T24 - Amerikan Merkez Bankası FED'in reeskont haddini arttırması krizle mücadeleden çıkışın ilk adımı mı? Avrupa onu izleyecek mi? Uzmanlar, FED'in yeni faiz politikası ve muhtemel yansımalarını değerlendiriyor. Reeskont haddini sürpriz bir şekilde düşüren Amerikan Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, duyurduktan hemen sonra aldığı bu kararla piyasalara, son seksen yılın en ağır mali ve ekonomik krizinden sonra Amerikan faiz politikasında normale dönüleceğinin sinyalini vermiş oldu. Bundan bir ay kadar önce görev süresi uzatılan dünyanın en güçlü merkez bankası başkanı cesur bir hamleyle arenaya dönmüş oldu.FED'e kim uyacakBernanke’nin reeskont haddiyle ilgili kararı beklenmekteydi. Ama zamanlaması sürpriz oldu. Amerikan Merkez Bankası (FED) böylelikle krizle mücadele politikasından çıkışın ilk işaretini vermiş oldu. Bankalar arası gecelik faiz oranının arttırılmasını, başta Avrupa Merkez Bankası (AMB) olmak üzere diğer merkez bankalarının da izleyip izlemeyeceği merak konusu.FED, reeskont haddini çeyrek puanlık artışla %0,75’e çıkarıp kısa vadeli acil kredilerin süresini savaş öncesi düzeye indirebilmesini, bankaların önemli piyasalardaki refinansman şartlarının düzelmesine borçlu. Uzmanlar son faiz kararının para piyasasına etkisi olmayacağını çünkü, ‘reeskont penceresine’, dara giren bankaların can simidi gözüyle bakılmasının bu finansman kaynağına itibar kaybettirdiğini söylüyorlar. Commerzbank’ın son piyasa raporunda da, ABD’de bankaların nakit ihtiyacını karşılamak için sunulan imkanlardan hemen hiç faydalanılmadığı belirtiliyor.Bernanke'nin sinyali bankalaraAmerikan Merkez Bankası piyasaların faiz zammı spekülasyonuna girişmesini önlemek amacıyla, reeskont haddindeki ayarlamanın para musluklarını kısma yolundaki ilk adım olmadığı, uyarısında bulunmuştu. Ama Ben Bernanke’nin hedefi apaçık; Bankalara, merkez bankası likiditesinden perhiz reçetesi yazarak, ilerde ana faiz haddiyle oynayabilmek için elverişli ortam yaratmak istiyor.Reeskont ile ana faiz haddi arasındaki farkın açılıp reeskont kredileri vadesinin kısaltılması bankalara, kısa vadeli finansman işlemlerinde özel imkanlara güvenmeye ve merkez bankasını sadece emniyet kemeri gibi görmeye alıştırmayı amaçlıyor.Avrupa şimdilik likiditeyi sınırlıyorBazı merkez bankalarının şimdiden para musluğunu kısmasına rağmen FED’in attığı faiz adımı, krizle mücadele uygulamasından çıkış anlamına gelmiyor. Bernanke mega krizin henüz ikinci sınıf ipotek krizi addedildiği 2007 yılında düşürmeye başladığı reeskont haddini yükseltmesi dönüm noktası sayılıyor. Çünkü diğer önemli merkez bankalarından hiçbiri henüz faizlere el sürmüş değil. Avrupa Merkez Bankası, krizle mücadeleden kademeli çıkış stratejisinde şimdiye kadar sadece likidite sınırlamasına ağırlık verdi. İngiltere Merkez Bankası da krizle mücadeleye ara vereceğini duyurdu.Merkez bankalarından ortak uygulamaBernanke’nin faiz darbesi kardeş kuruluşları etkileyecek mi? Japon Nomura Bankası’ndan Laurent Bilke, krizle mücadelede her merkez bankasının kendine göre bir yol izleyeceği kanaatinde. Bazı uzmanlar krizle mücadeleden çıkışta ilk adımı Avrupa Merkez Bankası’nın attığını, FED’in de bu adımı izlediğini belirtirken, diğerleri Ben Bernanke’nin adımının diğer merkez bankalarını da harekete geçmeye zorlayacağını ve Avrupa Merkez Bankası’nın da yakında piyasadan likidite çekmeye başlayacağını öne sürüyor.Avrupa Merkez Bankası çıkış stratejisiyle ilgili yeni adımları mart ayında açıklayacak. Merkez Bankası şimdiye kadar sadece uzun vadeli refinansman işlemlerine uygulanan faizleri yükseltmişti. AMB başkanı Jean-Claude Trichet’in krizle mücadeleden çıkış stratejisiyle ilgili olarak yapacağı açıklamalar merakla bekleniyor. ABD'de ise, faiz artışı, astronomik boyutlara varan Amerikan bütçe açığının finansmanını daha da zorlaştıracağından, Ben Bernanke'nin yönetimi karşısına almasından endişe ediliyor.