Seçim çalışmalarını açıklayan Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Ben kazanır da cumhurbaşkanı olur ve Başbakan da Erdoğan olursa Allah ona yardım etsin. Demokrasiye, çoğulculuğa alışacak. Öyle toplantılarda ‘kalk gidiyoruz’ diyemeyecek" ifadesini kullandı.
Toplantıya katılan Berkin Elvan'ın annesini alkışlatan Demirtaş, "Ne mutlu onlara ki çocukları katledildiğinde, Gezi'de dağda cezaevinde çocukları katledildiğinde intikam naraları atmadı bu anneler" dedi.
Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçiminde izleyeceği yol haritası ve kampanya boyunca sürdüreceği çalışmalara ilişkin, Şişli Kent Kültür Merkezi'nde basın toplantısı yaptı.
Toplantı Yaşar Kemal ve Adalet Ağaoğlu'ndan gelen mesajların okunması ile başladı.
Selahattin Demirtaş'ın seçim sloganı "Bir Cumhurbaşkanı Düşünün" başlığını taşıyor.
Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye'nin siyasi atmosferinin bu kadar kaotik olduğu bir ortamda ısrarla ve inatla söylememiz gereken barışa ve kardeşliğe dair ne varsa söylemek için buradayım. Cumhurbaşkanı ilk kez halk tarafından seçiliyor. Demokratik bir seçim demedik demeyeceğim. Halk tarafından seçiliyor olması tek başına yetmiyor. Halkın önüne yeteri kadar seçeneklerin çıkmış olması gerekirdi. Herşeyden önce cumhurbaşkanlığı aday belirleme süreçleri maalesef ki demokratik olmadı.
Anayasa uzlaşma komisyonuna sunduğumuz teklifte halkın da kendi insiyatifiyle istediği kişiyi aday gösterebilmeli demiştik. Sadece parlamentonun veya 20 milletvekilinin tekeliyle aday gösterilme süreci demokratik değildir. Bu bir kez daha seçimin parlamento tarafından onaylanması anlamına gelir. Adayları da asillerin seçmesi gerekirdi vekillerin değil. Kadın aday olmaması da büyük bir talihsizliktir. Kadın özgürlüğünü bu seçim kampanyasına yansıtmaya çalışacağız.
"Bütün bu antidemokratik seçimler içerisinde... AKP'nin adayını bir kişi belirledi. Çatı aday ise daha demokratikti. İki kişi belirledi onu da. En azından bu antidemokratik ortamda, bizler kendi adaylık sürecimizi mümkün olduğunca ortaklaştırmaya nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz tartışması üzerinden isme doğru gittik. Biz önce ismi belirleyip o ismi bir şok şeklinde PR yaparak aday belirleme süreci yaşamadık.
10 binlerce kadının erkeğin gencin layıkıyla temsiliyeti yerine getirebileceği bir ortamda görev bana verildi. 10 binlerce kişi aday olamadığımız için bu görev bende somutlaştı.
Benim adayım şu ilkelere uygun olsun diyen kim varsa hepsinin ortak haklarını savunacağım. Yarışın kendisi de antidemokratik. Hazineden yardım alanlar var almayanlar var. Bizi destekleyen partiler hazineden yardım almıyor. Diğer partiler yani diğer adayları destekleyen partiler hazineden yardım alarak bu kampanyayı yürütüyor. Bizler Türkiye'nin emekçilerin yoksulları ezilenleri ALevileri emekçileri yok sayılmış emekçileri olarak hazineden destek almadık ama hazine gibi gönüllerinizle bu kampanyayı yürüteceğinizi bildiğimiz için bir halk kampanyası olarak kampanyamızı yürüteceğiz.
Bizim için bu çok daha kıymetli çok daha değerlidir. Devlet yardımı da yok valinin kaymakamın imkanları da bizim elimizde değil. Bunların hepsi seçim yarışının antidemokratik bir şekilde işleyeceğinin göstergesidir. Biz 3 aday olarak elbette ki bütün Türkiye coğrafyasının ve halklarının ortak taleplerini temsil etme iddiasıyla ortaya çıktık. Ama söylemler eylemler verilen mesajlar hiç de bütün Türkiye'yi kapsayacak şekilde ilerlemiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası mı yoksa parti grup toplantıları mı yapılıyor belli değil: Ötekileştiren bir dil üzerinden kampanya yürütülüyor. Bu dilin siyaseten bir karşılığı olduğu için şu anda düşündüğü tek şey bu yüzde 50'yi konsolide etmek tutabilmek.
