Kozmik oda savcısı: Sırlara bakmadık

Kozmik oda savcısı: Sırlara bakmadık

Kozmik oda soruşturmasında 1.5 terabaytlık sabit diske alınan bilgisayar imajı ile diğer belgelerin içeriğini inceleme yetkilerinin de olmadığını vurgulayan Ankara Savcısı Tekin Küçük, soruşturmayla ilgili takipsizlik kararında “devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve verilerin ancak dava açıldığı takdirde mahkemeye sunulmasının, dava açılmadığı takdirde ise ilgili kuruma teslim edilmesinin gerektiği, bu belge ve verilerin soruşturma safhasında Cumhuriyet savcısı ya da Hakim tarafından incelenemeyeceği değerlendirilmiş ve 1,5 terabaytlık sabit diske alınan imaj ve içerikleri devlet sırrı niteliğinde kabul edilerek Cumhuriyet Savcılığımızca incelenmemiştir” ifadelerini kullandı.

Bir ihbar telefonu ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı verilmişti. Takipsizlik kararında savcılık, soruşturmanın başlamasına neden olan sahte telefon ihbarına ilişkin tutanağı hazırladığı gerekçesiyle TEM Şubede görevli komiser Murat Y. hakkında ayrıca soruşturma başlatıldığını belirtti.

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, harddiskin çözümünü yapan TÜBİTAK BİLGEM bilirkişisi Burak Akoğuz’un ise Poyrazköy davasının ilk raporunu, Askeri Casusluk ve Danıştay saldırısı soruşturma ve davalarda da raporlar hazırladığı öğrenildi. Ankara Savcısı Tekin Küçük’ün Kozmik Oda soruşturmasına ilişkin verdiği takipsizlik kararında, Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığı’nda yapılan aramada nelerin yaşandığı ve sırlarının nasıl adım adım dışarı çıkarıldığı gözler önüne serildi. Sürece ilişkin ana hatlar şöyle:

25 Aralık’ta arama kararı

 

Karara göre, 19 Ocak 2009’da Arınç’ın evinin bulunduğu Çukurambar’da iki subayın gözaltına alınması sonrası, soruşturma savcısı Mustafa Bilgili, 25 Aralık 2009’da, tüm binaya arama kararı çıkardı. Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda aynı gün 19:30’da Cumhuriyet savcılarının katılımıyla arama başlatıldı. Ancak Seferberlik Tetkik Daire Başkanı Tümgeneral Selahattin Kısacık, “11 ve 16 numaralı odaların içindeki bilgi, belge ve arşiv kayıtlarının tamamının devlet sırrı olduğunu belirterek, aramanın ancak hâkim tarafından yapılabileceğini bildirdi. Savcılar arama yapamadı.

 

Genelkurmay vize verdi

 

Savcıların arama yapamaması üzerine, devreye giren nöbetçi hâkim Kadir Kayan, 26 Aralık’ta Ankara Seferberlik Başkanlığı hizmet binasına gitti. Tümgeneral Kısacık, bu iki odada “devlet sırrı” niteliğindeki devletin güvenliğini ilgilendiren bilgiler bulunduğunu belirterek, bu konuyu açıklığa kavuşuncaya kadar odanın incelemeye açılamayacağını kaydetti. Arama yapılmadan odalar mühürlenip Kayan tarafından tutanak tutuldu. Genelkurmay’ın vize vermesi üzerine ertesi gün kozmik odaya giden Kayan’ın aramaları 31 Aralık’a kadar sürdü.

 

Hâkimler sırları ifşa etti

 

Ancak Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliği, 31 Aralık 2009’da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe vererek, devlet sırrı gerekçesiyle arama kararının kaldırılmasını istedi. Genelkurmay Başkanlığı da aynı gün benzer bir itirazda bulundu. Mahkeme, 2 Ocak 2010 tarihinde; aramanın devamına karar verdi. Bu karar doğrultusunda hakim Kadir Kayan’ın 4 Ocak 2010 tarihinde başladığı aramalar, 20 Ocak’ta sona erdi. Ancak Kısacık, Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmek istenilen belgelerden fiziki evrak bölümünde 1 ve 6 nolu bendlerdeki doküman çıktılarının teslimine izin vermedi.

 

Başvurulacak kaynak

 

Bunun üzerine Hakim Kayan, harddiskleri arama yapılan 16 nolu arşiv odasında bulunan demir kasaya koyarak kasa ve odayı mühürledi. Hıfzı Çubuklu’nun başında bulunduğu Genelkurmay Adli Müşavirliği, el koyma tutanağına karşı 26 Ocak 2010’da itiraz etti. 1.5 terebaytlık imaja savcılığın el koyma kararını kaldıran Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bu imajların “mahkemece kovuşturmanın derinleştirilmesi kapsamında başvurulacak kaynak olduğu iddiasıyla” Adli Müşavirlik’in uygun göreceği bir yerde muhafaza altına alınmasına karar verdi.

 

Müşavir sırları verdi

 

Üç yıl boyunca savcılık, imaja dokunamadı. Ergenekon soruşturmasında dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Çubuklu’nun tutuklanmasıyla yerine Muharrem Köse’nin atanmasıyla ilginç bir gelişme yaşandı. 25 Şubat 2013’te mahkemeden karar aldıran savcı Bilgili, Genelkurmay’a yazı göndererek, Destek Kıtaları Grup Komutanı’nın makam odasındaki harddiskleri istedi. Harddiskler, Hakim Albay Köse’nin arasında bulunduğu 3 subay tarafından savcıya verildi. 13 Haziran’da savcılığa yazı yazan Genelkurmay Adli Müşavirliği, 16 no’lu odadaki belgelerin teslim edilmesini istedi. Mahkemeden karar çıkartan Bilgili, 16 no’lu odadaki dokümanlara el koydu.

 

‘Devlet sırrı, bakamadık’

 

El konulan 1,5 terebaytlık imajın içeriğini inceleme yetkilerinin de olmadığını vurgulayan Küçük, kararında “devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve verilerin ancak dava açıldığı takdirde mahkemeye sunulmasının, dava açılmadığı takdirde ise ilgili kuruma teslim edilmesinin gerektiği, bu belge ve verilerin soruşturma safhasında Cumhuriyet savcısı ya da Hakim tarafından incelenemeyeceği değerlendirilmiş ve 1,5 terabaytlık sabit diske alınan imaj ve içerikleri devlet sırrı niteliğinde kabul edilerek Cumhuriyet Savcılığımızca incelenmemiştir” ifadelerini kullandı.