Kudüs neden önemli ve tartışmalı bir şehir?

Kudüs neden önemli ve tartışmalı bir şehir?

Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump'ın bugün Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını açıkladı.

Bu karar, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin tepkisini çekti. Türkiye, İsrail ile diplomatik ilişkileri kesebileceğini söyledi.

Dünyanın en kadim kentlerinden biri olan Kudüs, bugün Orta Doğu'nun sorunun merkezinde yer alıyor.

İsrail, kentin doğusunu 1967'de işgal etti ve 1980 yılında tamamını başkenti ilan etti. Ancak bugüne kadar Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan hiçbir devlet olmadı. Bu anlamda, Trump'ın açıklaması da bir ilk olma özelliği taşıyor.

Araplar da Doğu Kudüs'ü ileride kurulacak Filistin devletinin başkenti olarak görüyor. Oslo anlaşmalarında Kudüs'ün statüsü barış görüşmelerinin ileri aşamalarına bırakılmıştı.

Üç semavi dinin de Kudüs'te kutsal mekanlarının bulunması, kentin tarih boyunca uluslararası öneme sahip olmasına yol açtı.

Arapça El Kuds, İbranice Yeruşalayim olarak adlandırılan Kudüs, dünyanın en eski kentlerinden birisi.

Tarih boyunca, birçok kutsal yapıya ev sahipliği yapmasından dolayı çok sayıda savaşa sahne oldu ve defalarca yıkıldı, yeniden inşa edildi.

Osmanlı İmparatorluğu, 1517'de işgal ettiği Kudüs'ü 1917 tarihine kadar kontrolü altında tuttu.

Kudüs, üç semavi din olan İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için çok kutsal yerleri içinde barındırıyor. Kutsal yerlerin önemli bir kısmı Doğu Kudüs'te yer alıyor.

Kudüs'ün içinde binlerce yıllık tarihi barındıran dar sokaklarla dolu Eski Kenti, dört ana bölümden oluşuyor. Bunlar Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni mahalleleri olarak sıralanıyor.

Eski Kent'in etrafı ise kalın, taş duvarlarla çevrili.

Müslümanlar için en kutsal yerlerden biri kabul edilen Mescid-i Aksa ve Kubbet'üs Sahra'nın bulunduğu Harem-üş-Şerif, Doğu Kudüs'te yer alıyor. Muhammed Peygamber'in buradan göğe yükseldiğine inanılıyor.

Yahudiler için Mescid-i Aksa'nın hemen altında yer alan ve Süleyman döneminde yapılan tapınağa ait olduğuna inanılan Ağlama Duvarı yer alıyor. Burası Yahudilik inancının en kutsal mekanı.

Hristiyanlar içinse Kudüs'te bulunan Kutsal Kabir Kilisesi'nde İsa Peygamber'in çarmıha gerildiği ve kabrine konulduğu düşünülüyor. Bu kilise, aralarında Rum Ortodoks Patrikhanesi, Roma Katolik Kilisesi ve Ermeni Patrikliği'nin de olduğu farklı mezheplerin temsilcileri tarafından yönetiliyor.

Kudüs'ün statüsü, İsrail-Filistin çatışmasının da en merkezi sorunlarından birini oluşturuyor.

İsrail, 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı'nda o zamana kadar Ürdün'ün kontrolü altında bulunan Doğu Kudüs'ü işgal etti. O tarihten bu yana da İsrail işgali altında bulunuyor.

İsrail, 1980 yılında kabul ettiği kanunla Kudüs'ü "bölünmez başkenti" ilan etti. Ayrıca aynı kanunla kentte yaşayan Araplara vatandaşlık verildi.

Araplar da Doğu Kudüs'ü ileride kurulması muhtemel Filistin devletinin başkenti olarak kabul ediyor. 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları'nda Kudüs'ün nihai statüsünün barış görüşmelerinin ileri aşamalarında ele alınması öngörülüyor.

İsrail devletine ait meclis, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlıklar gibi resmi kurumlar Kudüs'te yer alıyor.

Ancak İsrail'in Kudüs üzerindeki başkent ilanı uluslararası alanda tanınmıyor. İsrail büyükelçiliğini Kudüs'te tutan hiçbir ülke bulunmuyor. Trump'ın açıklaması bu anlamda bir ilk olma özelliği taşıyor.

Türkiye'nin de İsrail Büyükelçiliği Tel Aviv'de bulunuyor. Ancak Türkiye, Kudüs'te diplomatik temsilcilik bulunduran az sayıda ülkeden birisi.

Türkiye'nin Filistin yönetimi ile ilişkilerini sürdürmek amacıyla Kudüs'te başkonsolosluğu bulunuyor. Kudüs Başkonsolosluğu'nda Türkiye büyükelçi düzeyinde temsil ediliyor.

İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesinden bu yana kentteki Yahudi nüfus da önemli bir artış kaydetti.

1967 yılından bu yana İsrail burada en az 10 yerleşim birimi kurdu. Buraya yaklaşık 200 bin civarı Yahudi yerleştirildi.

Uluslararası hukuk tarafından Kudüs'teki Yahudi yerleşimleri yasa dışı kabul ediliyor. Ancak İsrail, buna itiraz ediyor..

Kudüs'te yaklaşık 850 bin kişi yaşıyor. Nüfusun yüzde 37'sini Araplar, yüzde 61'ini de Yahudiler oluşturuyor.