Avrupa’da yaşayan Türkiyeli hukukçuların kurduğu Koşulsuz Adalet Hareketi, “Harekete Geç!” sloganıyla her hafta Fransa'nın Strazburg şehrindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Türkiye’de yaşanan farklı insan hakları ihlallerine son verilmesi için adalet nöbeti tutuyor.
İlk nöbetlerini 27 Kasım 2020’de başlatan hareket üyeleri, askeri okulların kapatılışının 5. yıldönümü kapsamında AİHM önündeki 36. nöbetlerinde ‘Tutuklu Harbiyeliler ve ihraç edilen askeri öğrencilerin’ yaşadığı hukuksuzlukları uluslararası kamuoyuna duyurmak amacıyla toplandı. Bu haftaki nöbeti Avrupa’nın farklı şehirlerinden gelen askeri öğrenciler devraldı.
Gazete Duvar'dan Salih Gergerlioğlu'nun haberine göre, nöbet esnasında askeri öğrenciler, 16 Temmuz 2016 sabahı köprüdeki linç girişiminde hayatını kaybeden Hava Harp Okulu öğrencisi Murat Tekin ve Ragıp Enes Katran dahil olmak üzere 5 yıldır tutuklu olan başta kadın askeri öğrenciler Nagihan Yavuz, Nimet Ecem Gönüllü, Şüheda Sena Öğütalan ve diğer devre arkadaşlarının yaşadıklarını protesto etmek amacıyla arkadaşlarına ait devre yüzüklerini AİHM’in kapısına bıraktı.
Harbiyelileri mahkemeye hatırlatmak için yüzden fazla askeri öğrencinin fotoğraflarını AİHM’in demir parmaklıklarına asan askeri öğrenciler, eylem sonrasında AİHM önünde yaptıkları basın açıklamasında yargılamalar süresince maruz bırakıldıkları adaletsizlikleri anlattı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, müebbet hapis cezası alan askeri okul öğrencileri 2016’dan bu yana cezaevinde. 355 Askeri öğrenciye “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan TCK 309/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası verildi. Nöbete katılan askeri öğrenciler darbe teşebbüsüyle suçlanan arkadaşlarının ellerine silah dahi almadıklarını, adil bir yargılamanın olmadığını, tanıkların adil bir şekilde dinlenmediğini ve video kayıtlarının mahkemede tartışılmadığını savunuyor.
Eylem sonunda Koşulsuz Adalet Hareketi üyeleri, insan hakları ve evrensel hukuk ilkelerinin egemen olduğu, keyfilikten uzak bir adalet sistemi talep ettiklerini, bu amaçlarına ulaşabilmek için çaba sarf etmeye devam edeceklerini belirttiler.