamada, "Sektörde ortalama 1 buçuk milyon sezonluk işçi çalışmaktadır. Bu arkadaşlarımız en az bir yıl boyunca açlığa mahkumdur" ifadelerine yer verildi.
Sezonluk işçilerin çoğunun yeterli pirimi olmadığı için kısa çalışma ödeneğinden ve işsizlik maaşından da faydalanamadığının belirtildiği açıklamada, turizm sektöründe çalışan yaklaşık bir buçuk milyon göçmen işçinin durumundan da bahsedildi:
"Göçmen işçilerin pek çoğu ücretleri dahi ödenmeden işten çıkarılmıştır. Kayıtsız çalıştıkları için hiçbir yasal yoldan hak talep edememektedirler."
Sendika ayrıca, turizm sektöründe çalışanların neredeyse tamamının örgütsüz oluşu nedeniyle yaşanan krizin derinleştiğini ifade ediyor:
"Turizmde kayıtlı işçiler baz alındığında örgütlülük oranı yüzde 3,95 iken her türlü kayıtsız çalışan verileri de göz önüne alındığında bu oran yüzde 1 bandına gerilemektedir. Bu örgütsüzlük durumu yaşanan sorunların daha da vahim bir tablo açığa çıkarmasına neden olacaktır."