Çin’in Vuhan şehrinde koronavirüsün ortaya çıkmasının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen halen Covid-19’un kaynağının ne olduğu gizemini koruyor.
ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray ise son olarak koronavirüsün “büyük ihtimalle Çin hükümetinin kontrolünde olan bir laboratuvardan sızdığını" açıkladı.
Bazılarına göre bir komplo teorisi olan bu iddianın ABD’nin üst düzey bir yetkilisi tarafından dile getirilmesi tekrar koronavirüsün kaynağının sorgulanmasına yol açtı.
Çin ise ABD’yi siyasi manipülasyon ile suçluyor.
Peki bu teori ile ilgili ne biliyoruz ve bu tartışmalar neden önemli?
Koronavirüsün Çin’in Vuhan kentinde bulunan Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden kazara ya da başka bir şekilde sızdığı teorisi, pandeminin ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve dönemin ABD Başkanı Donald Trump tarafından çokça dile getirilmişti.
Bazı araştırmalar, virüsün Vuhan kentinde deniz ürünleri ve vahşi hayvanların satıldığı bir pazarda insanlara bulaşmış olabileceği sonucuna varmıştı.
Bu pazar, dünyanın en gelişmiş virüs laboratuvarlarına sahip ve daha önce de koronavirüsler üzerine çalışmalar yaptığı bilinen Vuhan Viroloji Enstitüsü’ne arabayla 40 dakika uzaklıkta.
Bazıları virüsün laboratuvardan sızarak pazara geldiğini iddia ederken kimileri de virüsün doğada oluştuğunu öne sürüyor.
Bazı bilim insanları laboratuvar sızıntısı iddiasını tamamen reddederken medya ve siyasetin önde gelen kimi isimleri ise daha fazla araştırma yapılması gerektiğini öneriyor.
Virüs daha ortaya çıkmadan Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden üç araştırmacının Kasım 2019’da bir hastanede tedavi edildiği haberleri 2021 yılında ABD medyasında ortaya çıkmıştı.
ABD Başkanı Biden’ın ise bu konuyla ilgili bir araştırmayı yöneten birimi kapattığı öne sürülmüştü.
Amerikan hükümetinin baş sağlık danışmanı Doktor Anthony Fauci, böyle bir şeyin olup olamayacağına dair kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiği görüşünde.
Biden ise 2020 yılında başkan olduktan sonra koronavirüsün “insanın enfekte bir hayvanla temasından mı yoksa laboratuvar kazasından mı kaynaklandığının” araştırılması emrini vermişti.
Bu teori bilim dünyasında da çok tartışılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) araştırmasının virüsün kaynağını bulacağı düşünülürken bazı uzmanlara göre bu araştırma cevap sağlamaktan ziyade daha çok soru doğurdu.
2021 yılında Vuhan’a uçan ve WHO’nun görevlendirdiği bilim insanları, laboratuvara yaptıkları ziyareti de içeren 12 günlük araştırmalarının ardından “virüsün laboratuvardan sızması teorisinin çok da mümkün olmadığını” söylemişti.
Ancak çok sayıda bilim insanı bu sonuçları sorguladı.
Science dergisinde yayımlanan ve saygın bilim insanlarının imzasının olduğu bir makalede, WHO’nun laboratuvar teorisine yeteri kadar önem vermemesi eleştirildi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus bile yeni bir soruşturmanın yürütülmesi gerektiğini açıklayarak “her hipotezin mümkün olduğunu ve araştırılması gerektiğini” aktardı.
Fauci ise 2021 yılında virüsün doğal olarak ortaya çıktığına ikna olmadığını söylemişti.
Çin, bu iddiaları katı bir şekilde reddederek ABD hükümeti ve Batı medyasını yalan haber yaymakla suçluyor.
Çin’in teorisi ise virüsün Vuhan’a Çin’in ya da Güneydoğu Asya’nın başka bölgelerinden gelen gıda sevkiyatı ile giriş yapmış olabileceği yönünde.
Çin hükümeti aynı zamanda ülkenin önde gelen virologlarından Prof. Shi Zhengli’nin terk edilen bir madenle ilgili araştırmasına atıfta bulunuyor.
Vuhan Enstitüsü’nün araştırmacılarından olan Shi, 2021’de yayımladığı bir araştırmasında ekibinin 2015’te Çin’in bir madenindeki yarasalarda sekiz koronavirüs türü bulduğunu açıklamıştı.
Araştırmaya göre pangolinlerdeki koronavirüs insan sağlığına bu madende bulunan koronavirüs türlerinden daha büyük bir tehlike arz ediyordu.
Bu teorinin yanı sıra Çin, ABD'nin Maryland eyaletine bağlı Frederick şehrinde yer alan Fort Detrick’ten sızdırıldığını öne sürüyor.
ABD’nin biyolojik silah programının eski merkezlerinden olan Fort Detrick’te Ebola ve çiçek hastalığına dair biyomedikal araştırmalar yürütülüyor.
Virüsün hayvanlardan yayıldığını öne süren, doğal yollarla meydana geldiği teorisi de var.
Bu teorinin destekçilerine göre Covid-19 yarasalarda oluştu, sonra da çok büyük ihtimalle bir başka hayvanın taşıyıcı olmasıyla insanlara sıçradı.
WHO’nun araştırmasının sonuçları da bu teoriyi savunuyor.
Bu hipotez pandeminin başında desteklense de bilim insanlarının Covid-19’un gen dizilimine sahip bir vürüsün yer aldığı bir hayvana rastlamaması yüzünden zaman içinde eskidi.
Ancak virüsü çalışan kimi bilim insanlarına göre virüsün laboratuvardan ürediğine dair yeni bir bilimsel kanıt da yok.
Glasgow Üniversitesi’nde viral genetik ve biyobilişim çalışan Prof. David Robertson, doğal yayılım teorisinin halen en geçerli teori olduğunu aktarıyor.
Hong Kong Üniversitesi’nden Prof. Alice Hughes da aynı fikirde.
Yaklaşık 7 milyon insanın ölümüne yol açan Covid-19’un nasıl ortaya çıktığının araştırılması böylesi pandemilerin bir daha meydana gelmesini önlemek için önemli.
Zoonotik teorinin doğruluğunun ispatlanması tarım ve vahşi hayat ile ilgili aktiviteleri etkileyebilir.
Laboratuvardan sızdığı ya da dondurulmuş gıda teorisinin ispatlanması durumunda ise uluslararası ticarete dair gelişmeler yaşanabilir.
Aynı zamanda sızıntı teorisinin doğruluğu dünyanın Çin’e bakışını etkileyebilir.
Washington merkezli Atlantik Konseyi araştırmacısı Jamie Metzl, 2021’de BBC’ye yaptığı açıklamada, “İlk günden beri Çin çok sayıda şeyin üzerini örtüyor” diyerek bu teorinin daha fazla araştırılması gerektiğini söylemişti.
Singapur’daki Ulusal Üniversite Hastanesi’nden Prof. Dale Fisher ise Çin’in direkt suçlanmaması gerektiğini dile getirerek, “Hem sabırlı hem de diplomatik olmalıyız. Bunu Çin’in desteği olmadan yapamayız” diyor.