Ekonomik krizde parasız kalanlar, hem kurlardaki hem de altın fiyatlarındaki artışı da dikkate alarak kötü günler için sakladığı altınlarını bozdurmaya başladı. Vatan gazetesinin haberine göre 2009’un ilk 3 ayında toplam altın ithalatı sadece 40 kilogramda kalırken, Ekim ayından bu yana ise 125 bin kilogram altın yurtdışına satıldı. Kuyumcular, boşanmamış eşlerin bile alyanslarını getirip sattıklarını söylediler. Tam anlamı ile bir altın ithalatçısı olan Türkiye’de kriz halkın altın sevdasına da fren yaptırdı. Dünyanın en büyük altın ithalatçılarından biri olan Türkiye, krizle birlikte bir anda altın ihracatçısı durumuna geldi. İstanbul Altın Borsası, bu yılın ilk 3 ayında yapılan altın ithalatının sadece 40 kilogramda kaldığını açıkladı. Oysa geçen yılın 3 ayında toplam altın ithalatı 32 bin 527 kilogram olmuştu. İthalat yerine ihracat Verilere göre Türkiye bu yılın Ocak ve Şubat aylarında hiç altın ithalatı yapmadı. 40 kilogramlık ithalat Mart ayında gerçekleşti. Bir ons altının 31.1 gram olduğu dikkate alınırsa yapılan ithalatın parasal değeri 925 dolarlık ons fiyatına göre 1 milyon 190 bin dolarda kaldı. Oysa geçen yıl Ocak ayında 18 bin 777 kilogram, Şubat ayında 13 bin 75 kilogram, Mart ayında ise 675 kilogram altın ithalatı yapılmıştı. Altın ithalatı 2008 yılının genelinde ise 165 bin 936 kilogram olarak belirlenmişti. Bugünkü fiyatlarla 2008 ithalatının parasal değeri 5 milyar doları buluyordu. Altın ithalatında dramatik bir düşüş yaşanırken, altın ihracatı ise inanılmaz bir şekilde arttı. Türkiye geleneksel olarak her yıl ithal ettiği altının bir bölümünü işleyerek başta Rusya ve Ortadoğu ülkeleri olmak üzere kuyum olarak satıyordu. Ancak, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyanın en çok altın tüketen ülkesi olan Türkiye’de hiç bir dönemde altın ihracatı, altın ithalatının önüne geçmiyordu. Yani ithal edilen altının büyük bölümü Türkler tarafından talep ediliyordu. Örneğin 2007 yılında toplam ithalat 230 bin ton iken, ihracat aynı yıl 52.5 ton olarak gerçekleşmişti. 177 bin kilogramın üzerindeki altını ise Türkler talep etmişti. 2008 yılında ise ihracat birden artış göstermeye başladı. Kuyumcular özellikle Ekim ayından sonra yani krizin derinleştiği aydan sonra altın ihracatında önemli bir artış yaşanmaya başladığına dikkat çektiler. Ekim ayından bu yana yaklaşık 125 bin kilogram altın yurtdışına satıldı. Bu altının parasal karşılığı 3 milyar 720 milyon doları buluyor. Ancak yurtdışına giden altın rafine edilip belirli standartlarda külçe altına çevrildiği için yurtdışına satış fiyatında yüzde 25’lik bir iskonto yapılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu durumda 125 ton altının yurtdışına satış fiyatının bugünkü ons değerine göre 2.8 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Alyanslar bile satılıyor İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, “Ekonomik krize borçla yakalanan bir de üstüne üstlük işini kaybeden vatandaşlar elinde tuttuğu, kötü günler için sakladığı altınları satmaya başladı. İşini kaybeden sayısı artınca satışlar hızlandı” diye konuştu. Elindeki altınları bozduranlar arasında evli çiftler olduğunu, alyanslarını bile bozduranlar olduğunu söyleyen Kameroğlu, “Bazı vatandaşlar da altın fiyatlarındaki yükselişi değerlendirmek istedi” dedi. İstanbul’da 2 bin 500’ü toptancı olmak üzere yaklaşık 6 bin 500 civarında kuyumcu bulunuyor. Bu kuyumcular son dönemde altın satın alandan çok altınını bozdurmak isteyenlerle karşılaştığı için alım-satım oranlarındaki marj da açılmış durumda. Özellikle işlenmiş bilezik gibi kuyumlarda alım-satım farkı daha çok oluyor. Kameroğlu, “Bu farka rağmen vatandaş eşinin, gelininin kolundaki bileziği bile getirip satıyor” dedi. Satın aldığımız altın günde 1 kiloyu buldu Kapalıçarşı’da özellikle Rusya ve Ukrayna pazarı ağırlıklı çalışan Golday’ın Genel Müdürü Gürkan Kayabaş, “Krizde altınını satanlar çok arttı. Sokaktaki vatandaştan biz günde 50-100 gram altın alırdık. Şimdi bu rakam 800 grama hatta 1 kilograma kadar çıkıyor. Yastık altından çıkan altını Kapalıçarşı esnafı alıyor, bunlar belli bir standartta özellikle İsviçre’ye gidiyor” dedi. Kayabaş altın ithalatının düşük görünmesinin altında başka sebepler de olduğunu, külçe altın ithalatının durmasına karşılık yarı mamul işlenmiş altın ithalatında önemli bir artış olduğuna dikkat çekti.