Dün Gebze'deki Bilişim Vadisi'nde yapılan lansmanla Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından geliştirilen 'yerli otomobil' resmi olarak tanıtıldı. Köşe yazarları, henüz ismi açıklanmaya 'yerli otomobil'i değerlendirdi...
Yerli otomobili izlerken mırıldandıklarım:
“Dur ben şunu bir yereyim” diye baksan pek malzeme yok gibi...
*
Yağmur çamur demeyip test sürüşü yapsalardı keşke.
*
Tasarımı gayet şık. Endamı gayet mütenasip. İçi de konforluysa tamamdır.
*
Kaça satacaklar acaba? Bastın mı kaç yapar acaba?
*
Benzinlisini yapamadık, elektriklisini yakaladık, uçanını da yapar mıyız acaba?
*
Adı da “TOGG” olsa bari... Çok kuvvetli bir tınısı var.
*
Bir şey itiraf edeceğim: Ben bu kadarını beklemiyordum vallahi.
Benim açımdan dünkü yerli otomobil tanıtım programının en önemli tarafı sergilenen otomobil değil, yerli otomobili üretecek TOGG’un CEO’su Gürcan Karakaş’ın söyledikleriydi.Çünkü en az 3 yıl sonra yola çıkacağını düşündüğüm yerli otomobille dün sergilenen konsept benim için hiçbir şey ifade etmiyor.Dün görücüye çıkan otomobilin tek önemi “moral verici” olmasıydı, bunu da başardı.Gayet şık, gayet güzel, gayet kaliteli izlenimi veren, içi dışı özenli ve modern güzel bir otomobil sergilendi.Pininfarina tasarlamış.Pininfarina’nın başka ülkelerin üreticileri için tasarladığı başka konseptlere de benzeyen güzel bir araç gördük sahnede.Benzerini Çinlilere, bir başka benzerini Korelilere, Vietnamlılara yapmışlar diyebilir bazıları.Mühim değil.“Bu da ne biçim şey” diyemeyeceğimiz, iyi ama şaşırtıcı olmayan bir konsept sergilendi ya o mühim.Ne fazlaca avangard ne de demode bir otomobildi gördüğümüz.Ayakları yere basan bir konseptti.Açıkçası ben bu ayakları yere basan araçların yanı sıra, bir de “uçuk” ama “vizyon tanımlayan” bir araç da beklemedim değil tanıtımda. Yapmamışlar. Suç değil, ayıp değil. Ama keşke olsaydı.Bunun yararı şu olurdu.Bugün dünya otomotiv endüstrisi bunu konuşuyor olurdu. Şaşırtıcı olurdu.Sahnelenen otomobilin yerli ve milli hiçbir tarafı yok diyenler olacaktır.Haksız değiller elbet ama haklı da değiller.Çünkü dün gördüğünüz şeyin bir önemi yok.Önemli olan sergilenen konseptin ne kadar yerli olduğu değil, 3 yıl sonra fabrikada banttan çıkacak otomobilin ne kadar yerli ve milli olacağı.Hardware’inin değil yani kaportasının, şasisinin, pillerinin, tekerleklerinin, jantlarının değil, gövde ve teknik dizaynının, kullanacağı yazılımların, içindeki yapay zeka uygulamalarının, otonomi özelliklerinin ne kadar yerli ve milli olacağı önemli.
Kokpit: Koltuk tasarımı modern ve başarılı. Ön panel iyi. Navigasyon paneli güzel. Beğendim.
Kokpitte itirazım: Burada tek itirazım, navigasyon paneli ile alttaki ekran arasındaki mazgal şeklindeki klima paneli. O panel hem estetiği bozuyor, hem de alttaki ikinci panelin vizibilitesini olumsuz etkiliyor.
Üzerinde biraz çalışılabilir.
Arka koltuk: Arabanın fiyatı yüksek değilse, bence üst segment hissi veren güzel bir tasarım.
Farlar: Özgün ve yaratıcı bir çizgiye sahip değilse de dünyadaki yeni trende uygun bir tasarım.
Yan aynalar: Güzel ve modern. Beğendim.
Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yıllardır peşini bırakmadığı Türkiye'nin yerli otomobilini tanıttı.Törende sahneye önce, 1961'de darbecilerin yapımına son verdiği "Devrim otomobili" çıktı; tüm hüznüyle... Ardından da SUV ve sedan tipi iki yeni nesil elektrikli araç; "Türkiye'nin otomobilleri..."Yorumlara bakılırsa, çoğunluk kırmızı renkli SUV prototipini beğenmişe benziyor. Benim tercihimse metalik gri renkli sedandan yana."Doğarken öldürülen" Devrim arabası deneyimimize de şahit olan annemin tarifiyle "tok bir otomobile" benziyor. Sağlam, güven verici, güçlü... Modern tasarımıyla çok şık ve kentli bir araba.Tabii ki en sevindirici olanı ilk yerli otomobilimizin geleceğin teknolojisi hedeflemesi, elektrikli olması.