Koronavirüsün ekonomide yol açtığı değişiklikler, okullarından mezun olup iş aramak veya üniversitede okuyacağı bölümleri seçmek üzere olan gençleri de etkiledi.
Birkaç ay içinde mezun olacak lise öğrencilerinin bir kısmı işgücü piyasasına katılıp iş arayacak, bir kısmı da üniversite bölümlerini seçecek.
Benzer bir şekilde üniversitelerden de yaz aylarında mezun olacak çok sayıda genç, işyerlerinin kepenk indirdiği bir dönemde iş bulmaya çalışacak.
Gençlere neler yaşadıklarını, uzmanlara da bu sürecin genç istihdamına yönelik olası etkilerini ve gençlere yönelik tavsiyelerini sorduk.
BBC Türkçe'ye konuşan lise son öğrencilerinin salgından önce akıllarında olan üniversite ve bölüm tercihleri içinde olduğumuz zaman dilimi içinde bile sağlık riskleri, şehir değişikliğinden çekinmek veya ekonomik yetersizlikler dolayısı ile değişime uğramış vaziyette.
Gençlerinin ana sıkıntıları arasında artan işsizlik var. Gençlerin iş hayatlarına atılmalarında önemli bir basamak olan lisans eğitimleri ve sonrasında verecekleri kararlar bugünün koşulları ile şekilleniyor. Öğrenciler okudukları bölüm sonrasında iş bulma konusunda tereddütlüler bu yüzden seçmeden önce bölümlerin tüm artılarını ve eksilerini tartıyorlar.
Öğrencilerin ailelerinden ayrılıp başka şehre gitmek istememeleri, kendilerini tek başlarına salgında güvende hissetmemeleri, dünya ve ülke genelinde ne olacağını bilemedikleri için okul konusunda kararsız konuma düşmeleri birer faktör.
Okul tercihlerinde ise koronavirüsün hangi alanda iş ihtiyacı doğuracağı veya hangi kentlerde virüsün az olduğu gibi değişkenler etkili olabiliyor.
Ankara ABC Okulları lise son sınıf öğrencilerinden Can Özer, "Covid-19 salgını öncesinde kafamda istediğim üniversite bölüm tercihleri okul bakımından Bilkent Üniversitesi ve ODTÜ, bölüm olarak ise Elektrik, Makine Mühendisliği veya Fizik bölümleri arasında gidip geliyordu" diyor.
Ancak salgın tercihlerini değiştirebilir:
"Virüs salgınından sonra ise bölüm ve üniversite tercihlerim duruma göre değişebilir çünkü bu süreçte eğitimin gelgitlerle karar değişiklikleriyle yönetilmesinden yoruldum. Bu sebeple belki yurt dışı düşünebilirim daha istikrarlı bir düzen için.''
Özer, sınıf arkadaşlarından bazılarının üniversite veya bölüm tercihlerini değiştirdiklerini, tıp veya sağlık bölümlerine kayanlar olduğunu söylüyor.
Rize Fen Lisesi son sınıf öğrencilerinden Duru Sungur ise üniversite tercihinin etkilenmediğini anlatıyor:
"İstediğim üniversite ve bölüm hala aynı duruyor ama bu süreç sonrasında benim gibi kıyı şehirlerde büyümüş bazı arkadaşlarım İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlere çekimser yanaşmaya ve oradaki ortamdan korkmaya başladılar. Bu tip virüs ve işsizlik artışının yoğun olduğu durumlarda büyük şehirlerdeki üniversitelerin ilk tercihleri olmayacağını söyledi."
Salgından önce de istediği bölüm tıp olan Üsküdar Amerikan Lisesi son sınıflarından Zeynep Özcan ise "Bu dalın önemini tekrar görmüş oldum. Bu da isteğimi arttırdı" diyor.
Özcan, tıp okumayı düşünen başka öğrenciler için artan iş yükünün olumsuz bir faktör olabileceğini de söylüyor.
Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi öğrencilerinden Duru Başargan da üniversite bölümü tercihini değiştirmeyenlerden. Onun için evden çalışabilmek önemli:
"Pandemiden önce istediğim bölümler sosyoloji, psikoloji veya reklamdı. Bu tip dallarda çalışan insanların işlerini uzaktan da yürütebildiklerini, olumsuz koşullara adapte olabildiklerini gördükten sonra istediğim bölüm seçeneklerinde bir değişiklik olmadı."
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Burak Saltoğlu, mezuniyetlerin yoğun olacağı Temmuz-Eylül döneminde istihdam piyasasının iyi olmayabileceğini söylüyor.
https://www.youtube.com/watch?v=EJ6RhXw2MvI
Türkiye'de ekonominin koronavirüs öncesinde de genç nüfusa iş yaratmakta zorlandığını hatırlatan Saltoğlu, "Genç işsizliğinin yüzde 25'lerin altına inme olasılığı oldukça düşük görünüyor" diyor.
Belli bölümlerin mezun sayısının sektörlerin alabileceğinin çok üzerinde olması, gençlerin yeterli yetkinlikle eğitilememesini de bu durumu kötüleştiren faktörler arasında sıralıyor.
Koronavirüsün ekonomiye etkisinin bazı sektörleri iş imkanı açısından öne çıkardığını belirten Prof. Saltoğlu, bunları şöyle sıralıyor:
"Son dönemde görülen en hızlı gelişen trend online satış kanalları, parekande sektörü, gıda, sağlık sektörleridir. Bu sektörlerin yoğun olarak kullanacağı elemanlar arasında, finans uzmanı, veri analisti, yazılım vs branşları gibi branşlar başta olmak üzere teknik kabiliyetleri gelişkin mezunlar iş bulabilecektir.
"Turizm, havacılık gibi sektörler ise daha riskli sektörler olarak göze çarpmaktadır."
Saltoğlu, bu süreçte iş bulmakta zorlanan gençlere "başvurularına ve çalışmalarına yılmadan devam etmeyi" tavsiye ediyor.
https://www.youtube.com/watch?v=aVLaxPxAuUE
Üniversite son sınıfta okuyan gençler ise lisans eğitiminin ardından atılacakları iş hayatına dair endişeli.
Staj veya sertifika programlarına gitmek isteyen öğrencilerin bir kısmı, ofislerin kapanması nedeniyle bu planlarını gerçekleştiremedi.
Okurken çalışan ve evden çalışmaya geçen öğrenciler ise yeterli performansı gösteremedikleri için işten çıkarılmaktan endişe ediyor.
Sakarya Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okuyan son sınıf öğrencisi Sahra Konuk, bölümünde zorunlu staj olmadığı için işyerlerinde staj programı bulmakta zorlandığını, iş başvurularının ise en az iki yıllık iş tecrübesi arandığı için olumsuz yanıtlandığını aktarıyor:
"Covid-19 krizi zaten az olan iş fırsatlarımızı hem daha aza indirdi, hem de şirketler daha seçici ve empatiden yoksun davranmaya başladılar. Tek istediğimiz staj şansı verilip kendimizi gösterebilmek.''
Kocaeli Üniversitesi'nde Makine Mühendisliği okuyan Muhammet Yavuzyılmaz ise salgın başlamadan hemen önce bir şirketle işe başlamak için anlaştığını fakat şirketin işçi çıkarıp alımları durdurduğunu anlatıyor:
"Virüsün seyri ve ekonominin durumuna göre yakın zamanda bir geri dönüş yapacaklarmış. Farklı iş kollarından iş aramaktan ise çekiniyorum çünkü bunlar sanayi kuruluşları ve genellikle büyükşehirlerde oluyorlar.
"Ben de büyükşehirlerin vaka sayılarından ötürü başvuru yapmakta çekiniyorum böylece iş bulma imkânım olduğundan daha aza iniyor maalesef. Bu dönemde bizlerin iş bulması normalinden daha da zorlaştı, nasıl bulacağız emin değilim.''
