Krizde 'en kötü' görüldü mü?

Krizde 'en kötü' görüldü mü?
Önemli kurumlara göre, krizin dip yapması ve yeni bir ekonomik yükselişin işareti, krizin çıktığı yerden gelecek. ABD’de konut fiyatlarının yükselmesi en önemli işaret olacak... Büyüme, sanayi üretimi ve işsizlik ile ilgili olumsuz veriler gelmeye devam ederken yer yer olumlu göstergeler de geliyor. 25 Mart’ta ABD’de mevcut küresel krizin sebebi olan konut sektöründe dibe vuran fiyatların bazı bölgelerde yükselmeye başladığı haberi gelmişti. Konut piyasası araştırmalarına göre, en çok konut fiyatlarının yükseldiği bölgelerin başında Kaliforniya gösteriliyordu. San Diego, Florida, Nevada, Arizona, Virginia, Minnesota, New Mexico, Teksas, Georgia ve İlionis eyaletlerinde de fiyatlar kıpırdamıştı. Bu haberden önce, 3 Mart’ta da İngiltere’de uzun süredir düşen tutsat (mortgage) başvurularının şubatta sürpriz bir artış yaşandığı bildiriliyordu. G20’nin Londra Zirvesi’nde 1.1 milyar dolarlık kaynak paketinin açıklanması, ‘iyimser’ senaryoları güçlendirdi. Borsalarda aşağı gidiş hızı kesildi gibi... Türkiye’de birçok alanda aşağı yönlü hareket sürüyor olsa da son iki aydan bu yana tüketici güven endeksinde artış izleniyor ve bizde de ‘dip’ tartışması yaşanıyor. İşte Milliyet gazetesinin derlemesiyle ünlü iktisatçıların ‘Kriz dip yaptı mı’ sorusuna verdiği yanıtlar: Ortalık ılımaya başladı / Milliyet yazarı Güngör Uras: Krizden çıkış başladı mı, başlamadı mı, konusunda kesin göstergeler yok ama, esen kötümser rüzgâr şiddetini kaybetti. Ortalık ılımaya başladı. İnsanların taleplerini ertelemelerinin bir sınırı var. İnsanların sabrı tükenmeye başlayınca, harcamalarda da kıpırdanma görülüyor. Harcamalardaki kıpırdanma üretime yansıyor. Borsalara bakarsak Batı’da krizden çıkış başlamadı. Fakat reel rakamlara, talep, üretim, istihdam rakamlarına bakarsak yukarıya çıkış başlamasa da aşağıya iniş durdu. İsterseniz buna kriz Batı ekonomilerinde artık dibe vurdu diyebiliriz. Bizde ise aşağıya inişin sürdüğü görülüyor. (Aşağıya inişin, yukarıya çıkışın göstergesi milli gelirdir. Milli gelirde azalma devam ediyor ise aşağıya iniş devam ediyor demektir.) Dibe vurduk diyemeyiz / Milliyet yazarı Osman Ulagay Baharın gelmesiyle birlikte ekonomide de “yeşeren umutlar”dan söz edenler çoğaldı. Aslında bu çok doğal çünkü insanlar ve piyasalar kötü haber duymaktan bıktı, en küçük bir olumlu sinyale bile sarılma eğilimi ağır basıyor. Son haftalarda başlıca borsalarda bir yükseliş eğiliminin gözlenmesi ve Çin’den ABD’ye, farklı ülkelerden en kötü noktadan geri dönüşün başladığını düşündüren kimi sinyallerin gelmesi umutları daha da artırdı. Bu süreçte borsalarda geçici yükselişler görülebilir, son altı ayda feci şekilde dibe vurmuş olan kimi göstergelerde dipten kurtulma denemeleri yaşanabilir ama bunlara bakarak “Krizin dibini gördük” diyemeyiz, çünkü krizin temelinde yatan ve finans sistemini felce uğratan “toksik varlıklar” sorununa çözüm bulunabilmiş değil. IMF’nin, bu “toksik varlıklar” nedeniyle bankaların ve diğer finans kuruluşlarının uğrayacağı zararlarla ilgili tahminini bir kez daha katlayarak 4 trilyon dolara yükselttiği anlaşılıyor. Oysa şu ana kadar sineye çekilmiş olan zarar yalnızca 1.3 trilyon dolar. Devasa boyutlardaki bu sorun çözümlenmeden global krizin dibe vurduğunu söylersek kendimizi kandırmış oluruz. Karar için erken / Milliyet yazarı Prof. Dr Hurşit Güneş Şubatta ABD’de dayanıklı mal siparişleri yüzde 3.5 arttı. Yeni ev yapımları ocakta 477 bindi, şubatta 583 bin oldu. Otomotivde de satışlar 9.1 milyondan 9.8 milyona çıktı. Sanayi üretiminde daralma yüzde 1.5’e kadar düştü. Bütün bunlar olumlu. Zaten son bir aydır da dünya borsaları bu nedenle bir toparlanma yaşadı. Ancak krizden çıkışa emin olmak için çok erken. Malum, krizin küresel nitelikli olduğunu unutmamak gerek. Fakat kredi mekanizmaları hâlâ tam anlamıyla çalışmıyor. Üstelik krizden çıkışı görebilmek için konut piyasasında belirgin bir canlanmanın görülmesi şart. Kriz gücünü kaybetti / Prof. Dr. Taner Berksoy Krizde dibi görmek biraz muğlak bir ifade. Bu durumu, “Krizde dönme ortaya çıktı” diye ifade edersek daha doğru olur. Ama bu işaretler henüz çok güçlü değil. Dönüşten kastım, büyüme rakamlarının pozitif olması değil, büyümedeki negatif rakamların küçülmesi. Bu konuda 2008’in son çeyreğinde ve 2009’un ilk çeyreğinde çok büyük negatif rakamlar var. 2009’un ikinci çeyreğinden itibaren büyüme rakamları, yine negatifte kalacak. Ama bu negatif rakamlar küçülecek. Bu da fırtınanın gücünü kaybettiğine işaret ediyor. 