Kulak, Suna Vidinli'nin çıktı!

Başbakan Tayip Erdoğan’ın bahsettiği ‘Yerin kulağı vardır’ sözündeki kulak, Çalık grubunun elemanı Suna Vidinli’nin kulağı çıktı. Erdoğan, 13 Eylül Cumartesi günü AKP Beyoğlu İlçe Kongresi'nde Aydın Doğan'a çattığı konuşmasında, “Kendi kanalında çıkmış bana cevap veriyor. Tutuşturmuşlar eline soruları bana cevap veriyor. Kendi adamları bile ‘Patron tatmin etmedi’ diyor. Yerin kulağı var, her şeyi duyuyoruz. Yeri geldikçe birçok şey yine açıklanacak” demişti. Başbakan’ın bu sözleri, 'Acaba gazetecilerin telefonları mı dinleniyor' sorusuna neden olmuştu. Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, yazılarında bu kaygıyı dile getirirken, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de, Erdoğan'a bağlı gizli dinleme örgütü olduğunu ileri sürmüştü. AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen ise, o sözleri iki Hürriyet yazarının 9 Eylül Salı gecesi akşam sekizden sonra, Bebek Balıkçısı’nda aralarında konuşurken söylediğini öne sürdü. Sözen, şunları söyledi: Gazeteciler dinleniyor mu?Bebek Balıkçısı'nda konuşuldu“Ertuğrul Özkök, Aydın Doğan’ın cevaplarını inandırıcı bulmayan ve rahatsızlıklarını özel sohbetlerde gizlemeyen yazarlarının tespiti için ’iki şıklı bir cevap düşünmüş. Ya legal ya da illegal dinleme ihtimalleri üzerinden duruyor. İşi öyle Önder Sav aceleciliğiyle komploya dökmeden önce daha basit düşünüp, üçüncü ihtimallerin de olabileceğine dikkat çekmek istiyor ve ekliyorum: 9 Eylül 2008 Salı günü, akşam saat sekizden sonra, Bebek Balıkçısı’nda Hürriyet’in iki yazarı, etraftaki masaların da duyabileceği şekilde ’Bizim patronun açıklamalarını pek inandırıcı bulmadım’diye konuşmuş olabilirler mi? Ertuğrul Özkök’e daha fazla yardımcı olmak isterdim ama benden şimdilik bu kadar. O yazarların kim olduğunu da siz araştırıp bulun.” Yılmaz: Bebek’te yan masada Başbakan’ın danışmanı vardı Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz da, NTV’deki Yazı İşleri adlı programda konuştu. Ruşen Çakır, ’Yerin kulağı derken dinleme değil de Bebek Balıkçısı’nda iki Hürriyet yazarını konuşurken üçüncü şahıslar duymuş, Başbakan’a iletmişler’ deyince Mehmet Yılmaz şunları söyledi: “Bebek balıkçısı olayını şöyle biliyorum, ’Oradaki iki Hürriyet yazarı -isimlerini açıklamak benim işim değil- kendi aralarında o açıklamaları konuşurken yan masada da Başbakan’ın danışmanı varmış. Onun da orada olduğunu biliyorlar. Ve kendi aralarında birbirlerine fikirlerini söylüyorlar. O iki arkadaşımız emin olun ki o fikirlerini Aydın Doğan’ın yüzüne karşı da söylediler.” Bu açıklamalardan sonra Başbakan’ın sözünü ettiği kulak, 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimde DP'den milletvekili adayı olan ve şu an Çalık Grubu’nda çalışan Suna Vidinli’nin kulağı çıktı. Bebek Balıkçısı'nda Aydın Doğan'ı eleştirdiği iddia edilen Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Habertürk'e yazılı bir açıklama göndererek takdiri kamuoyuna bıraktığını söyledi. İşte Başbakan'a ulaştırılan dedikoduyla ilgili Ahmet Hakan'ın açıklaması: Hakan. Yan masada bizi dinledi"Tayyip Erdoğan, “Doğan Grubu yazarlarının neler konuştuğunu biliyoruz” demiş ve eklemişti: “Yerin kulağı vardır”. Meğer Başbakan’ın sözünü ettiği kulak, “yerin kulağı” değil, ‘bizim’ Çalık Grubu’nun elemanı Suna Vidinli’nin kulağıymış... Olay şudur: Bir akşam Yalçın Doğan ve Deniz Kavukçuoğlu ile birlikte