Yıldız Teknik Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü'nden iki yıl önce mezun olan Alper Nargileci ise mezun olduktan sonra iş bulamadığı için alanını değiştirmek zorunda kalanlardan.
"Biyomühendislik bölümünü severek ve isteyerek okudum" diyen Nargileci, iş ilanları ilaç firmaları ile kısıtlı olan bu bölümde Covid-19 nedeni ile sağlık kısıtlamaları gerekçesiyle daha da azalmaya gidildiğini söylüyor.
Nargileci bu nedenle Mart ayında başka bir sektörde işe başlamış:
"Pek çok arkadaşım da benim gibi kendi bölümleri dışı iş bakıyor. En son bölümümden tamamen uzak bir oyun şirketinin online pazarlamasında iş imkanı buldum. Şu an onu severek evden gerçekleştiriyorum."
İş bulmakta zorlanan gençlerin bu süreçte neler yapabileceğini ise bireysel kariyer danışmanlığı hizmeti de veren Risus International danışmanlık şirketinin kurucusu Tülay Bozkurt'a sorduk.
Bozkurt, belirsizlik dönemlerinde esnek davranabilmenin avantajlarına dikkat çekiyor ve gençlere yalnızca bu süreçte değil, hayatlarının her döneminde üç alanda kendilerini geliştirme tavsiyesi veriyor:
"İlk olarak bir programlama dilini öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Bunları artık 10 yaşındaki çocuk da öğrenebiliyor, 30-40 yaşındaki kişiler de...
"İkinci olarak bir yabancı dil öğrenmeliler. Yabancı dil kişinin gelişimine birebir etkileyen unsurlardan biri. İyi bir yabancı diliniz varsa hem kendinizi çok geliştirebilirsiniz hem de çalıştığınız kuruma müthiş artı değerler katabilirsiniz, bunu meslekten bağımsız olarak söylüyorum.
"Yabancı dil sayesinde belki üniversite hayatında edinemeyecekleri becerileri kendi kendilerine edinecekler. Bu uzaktan çalışma sistemi de bunu getiriyor artık.
"Üçüncüsü de sosyal dil, yani iletişim becerileriniz ve sosyal zekamız. Duygusal zeka çok önemliydi ancak kendi duygularını yönetme, başkalarının duygularını yönetme, bununla birlikte sosyal ilişkileri yönetme de bir o kadar önemli.
"Müthiş bir ağın içindeyiz ama ağın içindeki ilişkileri yönetebildiğinizde harikulade sonuçlar yaratabiliyoruz."
Bozkurt, bu dönemde üniversite mezunları için tıp, lise mezunları için de gıda ve perakende sektörünün iş bulma imkanı anlamında öne çıktığını söylüyor.
Bunların yanı sıra e-ticaret, platformlara destek hizmeti veren birimler, bankacılık, lojistik gibi sektörlere de işaret ediyor.
Tülay Bozkurt, gençlerin işe girmek istedikleri şirkete yönelik hazırlık da yapabileceğini anlatıyor:
"Kurumsal firmaları hedefliyorlarsa bu firmaların işe alım süreçleri bir miktar uzun oluyor. Birçok şirket, üniversite sınavı gibi testler yapıyor işe alım sürecinde.
"Mülakatlarda kendilerini daha iyi ifade etmek için mülakata hazırlıkla ilgili araştırmalar yapabilirler. Telefonda seslerini kaydedip konuşma etkinliklerine bakabilirler. Mülakatlarda yarım saat 45 dakika gibi bir süre olduğu için bu sürede kendilerini anlatmayı başarabilmeleri lazım.
"İkincisi, eskiden şirketlere ulaşmak daha zordu, artık kolay. Muhakkak kariyer portallarında kendi profillerini yaratsınlar. O portallar üzerinden kendilerine bir iş arama planı oluştursunlar. Her gün veya hafta için bir hedef belirleyip ona göre başvurularda bulunsunlar.
