55 yıl önce gerçekleşen Küba devriminin lideri 20. yüzyılda herhangi bir kraliyet ailesine üye olmadan en uzun süre iktidarda kalan kişi olma özelliğine sahip olan, Fidel Castro, 90 yaşında hayatını kaybetti.
Küba Devlet Başkanı Raul Castro, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada abisi Fidel Castro'nun yaşamını yitirdiğini duyurdu. Raul Castro, Fidel Castro'nun naaşının kendi isteği üzerine yakılacağını ve bugün naaşın krematoryuma gönderileceğini söyledi. Castro için 4 Aralık'ta resmi tören düzenleneceği açıklandı. Castro'nun ölümü nedeniyle Küba'da 9 günlük ulusal yas ilan edildi.
Castro, Küba'da iktidarda bulunan diktatör Fulgencio Batista'ya karşı gerilla mücadelesini 1953'te başlatmıştı. Batista'nın 1958'te ülkeden kaçmasının ardından Castro, 1959'da başbakan olmuştu.
Küba'yı yeniden halkına veren lider olarak tanınan Castro, 1976 - 2008 yılları arasında devlet başkanı olarak Küba'yı yönetmişti.
Castro, 2008'de devlet başkanlığını kardeşi Raul Castro'ya devretmişti.
Küba Devlet Televizyonu, Castro'nun ölümünden önceki son görüntüsü yayınladı.
Castro, yıllar sonra ilk kez Nisan ayında bir konuşma yapmış ve Komünist Parti'nin kongresinde yakında öleceğini söyleyip, partililerden inandığı ideallere sahip çıkmalarını istemişti.
Castro, "Yakında 90 yaşında olacağım. Yakında ben de diğer önderler gibi gideceğim. Elbette hepimizin zamanı gelecek. Ancak Kübalı komünistlerin idealleri, inançları bu dünya için, insanlık için fayda sağlamaya devam edecek. Bu idealler için savaşmaya devam etmeliyiz" diye konuşmuştu.
Fidel Castro 13 Ağustos 1926 yılında Küba'nın Mayari şehrinde doğdu. Aşçı bir annenin çocuğu olan Castro, Hristiyan Katolik okulunda eğitim gördü. 1945 yılında Havana Üniversitesi'ne girdi. Burada hukuk eğitimi aldı. Bu sırada iktidarda bulunan Flugencio Batista ülkeyi sıkı yönetimle idare etmekteydi. Fidel Castro mevcut hükümeti devirmek için yaklaşık 200 kişilik bir gerilla grubu oluşturdu. 1957 yılında Santiage De Cuba'daki Moncada askeri kışlasına saldırarak çok sayıda silah ve mühimmatı ele geçirdi. Fakat gönderilen destek kuvvetleriyle Castro'nun grubundakilerin tamamına yakını öldürüldü. Fidel Castro bu çarpışmada esir düştü. 15 yıllık bir hapis cezasına çarptırılarak hapishaneye götürüldü. Ancak 1 yılın ardından General Batista tarafından ilan edilen genel bir af ile serbest kaldı. Castro devrim fikirlerinden vazgeçmeyerek Meksika'ya gitti.
Burada yeniden kendine bir örgüt kurdu. Aynı zamanda büyük devrimcilerden biri olan Che Guevera ile tanışarak yakın bir dostluk kurdu. Zamanla halkında büyük desteğini kazanan Castro, 1 Ocak 1959 yılında Flugencio Batista rejimini devirdi. Kendisini yeni Küba ülkesinin lideri ilan etti. İlk işi toprak reformu yapmak oldu. Bu karar özellikle ABD tarafından büyük tepkiyle karşılandı. 31 Ocak 1961 yılında Amerika Birleşik Devletleri Küba'ya amborgo koydu. Ticaretinin büyük bir kısmını şeker ticaretinden kazanan bu ülke ürünlerini dönemin bir diğer önemli aktörü Sovyetler Birliği'ne satmaya başladı.
Bunun üzerine ABD, Castro'yu iktidardan indirmek için Küba'yı deniz ablukasına alarak Domuzlar Körfezi Çıkarması'nı başlattı. Bu olay Amerika ve Sovyet Rusya arasında neredeyse bir nükleer savaşa sebep oluyordu.
Gerilim ablukanın kaldırılmasıyla son buldu. Fakat CIA tarafından Fidel Castro'ya yönelik 600'ün üzerinde suikast girişiminde bulunuldu. Ancak hepsinde de başarısız olundu. Fidel Castro Küba'yı yarım asır boyunca yönettti. Sağlık sorunlarının artmasının ardından, görevi 2008 yılında en çok güvendiği isme, kardeşi Raul Castro'ya devretti.
Raul Castro'nun liderliğinde Küba'da çok sayıda değişim yaşandı. Bunlardan en büyüğü, 50 yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri ile diplomatik ilişkilerin başlatılması oldu. Castro küçük bir Karayip ülkesi olan Küba'yı tüm dünyada potansiyel bir sembole dönüştürmüştü.