T24 - Pazartesi günü cezaevinden çıkacak Mehmet Ali Ağca’nın yakalandığı sırada emniyet müdürü olan Hayri Kozakçıoğlu, Ağca’nın yalnız olmadığını ve arkasında başka organizasyonlar olduğunu söyledi. Papa'ya suikast düzenleyen, Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'yi 1 Şubat 1979'da öldüren Mehmet Ali Ağca, Pazatesi günü cezaevinden çıkıyor.Ağca, yakalandığı sırada İstanbul Emniyet Müdürü olan Hayri Kozakçıoğlu, NTV'ye konuştu.Kozakçıoğlu, şunları söyledi:“Mehmet Ali Ağca, her şeyden önce mahkeme kararı ile tespit olunduğu şekilde, tetiğe basarak can almış bir kişidir. Bu nedenle bence kahraman olmasını gerektirecek bir davranışı yoktur. Ama çok garip bir kişiliği var. Etrafında kafasında bir dünya kuran ve bu dünyayı da etrafındakileri de inandırmaya çalışan bir kişilik.Milliyet gazetesi, katilin yakalanması için o dönem önemli sayılabilecek bir para da koydu. Bu parayı almak için pek çok organizasyonla karşılaştık. Bu yüzden yakaladığımız kişilerin, bize gelen ihbarların gerçek olmadığını zaman zaman ispatlamakla uğraştık. Olaydan 5.5-6 ay sonra biz kendisini Beyazıt’taki bir kahvehaneden etrafa göstermeden aldık, sorguladık. 24 saat geçmeden, fiziki bir baskı da uygulamadan suçunu itiraf ettirdik. İtalyan polisi, elinde silahıyla yakaladı ama bir türlü konuşturamadı.Bize suç ortaklarını söyledi, silahı söyledi. Suç ortaklarından biri 24 saat daha geçmeden Adana’dan alındı, getirildi. Ama biri kaçma şansını buldu ve yurtdışına kaçtı. Hâlâ yurtdışındadır zannederim.Ağca'yı bir hafta süreyle sorguladık, sorgusunda ben de bulundum. Her sorguda başka bir ifade veriyordu, kendi hikayelerini yazmıştı. Ama buna rağmen biz olayın nasıl gerçekleştiği konusunda çok iyi inceleme yaptığımız için, olayı net olarak ortaya çıkarttık.Sıkı yönetim savcılığından bir hafta süre alındı o süre içinde sorgulandı daha sonra yeni bir süre verilmesi uygun görülmedi.Ağca olayında bana göre iki büyük handikap vardı. Biri Ağca’nın tetiği çektiğinin ispatlanması yeterli değildi, çünkü yalnız değildi. Ağca belli bir şekilde bu olaya hazırlandı ve arkasında değişik güçler kullanıldı, bunların tamamının ortaya çıkarılması gerekiyordu. Sürenin çok az olması bunu engelledi ve maalesef suç işleyenlere yardım edenlerin Türkiye dışına kaçmasını sağlayan değişik organizasyonlar vardı. Pasaport temin etme, başka yerlere kaçırma, çok iyi saklama ve polisi biraz baskı altında tutma gibi organizasyonlar vardı.Bu konuda ayrıntı verdiğim zaman bazı yerleri itham etmiş oluyorum. Söylediklerimi şu anda ispat etme şansım yok. Bu olay yalnız siyasi içerikli, yalnız yurtiçi olayı da değildir. Daha sonraki gelişmeler göstermiştir ki, Ağca yurtdışında bazı organizasyonlarda kullanılmıştır, Papa meselesinde kullanılmıştır.O gün için Türkiye'nin daha fazla ateşe karışmasını Türkiye'de daha fazla insan öldürülmesini Türkiye'ye daha fazla silahın girmesini bunların daha fazla kullanılmasını ve kardeş kavgasının artmasını ve bundan menfaat elde etmeyi düşünen çeşitli gruplar vardı. Silah ve mermi kaçakçıları, silah fabrikatörleri....Kontrgerillanın bu işin içinde ne derece olduğunu kesin olarak söyleyemiyorum ama benim için Ağca’nın cezaevinden kaçması bir organizasyondur. Bana göre işin içinde kaçma değil, kaçırılma olayı vardır.Kaçma olayının cereyan ettiği günlerde emniyet müdürlüğü görevimden ayrıldım ondan sonraki olayda devam etme şansım yoktu. Ama daha sonra zaman zaman ortaya çıktıkça, pasaport temin edildiğini, kaçırıldığını, İran’a götürüldüğünü yurtdışında gayet rahat barındırıldığını pek çok kere görmüş oluyoruz. Bu organizasyonun içinde Bulgaristan mafyasını da vardı, onlarla müşterek çalışan Türkiye'de mafya diyebileceğimi gruplarda vardı. Mesela sadece siyasi bir mesele değildi. Başka ülkelerin organizasyonu mafyaların organizasyonu vardı. Bu işte kullanılan insanların bir bölümü de mafya ile birlikte çalışan insanlardı.Bizim tespitimizde tek silah vardı ve tek kişi tarafından ateş edildi. Biz orada olayı yaşayan, gören tanığını elde ettik. O görgü tanığının arabasını evini kimliğini değiştirdik. Onun verdiği ifadelere dayanarak zaten mermi pozisyonu oradaki olayda etrafında başka insanlar vardı. Ama tetik olayının tek kişi ve tek silah olduğu kanaatindeyiz. Biri araba ile bekliyordu, Ağca’yı araba ile getirmişti ismi Yavuz’du. Adana İktisadi Ticari Bilimler Akademisi’nde öğrenciydi. Hemen ertesi günü aldık, uçağın içinde itiraf etti. O arabanın içinde bekliyordu. Orada otobüs ve dolmuş durağı vardı, durakta bekleyenler vardı. Abdi İpekçi’nin arabası, Vali Konağı Caddesi’nden döndükten sonra o köşeden itibaren o araba izlendi ve işaret edildi. Zaten bunlarda tam araba köşede yavaşladığı sırada bu suikast gerçekleşti. Onun için başka kişiler vardı diyorum.'Bu işe de gladyo karışmıştır, parmağı olmuştur' demek için elimizde bazı ipuçlarının olması lazım. Ben 15 yıldan beri devlet görevinden ayrıyım, bu nedenle 15 yıl içinde ne gibi belgeler bilgilere ulaşıldı mı bilemiyorum onun için kesin bir şey söyleyemem.Yeniden açılmalıPek çok konu şu anda zamanaşımına girmiştir. Artık bu olaya karışan kişilerin konuşma zamanı da gelmiştir. Bu nedenle olayın tekrar ele alınarak incelenmesinde bence büyük yarar vardır.Yurtdışından istediğimiz belgeleri bilgileri alabilseydik, yurtiçini çözebilirdik.”