Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Köy Enstitülerinin, eğitimcinin, ülkenin gelişimindeki rolünü anlatması bakımından iyi bir örnek olduğunu belirtti. Adıbelli, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 69. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyeti kuran çağdaş ve aydın kadroların, eğitimin ve kalkınmanın öncelikle köylerden başlaması gerektiği fikrini benimsedikleri ifade etti. Köy Enstitüleri olgusunun "dünyada benzeri bulunmayan, Türkiye'nin dünya eğitim tarihine kazandırdığı en özgün modellerden biri olduğunu" vurgulayan Adıbelli, şöyle devam etti: "Çağdaş bir toplum yaratmak için planlanan köy enstitüleri, eğitimcinin ülkenin gelişimindeki rolünü anlatması bakımından oldukça iyi bir örnektir. Kalkınmış bir toplumun gereksinimi olan yetişmiş iş gücü, bu kurumlarda sanatla, edebiyatla ve çağdaş olan tüm yeteneklerle harmanlanarak, Türkiye'nin her bir yanına cesaret, iddia, inanç ve bitmek bilmeyen bir umutla yayılmıştır. Köy enstitüleriyle birlikte aydınlanma yurdun her yanına taşınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk 15 yılında cumhuriyet heyecanı, aydınlanma devrimi ülkede rüzgar estirmiş, halkı ve ülkesi için gelecek kurgulayan bir öğretmen, bir aydın modeli yetiştirmiştir. Öyle ki çok kısa zamanda yetişen öğretmenlerin etkisi bugün bile toplumda varlığını göstermektedir." -"AYDINLANMACI PROJEYDİ"- Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı da yazılı açıklamasında "eğitimin bugün sorun çözme özelliğini yitirdiğini" kaydetti. Eğitim alanında özelleştirmeye "gerektiğinden fazla bel bağlandığını" ileri süren Atıcı, bugün ilköğretim çağındaki 1 milyona yakın çocuğun okula gidemediğini, 8 milyon vatandaşın okuma yazma bilmediğini belirtti. Atıcı, şunları kaydetti: "Bilindiği gibi 1930'lu, 1940'lı yıllarda koşullar bugünkünden daha kötüydü ama köy enstitüleriyle 15 yılda öncelikle ilköğretim sorununun çözümü için plan yapılmış uygulamaya geçilmiş ve sonuç alınmaya başlanmıştı. Eğer kapatılmamış olsalardı, 1956 yılına kadar Türkiye'de okulsuz köy, öğretmensiz okul kalmayacaktı. Köy Enstitüleri sistemiyle ihmal edilmiş geniş kitleye öncelik tanınmıştı. Çoğunluğun bilinçlenerek yönetime ortak olması ana düşünceydi. Köy enstitüleri aydınlanmacı toplum kalkınma projesiydi."