"Şu anda açık eğitim siteleri, videoları çok fazla. Bunlar sayesinde en azından ilgili alanlarına ve hedefledikleri mesleklere, şirketlere göre teknik tarafta kendilerini geliştirmeye başlayabilirler. Haftada 1-2 video izlemenin, kitap okumanın faydası olur.
"Mülakatlardaki testlerde hızlı okuyabilmek avantaj. Hızlı okuma kursları ve tekniklerinin faydası olabilir."
Prof. Saltoğlu ise bu süreçte gençlerin iş hayatına katılımını kolaylaştırmak ve genç işsizliğini azaltmak için atılabilecek adımları şöyle anlatıyor:
"İlk işe girişte belki yeni mezunları da seçebilmek için sigorta vergi teşviki olabilir. İyi fikri olan ve projesi olan girişimci gençlere teknokentlere girmeden evlerinden de vergi ve sigorta teşviki yapılabilir.
"Dışarıda verilen çok sayıda sertifika eğitimleri var. Bunları Türkiye'de vermek yerinde o programlarla anlaşılıp Türkiye'deki gençlere ücretsiz sunulabilir. Belki aynı şirketler verdikleri eğitimleri Türkçe verebilir, basit bir tercüme ve ek isle genç mezunlara eğitim imkanı sunulabilir.
"Bu kursları tamamlayanlara iş imkanı verilebilir kamuda da özel sektörde de. Aslında dönem gençlerin yeteneklerini parlatacakları bir dönem. Bu noktada umut veren her türlü çaba çok faydalı olabilir."
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nden Doç. Dr. Aziz Çelik, şirketler açısından gençlerin her zaman daha kolay feda edilebilecek çalışanlar olarak görüldüğünü anlatıyor.
Bu süreçte ülkedeki ortalama işsizlik ile genç işsizliği arasındaki makasın artmasını beklediğini belirten Çelik, bunun sonuçlarını şöyle aktarıyor:
"İş bulmanın zorlaştığı dönemlerde daha kötü koşullarda ve düşük ücretlerle iş kabul etme eğilimi artıyor. Dolayısıyla yasadışı, kayıt dışı, düşük ücretli çalıştırma basıncının daha fazla arttığı bir dönemle karşı karşıyayız.
"Bu tip durumlarda geliri önceleyerek hareket ediyor insanlar, 'Ne olursa olsun da bir işim olsun' duygusuyla hareket ediyorlar.
"Bu uzun vadede onların sosyal güvenliğini ve sağlığını tehdit edebilecek bir durum. Kayıt dışı çalışma biçimlerine karşı uyanık olmak gerekiyor."
Çelik, kentlerde kayıt dışı çalışan insanların sayısının 4,5 milyon yaklaştığını söylüyor.
Burada en büyük görevin kamuya düştüğünü, yasadışı çalışmanın ortadan kaldırılması gerektiğini belirtiyor.
Aziz Çelik, bu tür işyerlerinin SGK'ya şikayet edilebileceğini anlatıyor.
Sosyal devletlerin iş bulamayan insanların da temel ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede bir destek sağlamak zorunda olduğunu belirten Çelik, "İş yaratmak daha çok zaman alabilecek bir süreç ama iş bulamayan insanları desteklemek daha hızlı hayata geçirilebilir" diyor.
Çelik, gençlerin karşılaştığı işsizliğin "insan hayatının en zor durumu" olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Bir eğitim almışsınız, okul bitirmişsiniz ama iş bulamıyorsunuz... Benim de öğrencilerim var. 4. sınıf öğrencilerimin okulun ikinci yarısında en çok sorduğu soru nasıl ve nerede iş bulacakları meselesidir.
"'Kendinizi her yönde yetiştirin, geliştirin' demek yetmiyor çünkü iş yaratmak aynı zamanda ekonominin bütünüyle ilgili bir mesele.
"Benim gençlere tavsiyem haklarının farkında olsunlar, bilincinde olsunlar ve haklarını talep etsinler."