Rıdvan Dilmen Fenerbahçe-Bursaspor maçını yorumladı. İşte Dilmen'in bugünkü (14.09.2009) yazısı:Belki Fenerbahçe iyi oynamadı ama iyi savaştı. Geçen yıl böyle maçları hiç kazanamadılar. Ortaya koydukları mücadele büyük takımların ortaya koyduğu mücadeledir.Trabzon ve Bursa gerçek deplasmanlar büyük takımlar için. Çünkü ciddi bir seyirci potansiyelleri var, ciddi bir yerel basınları var. Bu yüzden oyuncular sürekli yüksek motivasyon içindeler. Özellikle büyük maçlara iyi hazırlanıyorlar. Seyirci baskısı da rakipler için üst düzeydedir.
Bursa’da dün iyi bir maç oldu mu? Hayır... Ama çok sıkı, sert bir maç izledik. Ayrıca maçın kötü geçmesinde hakemin de büyük rolü vardı. Ortada giden oyunda, iki taraf için de fazla pozisyon yokken Alex’in müthiş golüyle Fenerbahçe öne geçti.
İkinci yarıda savunmada bekleyip çabuk çıkmak istedi Fenerbahçe. Ama beklenen kontratakları yapamadı. Bursaspor da bende tipik bir kontra takımı izlenimi bıraktı. Sercan kaliteli kalabalık defans oyuncuları arasında kayboldu. Hedef forvetleri olmadığı için geniş alan oyuncuları olan Turgay ve Sercan ile Fenerbahçe’yi zorlayamadılar. Pozisyon üretemediler. Lugano ve Bilica göbekte çok dikkatliydi. Konsantrasyonlarını bir an olsun kaybetmediler. Hemen hemen sıfır hatayla da maçı tamamladılar.
Gökhan Gönül’ün arzulu ve öne doğru oynama isteği sürüyor. Ama iyi değildi. Roberto Carlos ise idare ediyordu. Bu yüzden hücum organizasyonları kanatlardan aksadı. Sadece göbekten Alex’in yapacağı işlere endeksli bir oyun ortaya çıktı. Fenerbahçe takımının yarısı erken kart görünce özellikle ikinci yarıda ilk hamleleri kontrollü yapmak zorunda kaldılar. Ancak rakibe geniş alan bırakmadıkları için fazla risk yaşamadılar, zorlanmadılar.
Belki Fenerbahçe iyi oynamadı ama iyi savaştı. Geçen yıl böyle maçları hiç kazanamadılar. Ortaya koydukları mücadele büyük takımların ortaya koyduğu mücadeledir. Ayrıca oyunun son bölümünde fizik olarak da ayakta kaldılar. Kora kor ikili mücadelelerin hepsinden galip ayrıldılar. Diri görüntüleri alkışı hak etti. Emre’nin yokluğunda Teknik Direktör Daum, Mehmet Topuz ile oyuna başladı. Mehmet Topuz bence beklenenin üzerinde bir performans ortaya koydu. Daum’un ikinci yarıdaki değişiklikleri de maçı 1-0’a kilitleme hamleleriydi.
Son paragrafı Deniz Çoban için açmak istiyorum. Son iki yıldır çıkış yapan önemli bir isim. Bir kez gördüğünü çalmaya özen gösteriyor. Tarafsız olmaya dikkat ediyor. Ancak bunu yaparken “büyük takımları kollamam” havasını yaratmak, onun geleceği açısından pek de iyi değil. Fenerbahçe’nin oyunun büyük bölümünü sahasında kabul etmesinin nedeni Çoban’ın çıkardığı gereksiz sarı kartlardan oldu.