T24 Haber Merkezi
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Türkiye ekonomisi 2019’un ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.5 daraldı. Çeyreklik bazda yüzde 1.2 büyüyen Türkiye ekonomisi teknik olarak resesyonda sayılmasa da ekonomist Mahfi Eğilmez, ülkede 9 aydır slumpflasyon yaşandığına dikkat çekti.
Büyüme/küçülme verilerinin açıklanmasının ardından kişisel Twitter hesabından yaptığı yorumda Eğilmez, “Son 1,5 yılın çeyrekler bazında büyüme ve enflasyon oranlarına göre çizilmiş aşağıdaki grafik bize Türkiye'nin 2018 yılının son çeyreğinden bu yana (9 aydır) slumpflasyonu yani yüksek enflasyon ve küçülmeyi bir arada yaşadığını gösteriyor” dedi.
TÜİK verilerine göre Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri %3,4 arttı, sanayi sektörü %2,7 ve inşaat sektörü %12,7 azaldı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri %0,3 azaldı.
TIKLAYIN - Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 1.5 daraldı
Uzmanlar, verilerin açıklanmasının ardından Türkiye ekonomisinin üst üste 3 çeyrektir çeyreklik bazda küçüldüğünü hatırlatırken, bir kısmı da TÜİK’in açıkladığı verilerin gerçeği yansıtmadığı iddiasında bulundu. İktisatçı yazar Mustafa Sönmez, Twitter’da yaptığı yorumda, “2. çeyrek % 1.5 küçülme bir tuhaf. Yatırımlar %23 azalırken özel tüketimde azalma %1.1. Devlet harcamalarında %3.5 artış, net ihracat artışı küçülmeyi frenlemiş” ifadesini kullandı.
Deneyimli ekonomi gazetecisi Emin Çapa ise kişi başı milli gelirin 8 bin 804 dolar olmasına dikkat çekerek, “2008 yılında 10 bin doları geçmiştik. O günden bu yana olduğumuz yerde sayıyoruz diye şikayet ediyorduk. Son 2 yıldır olduğumuz yerde de sayamaz olduk, artık geriliyoruz” yorumunda bulundu.
Marmara Üniversitesi Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da açıklanan verilerde 2 noktanın çok önemli olduğunu ifade ederek, “Sermaye oluşumu % 22,8 daralmış. Bu çok tehlikeli. Tarım büyümeye %3,4 olumlu katkı sağlamış. Sahada bunu görmek çok mümkün değil ama olumlu” dedi. Eski Merkez Bankası Başkanı, İyi Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz da büyüme verileriyle ilgili şunu söyledi:
“Değişen bir şey yok, %1,5 küçüldük. Yine devlet(seçim) harcamalarıyla ayakta durmaya çalışmışız. Sabit sermaye oluşumunun %22.8 , iş gücünün %3 küçülmesi ekonominin potansiyel büyümesini tehdit ediyor ve %1,5'lik küçülme bu rakamlarla tutarlı görünmüyor.”
Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi küçülüyorsa o ekonomide slumpflasyon (enflasyon içinde küçülme) hali var demektir.
Ekonomik krizlerin en zoru budur. Çünkü burada bir yandan enflasyonu düşürmeye uğraşırken bir yandan da ekonominin küçülmesini önce durdurmaya sonra da büyümeye döndürmeye yönelik bir ekonomi politikası uygulamak gerekmektedir. Makroekonomik hedeflerin ve politika araçlarının birbiriyle çelişkisi en fazla burada ortaya çıkar. Bir yandan enflasyonu düşürmek, bir yandan büyümeye geçmek, bir yandan bunlara eşlik etmesi büyük olasılık içinde olan işsizlik artışını engelleyip istihdamı artırabilmek birbiriyle çelişen hedeflerdir.