KOT KUMLAMA İŞÇİLERİNİN TALEPLERİ İNCELENİYOR İSTANBUL (A.A)

-KOT KUMLAMA İŞÇİLERİNİN TALEPLERİ İNCELENİYOR İSTANBUL (A.A) - 23.01.2011 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kot kumlama işçilerinin malullük dereceleriyle ilgili bir tasnif yaptıklarını ve bu tasnifin sağlık sebebiyle yapılamayacağına dair bir eleştirileri ve talepleri olduğuna ilişkin bilgi aldığını belirterek, ''Cumhurbaşkanımızın talebi gelmeden, önce konuyu sağlık ekiplerine inceletiyorum. Tasnif sağlık açısından yapılması mümkün olmayan bir husussa kararımızı gözden geçiririz'' dedi. Bakan Dinçer, Mimarlar ve Mühendisler Grubu üyeleriyle, Barcelo Eresin Topkapı Oteli'nde düzenlenen toplantıda bir araya geldi.  Dinçer, toplantıda yaptığı konuşmada, çalışma hayatının en önemli sorununun, işsizlik ve istihdam meseleleriyle ilgili konular olduğunu, bunun dışında kayıt dışılık, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik meseleleri ile sendikal hak ve özgürlüklerden de söz edilebileceğini söyledi. Türkiye'nin istihdam ve işsizlik konusunda batılı ülkelerden farklı bir özelliği olduğunu dile getiren Dinçer, Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü ve istihdam yarattığını belirtti. Türkiye ekonomisinin, kriz dönemi dahil olmak üzere istihdam yarattığını, her yıl yaklaşık 550 bin kişiye istihdam sağlandığını anlatan Dinçer, 2009 yılında 83 bin, 2010 yılında 953 bin kişiye istihdam sağlandığını kaydetti. Bakan Dinçer, işsizliğin son 3 yıl içinde yüzde 10'dan yüzde 12'ye çıktığını ifade ederek, ''15-24 yaş arasındaki nüfusumuz, bir yıl önce genel nüfusa göre yüzde 16,9 oranına sahipken, bu yıl yüzde 17,7 oranına sahip ve bu artışlar 2017 yılına kadar devam edecek. Her yıl 850 bin kişi çalışma çağına giriyor. Her yıl tarım sektöründeki çözülme sebebiyle yaklaşık 150 bin kişi sanayi ve hizmet sektöründe iş aramaya çıkıyor'' dedi. -İŞSİZLİK SORUNU- Bakan Dinçer, ekonomi yüzde bir büyüdüğünde, yaklaşık 100-120 bin civarında insana istihdam sağlandığını anlatarak, şunları söyledi: ''Eğer esnekliği, ekonomi yüzde bir büyüdüğünde binde 5 değil, binde 6 esnek hale getirebilirsek, sadece binde bir oranında ekonomimizin esnekliğini artırmayı başarırsak o zaman ek olarak 50 bin kişiye daha istihdam sağlama imkanımız olacak. Aynı büyümeyle her yıl 150-160 bin kişiyi istihdam edebileceğiz. O zaman bizim ekonomik büyüme dışında, ekonomimizi esnekleştirmekten başka şansımız görünüyor mu? Türkiye'de iş adamları, işçiler, muhalefet, iktidar 'işsizlik sorunu çözülmeli' diye yüksek sesle konuşurken, işsizlik sorununun çözülmesi için en önemli çıkış yollarından birisiyle ilgili konuşulmaya başlandığında herkes itiraz ediyor.''  -KIDEM TAZMİNATI- Dinçer, Türkiye'de 2,5 milyon kişinin işten çıktığını, işini değiştirdiğini veya işten çıkarıldığını belirterek, ''Bu 2,5 milyon insanın sadece yüzde 8'i kıdem tazminatı alabildi. Bu acaba öncelikle kimin sorunudur? İşçilerimizin sorunudur. Bugün pek çok alt iş veren, hizmet üretirken yıllık ihale alması sebebiyle, işçilerimizin kıdem tazminat hakkını ödeyememektedir ya da kıdem tazminatı hakkından kurtulmak için her yıl şirket değiştirerek veya başka şirketlere naklini yaparak insanların kıdem tazminatı almasını önleyecek hukuki oyunlar oynamaktadır'' diye konuştu. Bakan Dinçer, birçok firmanın, krizde batacak olursa ya da çalışamayacak duruma gelirse, krizin maliyetinin önemli bir kısmını ödemeyerek, işçileri çıkardığını dile getirdi. -''18-20 BİN İŞÇİ BELEDİYELERDEN ÜCRETLERİNİ ALAMIYOR''- ''Kıdem tazminatı, hükümetin, işverenin, işçinin yaşadığı ortak bir sorundur. Bunu