Bebek’te bir restoranda yemek yiyorduk... Yan masada Çalık Grubu’nun elemanı Suna Vidinli vardı... Suna Vidinli, bizim masaya kulağını dayamaya çalışıyordu... Önemsemedik... Ama şimdi anlıyoruz ki... Sonrasında şöyle şeyler olmuş: Bizi orada gören Suna Vidinli, koşarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in yanına gitmiş... Yalan yanlış bilgilerle Edibe Hanım’ı bilgilendirmiş... Edibe Hanım da, bu inorganik kulaktan gelen bilgiyi hemen Tayyip Erdoğan’a yetiştirmiş... Tayyip Erdoğan da yalan yanlış bilgiyi partisinin kongrelerinde 70 milyona iletmiş... Olay budur... Takdir kamuoyunundur..." Bu açıklamanın hemen peşinden Suna Vidinli'den yanıt geldi.  Vidinli de şunları söyledi:"Geçtigimiz hafta yabanci misafirlerimle Bebek Balıkçısı'nda yemekteydim. Yan masamda Hürriyet gazetesi yazarları Ahmet Hakan ve Yalçın Dogan yuksek sesle, hararetli bir şekilde patronları Aydın Dogan'ın açıklamalarını inandırıcı ve ikna edici bulmadıklarını dile getiriyorlardi. Ahmet Hakan'ın söz konusu akşamla ilgili açıklamalarını son derece çaresiz ve talihsiz bulduğumu ifade etmek isterim. “Suna Vidinli bizim masaya kulağını dayamaya çalışıyordu ama önemsemedik` ifadesi gercekleri yansıtmamaktadır. Ahmet Hakan o kadar hararetli bir şekilde konuşmaya kendini kaptırmıştı ki söylediklerinin etrafından rahatlıkla duyulduğunu fark etmemişti. Fark ettiğinde de gayet onemseyerek masalarını derhal değiştirdiler. AK Parti Genel Baskan yardımcısı Edibe Sözen ile hiçbir şekilde tanışıklığım veya temasım olmamıştır. Burada etiksel olarak tartışılması gereken de zaten ben değilim. Halka açik bir yerde yüksek sesle yapılan bir konuşmayı duyduğum için kimseye hesap verecek veya üzüntü duyacak değilim. Kişisel haklarımın ihlali halinde yasal haklarımı kullanacağım. Ahmet Hakan beni kamuoyunun takdirine sunmak yerine bir gazeteci olarak Bebek Balıkçısı'ndaki  sohbetinde neden Hürriyet`teki sütunundakilerin aksini savunduğunu kamuoyuna açıklasın." Uzun kulaklı Suna'ya yanıt Suna Vidinli'nin yanıtı üzerine  Ahmet Hakan HABERTURK.COM'a yeni bir açıklama daha gönderdi. İşte Hakan'ın yanıtı:"Sana şunları hatırlatmak isterim: BİR: Arkadaşlarımla oturduğum masada “Bizim patron da zayıf kaldı” diye bir cümle sarf edilmedi... Bu yüzden yalan söylüyorsun... İKİ: En basit görgü kuralıdır: Başkalarının konuşmalarına kulak kabartılmaz... Başkalarının masasına sarkılmaz... Ayıptır, terbiyesizliktir... ÜÇ: Sen Çalık Grubu’nun bir elamanısın... “Ben Ahmet Hakan ile Yalçın Doğan’ı Bebek’te balıkçıda gördüm... Adamlar patronlarının aleyhinde konuşuyorlardı” şeklinde palavra sıkmanın sana neler kazandıracağını biliyoruz... Yani gerekçen var... Zekamıza hakaret etme... DÖRT: Ben canım isterse, öyle düşünürsem, balıkçıda da, köftecide de, Hürriyet gazetesinde de, patronun yanında da, “Patron zayıf kaldı” derim... Ama öyle demediğim halde “dedi” diyerek, benim üzerimden şirketteki yerini sağlamlaştırmaya kalkarsan sana dersini veririm... BEŞ: Diyorsun ki: “Edibe Sözen’i tanımam, etmem”... Bu seni temize mi çıkarıyor? Ne yani? Elemanı olduğun Çalık Grubu’ndaki “Damat Bey” bu tür konularda bir kanal olamaz mı? ALTI: Yan masayı dinlemeye kalkmak ayıptır... Orada söylenmeyenleri söylendi diye anlatmak iki kat daha fazla ayıptır... YEDİ: Bunları öğrenmek için ta Harward’a kadar gitmeye gerek yoktur... Sıradan bir aile terbiyesi yeter de artar bile..."