Allah'ın yarattığı diğer kesimler. Başbakan bunu çok idrak edemiyor. Zannediyor ki Allah sadece AKP'ye oy verenleri yaratmış, geri kalanları o yaratmamış gibi davranıyor. Kurduğu dil eşitlik dili değil. Biz bütün bu kampanya süresince birazdan size sunacağımız yeni yaşam belgemizle il il Türkiye'yi dolaşıp bu ilkeleri hatırlatacağız. Bunlar zaten sokakta yüreğimizde var olan ilkelerdir. Kardeşliğimiz vardı onu yeniden canlandırabiliriz hissiyatını yaşatmaya çalışacağız. Bizler meydanlarda ve alanlarda acılı anneleri onların taziyesinin yarattığı öfkeyi yuhalatacak bir dilden kaçınacağız. 7'den 70'e küçükten büyüğüe herkesin cumhurbaşkanı olacağız. Bu salonda bugün acısı meydanlarda yuhalatılmış bir anayı müsadenizle alkışlatmak istiyorum. Berkin Elvan'ın annesini müsaadenizle alkışlatmak istiyorum.
Ne mutlu onlara ki çocukları katledildiğinde, Gezi'de dağda cezaevinde çocukları katledildiğinde intikam naraları atmadı bu anneler. Her zaman kardeşlik barış mesajı verdiler. Bizler acıları yarıştırmayan. Ortaklaştıran bu dili siyasete hakim kılabilirsek rehberimiz de bu olacaktır."
Ekmel Bey’in bize gönderdiği 1000 TL’yi bir kenara bırakırsak kampanyamıza halkın her kesiminden bize oy versin vermesin bize ilgi olduğunu görüyoruz. Devlet yardımları da yok. Söylemler tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde değil. Daha önce de meydanlarda herhalde bu dilin siyaseten bir karşılığı olduğunu eve yüzde 50’ye yakın eksimi tuttuğu için tek istediği bunu konsolide etmek. Zannediyor ki Allah sadece AKP’ye oy verenleri yaratmış, diğerlerini yaratmamış diye düşünüyor herhalde.
Biz meydanlarda acılı anneleri yuhalatacak bir dilden kaçınacağız. Herkesin ezilmiş kimliği ile cumhurbaşkanı olmaya çalışacağız. Berkin Elvan’ın annesini bu salonda alkışlatmak istiyorum. Ne mutlu onlara ki eşi Hrant öldürüldüğünde, Gezi’de çocukları katledildiğinde intikam naraları atmadılar bu anneler. Acıları yarıştırmayan bu dili siyasete hakim kılabilirsek rehberimiz bu olacaktır.
Çağrımız yeni yaşam çağrısı. Çağrımız Türkiye’deki tüm halkların birbiri ile özgürce yepyeni bir yaşam inşa etmeleridir. Hayalini kurduğumuz cumhurbaşkanı sokakta halkla birlikte olacaktır. Yeni yaşam etnik, dinsel, cinsel, sınıfsal ayrımcılığın karşısında sesi duyulmayanın yanında yeşerecektir.Türkiye artık yol ayrımında. Ya devlet otoritesini daha da pekiştirecektir, ya da radikal demokratik değişimi tercih edecek. Bu seçimlerde 3 aday ama 2 çizgi yarışıyoruz. Bizim çizgimiz neo-liberal düzen içinde tekçi, mezhepçi bir tercihe zorlanmayı reddeden çizgidir. Devletin küçüldüğü, yurttaşın büyüdüğü bir sistemi hedefliyoruz. Devlet tek bir kişiyle artık yönetilmeyecek. Cumhur meclisleri ile halkın doğrudan yönetime katılmasının önünü açacağız. Çiftçi, emekli meclisleri olacak.
MGK gibi vesayetçi bir yapı ile değil demokratik kurullarla yönetilecek.
Devlet Denetleme değil Halk Denetleme Kurulu olacak. Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesi ile eşzamanlı yürüyecek bir süreçtir. Bunu sağlayacak irade vardır bizlerde. Her türlü tekçilik son bulacak. Devletin anayasası döneminden halkların anayasası dönemine geçiş olacak. Mevcut anayasanın başyazarları kısa bir dönem önce müebbete mahkum oldu. Devletin kutsandığı, halkalrın yok sayıldığı bu anayasanın topyekun değiştirilmesi artık ertelenemez bir sorundur. Herkesin sosyal hayatını özgürce yaşamasının önü açılmalıdır. Anadilinde ibadet hakkı tanınmalı. Diyanet kaldırılmalı. Nefret suçlar içeren ayrımcı söylemler temizlenmeli ve bunlara cezai yaptırımlar getirilmeli.