çözelim diyoruz, ama buna da karşı çıkıyorlar. Muhalefet, işçi sendikaları, işveren sendikaları karşı çıkıyor. Peki o zaman Türkiye istihdam sorununu nasıl çözecek'' diyen Bakan Dinçer, şunları kaydetti: ''Bizim tahminimiz, 18-20 bin kişi arasında işçi belediyelerden ücretlerini alamıyor. Çünkü belediyeler başka yerlerde yaşayan hemşehrilerini kendi nüfuslarına kaydettirmişler. Ona göre yüksek ücretler alıyorlarmış ve ona göre de istihdam kapasitesi oluşturmuşlar. Ama Adrese Dayalı Kayıt Sistemi sebebiyle her ilin, ilçenin, beldenin nüfusu gerçek hale dönüşünce ciddi oranda birçok beldenin nüfusu düştü. Gelirlerin düşmesi sebebiyle belediyeler işçilerin ücretlerini ödeyemez hale geldi.'' -KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE- Bakan Dinçer, kayıt dışılıkla ilgili çok ciddi mücadele ettiklerinin altını çizerek, ''Türkiye, yüzde 44 civarında istihdamda kayıt dışılık yaşıyor. 2002 yılında kayıt dışılık oranı yüzde 52 idi. Bir puanlık kayıt dışılığın bu ülkeye maliyeti, 820 milyon lira'' dedi. Türkiye'de 16 milyon 200 bin civarında kayıtlı çalışanın bulunduğunu anlatan Dinçer, ancak çalıştığını ifade eden insan sayısının 23 milyonu bulduğunu belirtti. İş kazaları ve meslek hastalıklarının yüzde yüze yakın oranda önlenebilir hususlar olduğunu ifade eden Dinçer, tedbirlerin alınmaması halinde bunun maliyetinin de yüksek olduğunu söyledi. Dinçer, ''Türkiye, her yıl sadece 200 milyon liralık iş kazasını önlemek üzere yatırım yapsaydı, 4 milyar liralık tasarruf sağlayacaktı'' dedi. -SORULARI YANITLADI- Bakan Dinçer, konuşmasının ardından katılımcıların ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşerek, kendileriyle ilgili yapılmasını istedikleri yasal düzenlemeleri ilettiler. Cumhurbaşkanı Gül de bu konuyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ileteceğini belirtti. Bu konuyla ilgili son gelişme nedir?'' sorusuna Bakan Dinçer, şu yanıtı verdi: ''Slikozis hastalığıyla ilgili çok önemli iyileştirmeler yaptık. Bizim önerdiğimiz modelin içinde olmakla birlikte, mecliste komisyonda hem maaşların artmasıyla alakalı hem de eş ve çocuklarının da ileride yararlanmalarını sağlayacak düzenlemeler yaptık. Bu açıdan slikozis hastalarımızın sorununu biliyoruz ve çözmeye çalışıyoruz. Onlar malulen emekli olmayı talep ettiler bizden. Malullük teknik bir durumdur. Herhangi bir iş yerinde çalışmayı, en az bin 800 gün prim ödemeyi ve fizik olarak da başkasının bakımına muhtaç olmayı gerektiren bir husustur. Biz onlara malullen emeklilik hakkını versek bile, fizik olarak başkalarının bakımına muhtaç olmadıkları için bu haktan yararlanamazlar. O açıdan biz onların durumlarını göz önüne alarak 2022 sayılı diğer yardım kanunundan yararlandırdık. Malullerin sahip olduğu her türlü hakka burada da sahip olacaklar. Düzenli olarak bizden maaş alacaklar, sağlık sigortası olacak, eş ve çocukları da bir vefat halinde yararlanabilecekler. Onların ihtiyacını karşılayabileceğini düşündüğümüz her türlü kolaylığı gösterdik.'' Bakan Dinçer, bu konuyla alakalı Cumhurbaşkanlığı makamından doğrudan kendisine henüz bir bilginin aktarılmadığını belirterek, şöyle dedi: ''Onların malullük dereceleriyle ilgili biz bir tasnif yapmıştık. Onların, bu tasnifin aslında sağlık sebebiyle yapılamayacağına dair bir eleştirileri ve talepleri olduğuna dair bir bilgi aldım. Cumhurbaşkanımızın talebi gelmeden, önce konuyu sağlık ekiplerine inceletiyorum. Tasnif sağlık açısından yapılması mümkün olmayan bir husussa kararımızı gözden geçiririz. Ama aksi taktirde şu anda verilen haklar itibariyle çok iyi konuma gelmiş vaziyetteler.''