2009’un son çeyreğinde ise küçük de olsa pozitif rakamlar gelecek.” Dip bu yıl görülür / Citi Küresel Başekonomist Yrd. Don Hana Global ekonomik veriler sanayi üretimi, ihracat, üretim anketleri ve benzerleri giderek daha az sayıda olumsuz sürprizlere yol açıyor. Yeni olumsuz şoklarla karşılaşmazsak, ekonomik tahminler daha fazla kötüleşmeyecektir. Küçülme temposunun giderek yavaşlaması, kamu maliyesi politikalarını kullanma kararlılığı ve parasal politikada gösterilen esneklik global büyümenin ön koşullarını sağlayabilir. Bu yıl dibin görünmesi ve gelecek yıl önemli derecede iyileşme yaşanması tahminimiz gerçekleşecek gibi gözüküyor. Dönüşüm 2009 sonu / Prof. Dr. Erinç Yeldan 2009’un son çeyreğinde veya 2010’un ilk aylarında böyle bir dönüşümün artık dünya ekonomilerinde yaşanacağı düşünülüyor. Uluslararası finans piyasalarında 2007 öncesindeki ucuz kredi, bol döviz ve finansal genişleme olanağı daha uzun bir süre, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde olacağa benzemiyor. Dünyanın, 2007 öncesi ticaret ve finansal genişlemesini tekrarlaması yakın gelecekte mümkün değil. Çıkış başlıyor olabilir / Radikal yazarı Mahfi Eğilmez Amerika’nın toksit varlıkları satın alma kararı, arkasından G20’nin Londra Zirvesi’den sonra yapılan açıklamalar global krizde biraz daha dibe geldiğimizin ve çıkışa doğru yöneldiğimizin işareti gibi görünüyor. İyi yönetilir ve dayanışma devam ederse, çıkış başlayabilir. Bazı ülkeler ‘Ben kendi işime bakarım’ derse hafif çıkıştan sonra tekrar aşağı gidebilir. Tam Araf’ta olduğumuz kanaatindeyim. Çıkış başlıyor olabilir. Geri tepme süreci / Denizbank Başekonomisti Saruhan Özel Bir ‘geri tepme’ süreci yaşıyoruz. Krizin birinci ve ikinci aşamaları olan bilançolardaki tahribat ve finansal sistemdeki yeniden yapılanma dönemlerinden sonra ekonomik tahribat aşamasında bulunuyoruz. Bu aşama kendisini resesyon şeklinde gösteriyor. Geri tepiş süreci krizin bittiği ve eski büyüme hızlarına erişilebileceği anlamına gelmiyor. Borçlanma imkânlarının azaldığı, korumacılığın arttığı ve regülasyonun piyasaların kısa sürede yeniden coşmasını engelleyici yönde geliştiği bir dönem yaşanacak. Etkileri derinleşiyor / Türk Eximbank Gn. Müdür Yardımcısı Osman Arslan Ekonomik krizin halen dibi görülmedi. Dünyada küresel krizin etkileri giderek daha da derinleşiyor. Kriz 2007 Ağustos ayında başladı. Ancak bunun etkisi aylar sonra görüldü. Krizin içine tamamen girdik. Krizin halen dip noktası görülmedi. Çünkü dünyadaki gelişmeler daha kötü günlerin geleceğini yansıtıyor. 2010’da hafif bir hareketlilik olur / Ünlü yatırımcı George Soros George Soros, ABD borsalarında yaşanan yükselişin bir boğa piyasasının (fiyatların sürekli arttığı) başlangıcı olmadığını söyledi. Ekonominin halen daralmakta olduğunu belirten Soros, ABD’nin deflasyona girme riskinin devam ettiğini belirtti. Ekonominin bu yılın üçüncü veya dördüncü çeyreğinde toparlanmasını beklemediğini ifade eden Soros, 2010 yılında büyümede hafif bir hareketlilik olabileceğini belirtti. Bankalar ‘Zombi’ oldu ABD’nin Japonya gibi büyümenin düşük olduğu bir sürece girdiğini ve buna ek olarak yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıya kalacağını belirten Soros, hükümet yardımlarının bankaları ‘zombi bankalar’a çevirebileceğini, zombiye dönüşen bankaların ekonominin enerjisini emip yavaşlama sürecini uzatabileceğini kaydetti. ABD hükümetinin bankacılık planını eleştiren Soros, Obama yönetiminin, bankacılık kurtarma planına taze bir bakış getirmediğini kaydetti.