Bergama köylülerinin siyanürlü altın madenlerine direnmesinden bugüne doğa katliamları ülke gündeminden düşmüyor. Deresinin üzerine HES yapımına direndiği için jandarmadan dayak yiyen Karadenizli kadın yaşam alanalrı tehdit edilen köylüler… Karnımızı doyuran toprak, su ve bu dünyayı paylaştığımız diğer türler. Yaşam hakkı sadece insanlar için geçerli değildir. Tüm canlıların yaşam hakkını savunmak temel ilkelerimizden olacaktır.
Zorunlu din dersleri kaldırılmalı. Bireylerin din eğitimleri taleplerine uygun olarak kendisinin seçmesi sağlanmalıdır. Eğitim sınav merkezi olmaktan çıkarılmalı, YÖK kaldırılmalıdır. Her gün en az 5 kadının sokakta katledilmesine tanık oluyoruz. Yeni yaşam ancak kadınların öncülüğünde örgütlenebilir. Farklı kimliklerin ve inançların birbirleri içinde erimeden bir arada yaşayacağı anlayış temelini oluşturuyor.
Soruları olan varsa rahatlıkla sorabilir. Kızmayacağız, bağırmayacağız, azarlamayacağız
- İhsanoğlu miting yapamayacak. Başbakan 31 ilde yapacak. Paralel devlet yapılanmasına yönelik ne düşünüyorsunuz?
- KCK davalarında tutuklu olanlar tahliye edildi. KCK’da paralel devlet yapılanmasının operasyonu olabilir mi?
Demirtaş: Adayların nasıl kampanya yürüteceği kendi bileceği iş. Türkiye’de derin devlet olgusu hep olageldi. AKP’nin paralel demesi abesle iştigal. Evrenin her hangi bir yerinde kesişen iki çizgiye paralel denmez. Bıraksınlar biz her ikisine paralel diyelim ama AKP paralel diyemez. Hukuk dışına çıkmış suç işlemiş kim olursa olsun cemaa ya da parti mensubu olur kesinlikle hesap sorulması lazım. Bir kişi cemaat sempatizanı diye suçlanamaz. Suç işleyip işlemediğine bakılacak. Cemaati suç olarak tanımak hukukdışışık olur. KCK operasyonları sırasında AKP ve cemaat b,irlikte yönetiyordu iktidarı. O günlerde henüz öküz ölmemiş, ortaklık bozulmamıştı.
- Bayağı iddialı vaatleriniz var. En iyi hükümet en az hükmedendir dediniz. Bunu sizinle olmayan hükümetle nasıl sürdürürsünüz?
- İkinci tura kalırsa ne tutum belirleyeceksiniz?
- Seçilirseniz Erdoğan’la nasıl çalışacaksınız?
Demirtaş: Tek bir kişi çıkıp ben bütün bunları yapacağım diyorsa asıl aldatmaca oradadır. Ben sizlerin mesajını taşımakla görevli hissediyorum kendimi. Bu mücadele süreç işidir. Bunları cumhurbaşkanı yapsın diye önermiyoruz. Yeni yaşamı birlikte inşa edeceğiz. Bir tek kişinin bunları yaptığı sisteme demokrasi denmiyor. İkinci turla ilgili diğer adaylara da sormak lazım. İkinci tur için onlardan biri ya beni destekleyecek ya da boykot yapacaklar. Ben tavrımı net olarak ifade ettim. Beni destekleyen hiç kimse ikinci turda bunu destekle diye oy vermiyor. Kediler trafoya girmez ve hile yapılmaz da ikinci tura gidemezsek çekilmeyeceğiz kimse lehine. Üstüne bir de koltuk kazanırsak ona da yok demeyeceğiz.
Ben kazanır da cumhurbaşkanı olur ve Başbakan da Erdoğan olursa Allah ona yardım etsin. Demokrasiye, çoğulculuğa alışacak. Öyle toplantılarda ‘kalk gidiyoruz’ diyemeyecek.
- Bağlama sloganı fikri size mi ait?
- Bağlamadan başka bir enstrüman çalamıyor musunuz
- Fotoğraflardan biri Tanrıkulu’nun mekanında mı çekildi?
