Krizlere inat turizm

Krizlere inat turizm

Turizm branşı şu sıralar ellerini ovuşturuyor. Uluslararası krizlere rağmen Almanlar çok daha sık seyahat ediyorlar. İşte bu durum Uluslararası Berlin Turizm Fuarı’na (ITB) da ivme kazandırdı. ITB, pazar gününe kadar devam edecek.

Turizm, patlama yapan bir sektör. 2014 yılında dünya çapında 1 milyar 14 milyon kişi turistik amaçlı seyahat yaptı. Bu ise geçen yıla oranla yüzde 5’lik bir artışı gösteriyor. Almanların bu rekordaki payı ise oldukça yüksek. Alman turistler eskiden olduğu gibi hâlâ seyahat şampiyonu özelliklerini koruyorlar ve her yıl yılın en güzel haftalarına zamanlarını ve paralarını yatırıyorlar. Bu da en fazla Alman turizm branşını sevindiriyor.

"Almanya çekiciliğini artırıyor"

Alman Federal Turizm Ekonomisi Birliği (BTW) Başkanı Michael Frenzel, tüm uluslararası krizlere inat, bu yılın çok başarılı bir turizm yılı olacağını öngörüyor: “Yunanistan, Ukrayna krizleri, ayrıca Paris, Brüksel ve Kopenhag’dan gelen korkunç terör görüntüleri... Yani uluslararası çerçeve koşullar pek de teşvik edici değil. Ama diğer yanda Almanya’daki gelişmeler sevindirici: güvenilir istihdam, artmaya devam eden reel ücretler, neredeyse sıfır civarında seyreden enflasyon, düşük faizler ve yüksek düzeyde tüketim. Tüm bunlar uluslararası bazı sınırlamalara ve krizlere rağmen insanların seyahat etme isteğini kamçılıyor.”

"Güzergahlar değişiyor"

Almanya Seyahat Acentaları Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig ise dünya çapındaki krizlerin sadece seyahat güzergahlarının farklı yönlere çevrilmesine yol açtığı görüşünü savunuyor: “Mesela geçen kış Kanarya adaları çok iyi iş yapmıştı. Bu İspanyol adaları Mısır’a rezervasyonların gerilemesini kendisi açısından avantaja çevirdi. Ancak klasik turizm ülkeleri dünya üzerindeki savaşlar ve doğal afetlerden uzun vadede yine de hızlı bir biçimde kendilerini kurtarıyorlar.”

Almanların gözdesi Akdeniz

Almanya Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Fiebig, “Avrupa’nın küveti” diye anılan Akdeniz’in yaz aylarında hâlâ Almanların en fazla tercih ettiği bölgeler arasında sayıldığını vurguluyor ve şunları ekliyor: “Turizmde Avrupa'nın kazançlı ülkeleri arasında yüzde 17'lik hatırı sayılır bir artışla Yunanistan başı çekiyor. Neredeyse yüzde altılık bir artışla İspanya da kazanan ülkeler arasında. İtalya'ya giden turistlerin sayısında da yüzde 5'lik artış var. Türkiye de zaten çok yüksek bir seviyede bulunmasına rağmen yüzde 1,9'luk ek artış yakalamayı başardı."

Sektör umutlu

Berlin’deki Uluslararası Turizm Borsası’na katılan seyahat acentaları iş kapasitelerini daha da artırmak istiyorlar. Dünyanın en büyük seyahat fuarı yine tamamen dolu durumda. 26 sergi salonunda 186 ülkeden 10 binin üzerinde acenta ürünlerini sergiliyor. Seyahat fuarı geçen yıl 6,5 milyar euro hacminde ciro yapmıştı. Fuara katılan sergicilerin üçte biri Almanya’dan. Zira Almanya önceleri de olduğu gibi Almanların en çok tercih ettiği seyahat ülkesi konumunda. Burada tabii asgarî ücret uygulamasının sektöre nasıl etki yapacağı da merak konusu. Ancak Alman Federal Turizm Ekonomisi Birliği Başkanı Frenzel henüz olumsuz işaretlere rastlamadıklarını söylüyor. Frenzel asıl hava taşımacılığında sorunlar gördüklerini belirterek, Alman hava limanlarının uluslararası ölçekte hissedilir derecede gerileme kaydettiğini ve rekabet gücünü yitirdiğini kaydediyor.

Turizmde yeni trend: Sharing Economy

Berlin’deki Uluslararası Turizm Borsası’na paralel olarak düzenlenecek “Sharing Economy” adlı kongrede ise gündemin başlıca konusu paylaşım ve değiş-tokuş. Bu trend tatil kapsamında da gittikçe daha fazla yaygınlaşıyor, ama tabii yerleşik acentalar bu eğilimden rahatsız. Acentalar, internet üzerinden dijital biçimde sunulan geceleme imkanları, ulaşım, sevkiyat gibi alanların hiçbir düzenlemeye tabî olmamasından şikayetçi. Berlin’deki Uluslararası Turizm Borsası’nda konuşulacak olan diğer önemli konu ise fiyatlar ve döviz kurlarındaki gelişmeler. Çok sayıda turizm acentası yabancı para birimlerindeki dalgalanmalara karşı kendilerini güvence altına almış durumdalar. Müşteriler şu an bu durumdan yararlanıyor. Ancak Euro'nun Dolar karşısında değer kaybetmesi ile İsviçre Frankı'nın euro kuruna eşitlenmesinin durumu kış aylarında değiştirebileceği uyarısında bulunuluyor.