Köşk adayı Başbakan'ın istifa etmesi nasıl önlendi?

Köşk adayı Başbakan'ın istifa etmesi nasıl önlendi?

Çiğdem Toker, 5 Temmuz 2014 tarihli 'İstifa Etmeme’nin Belgesi' yazısında, Cumhurbaşkanı adayı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığına göre kanun düzenlendiğini ileri sürdü.

Çiğdem Toker'in 'İstifa Etmeme'nin Belgesi' yazısı şöyle: 

Ne kadar rahatlar...

Her sıkıntılı durumda, “kriz yönetme” misyonuyla kamuoyu önüne çıkan parti yöneticisi ile üç “kurmay hukukçu”nun şu sözlerine bir bakın:

Başbakan’ın istifa etmesini gerektirecek ne kanun ne de YSK kararı varmış. Boşuna kendimizi yormamalıymışız. (Hüseyin Çelik)

Bu, sanal bir sorunmuş. Ne anayasa hukukumuzda ne seçim hukukunda karşılığı varmış. (Ahmet İyimaya)

11. madde açıkmış, o zaman da tartışılmış. Başbakan’ın istifa etmemesi gereği ortadaymış. (Burhan Kuzu)

Yasal zorunluluk olmadığı için Başbakan’ın istifasını zorunlu kılan durum yokmuş. (Haluk İpek)

 

***

 

Çocuk mu kandırıyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nu hazırlayan, o maddeyi Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına göre ince ince kaleme alan siz değil misiniz?

“İşte bakın, Başbakan’ın adı geçmiyor” diye önümüze attığınız 11. madde tutanaklarının TBMM arşivinde durmadığını mı düşünüyorsunuz yoksa?

Buyrun, işte tutanaklar:

 

***

 

Tarih 19 Ocak 2012. (Tutanak- Sayfa: 36-41)

TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu tasarısı görüşülüyor.

Sıra 11. maddeye geldiğinde, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, MHP’nin sunduğu değişiklik önergesini okutuyor.

Faruk Bal, Hasan Hüseyin Türkoğlu, Nevzat Korkmaz, Yusuf Halaçoğlu ve Özcan Yeniçeri’nin imzalarını taşıyan önerge şöyle:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığı’na

Görüşülmekte olan Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanun Tasarısı’nın 11. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini saygı ile arz ederim.

“Madde 11. Cumhurbaşkanı adayı gösterilen, Cumhurbaşkanı görev ve yetkilerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’na, Başbakan Başbakan Vekiline, Bakanlar vekili bakanlara aday listesinin kesinleştiği gün devreder.

Aday gösterilen milletvekili aday listesinin kesinleştiği günden seçim sonuçlarının kesin olarak ilan edildiği tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki görevlerinde izinli sayılır.”

 

***

 

Önerge okununca oturumu yöneten başkanvekili, kural gereği hemen soruyor:

- Komisyon önergeye katılıyor mu?

Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Katılmıyoruz başkan” diyor.

- Hükümet katılıyor mu? Hükümet adına Adalet Bakanı Sadullah Ergin yanıtlıyor:

“Katılmıyoruz sayın başkan”

 

***

 

Bunun üzerine önergedeki imza sahiplerinden Nevzat Korkmaz söz alıyor.

Ve ta o günden, bugünkü krizi çözümleyen şu konulara dikkat çekiyor:

- (Cumhurbaşkanı) seçim sürecinde devlet yetkisi kullanan makamların devir müessesesine müracaatları sadece hukuki ve resmi bir konu olmayıp aynı zamanda vicdani ve ahlaki bir zorunluluktur, kişinin demokratik olup olmadığının da göstergelerinden biridir.

- Bu makamlar sadece icra makamları olmayıp aynı zamanda temsil makamlarıdır. O nedenle hangi işlerin rutin devlet işi, hangi işlerin ise siyasi iş olduğunun ayırt edilebilmesi de zordur.

- Ancak bu zorluk devlet işlerinin devamlılığı gereği vekillerce yerine getirilebileceği düşünüldüğünde bir boşluk yaratılmayacak, aday olan makam sahipleri de rahatlıkla seçim kampanyalarını yürütüp propaganda yapabileceklerdir.

- Görev sonrasında ortaya çıkacak birtakım spekülasyonların böylece önüne geçilerek bu makamların yıpratılması da mevzubahis olmayacaktır.

- Aday cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanların seçim sürecinde aynı zamanda görevlerine devam etmeleri durumunda, astlık-üstlük ilişkisi bulunan altındaki görevliler de ister istemez taraf haline gelecekler, en azından tarafsız kalmakta zorlanacaklardır.

 

***

 

Başkanvekili Yakut, Korkmaz’a teşekkür ediyor ve önergeyi oyluyor:

“Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.”

“Başbakan Erdoğan’ın istifa etmesini gerektirecek bir kanun maddesi yok” mu dediniz?