Demirtaş: Yan tarafında.. Mekan desteği yok. Çay parasını nerede verirsen oturabiliyorsun. Sadece bağlama çalabiliyorum. Halkın umutlarını, geleceğini çalmıyorum.
- Kampanyanızda Gezi vurgusu çok ön planda. İkinci turda destek vermezseniz kimseye bunun Erdoğan’ın lehine olacağı söyleniyor. İki aday arasında bir fark yok mu sizce?
Demirtaş: Adaylığımı bir televizyon kanalında açıklamadım. Açıklamayı yapana kadar bir ay boyunca o çevrelerde toplantı yapılmıştı. 2. Turda Ekmel Bey’i ya da Tayyip Bey’i destekleyeceğimiz kararımız yok. Bize oy verenler ilkelere oy veriyor. 2 aday da bu ilkelerin kenarından bile geçmiyor. 2 aday da bu ilkeleri hiçbir şekilde savunabilecek bir çizgiyi temsil etmiyor. Tayyip Bey'e karşı herhangi bir adayı desteklemek diye bir ilke olamaz. Tayyip olmasın her kim olursa olsun adayını ilkesel olarak yanlış buluyorum. Tayyip Bey olmasın biz olalım.
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon tüm dünya liderlerini Eylül’de New York’ta iklim değişikliğine karşı tedbir almak için çağrıda bulundu. Toplantı tarihi cumhurbaşkanı seçiminden bir ay sonra?
Demirtaş: Ben onu programa aldım zaten. Toplantıya gidebilirsem bu anlattıklarımızı tüm dünya liderleri arasında en cesurca savunabilecek Türkiye’den giden cumhurbaşkanı olur
- Çankaya kalıcı barış açısından stratejik önem taşıyor dediniz?
Demirtaş: Barış sürecinin içeriğine dair bugün burada anlattıklarım. Bunların Çankaya’ya taşınması barış sürecinin kalıcı adımı olur. Biz barış derken başka bir şey söylüyoruz kendileri barış derken başka bir şey kast ediyor
- Kadına geniş yer veren açıklama sizden geldi. 2. Turdaki tavrınıza dair yaptığınız açıklamalar kafamda net bir yere oturmadı. Toplumun diğer kesimlerini nasıl kucaklayacaksınız?
Demirtaş: Ben kadın hakları ve özgürlüğü konusunda eş başkanlık modeli başta olmak üzere kadın arkadaşlarımız kendi direnişleriyle başroldedir. 2. Turda ne yapacağımız bizim kesinlikle 2. Tura kalmayacağımız algısına yöneliktir ki yanlıştır. 2. Tur 15 gündür. Bunlar orada 5 yıl ne yapacak? Ben 15 gün ikinci turda olacağım da sizin oy verecekleriniz 5 yıl Çankaya’da olacak. Demirtaş’ın Çankaya’da koltuğa oturması bu ilkeleri kazandık anlamına gelmez.
- Anketlerde isminiz pek ön planda değil. Hedefiniz nedir?
- Batı’dan oy alabilecek misiniz?
- Türk Bayrağı ile poz verir misiniz cumhurbaşkanı olduğunuzda?
Demirtaş: Mütevazi bir adayım. Yüzde 50+1 alayım yeter diyorum. Hedefim o. Bayrak siyaseti de Türkiye’de bizim ucuz bir şekilde yapacağımız siyaset değil. Cumhurbaşkanı olursam olmasam da bayrağın layık olduğu şekilde tüm toplumu temsil edeceğini söylüyorum. Bayrak bir çok suçu ve günahı örtmek içinde kullanıldı. Bayrağı en büyük hakareti de onlar yaptı. Biz hiçbir zaman hakaret etmedik. Bayraklara, renklere saygı duyduk. Asıl hakareti yapanlar milliyetçi, bayrak sevdalısı olanlar ilan edildiler. Düzeltilmesi bunun da ben cumhurbaşkanı olunca daha kolay olur. Bayrak bizden yana değil onlardan yana tehdit altındadır.
- Erdoğan’ın politikası gösteriyor ki cumhurbaşkanlığı seçimi rejimi de değiştirecek?
Demirtaş: Rejimi biz değiştirelim dediğim için adayım yoksa rejim değişmesin dediğim için değil.
- Askerlik yapmak istemeyen erkekler için ne yaparsınız?
Demirtaş: Vicdani ret hakkını savunurum. Zorunlu askerliğin kaldırılması gerektiğini savunuyorum.