Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bazı bakanların söylemleri nedeniyle Başbakan yardımcıları Tuğrul Türkeş ve Mehmet Şimşek'e tepkili olduğunu öne sürdü. Selvi "AK Parti’de başkanlık sistemi ve idam konusundaki çıkışlar, sadece idam ve başkanlık eleştirisi olarak görülmüyor. Bu tür çıkışlar önemseniyor. Başkanlık sistemi öncesinde partiyi karıştırmaya yönelik hareketler olarak değerlendiriliyor. Bir dönemin ünlü sloganı ile 'Hedef, başkanlığı engellemek; sen onu anladın' diyorlar" diye yazdı.
Abdulkadir Selvi'nin "Hedef başkanlığı engellemek mi?" başlığıyla yayımlanan (30 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in idam, referandum ve MHP Lideri Devlet Bahçeli hakkındaki açıklamaları siyaseti sarstı.
Türkeş’in röportajının yayınlandığı pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısı vardı. Toplantıda Başbakan Binali Yıldırım bu konuyu açmamış. Ancak bazı bakanlar Tuğrul Bey’e, “Başbakan yardımcılarına ne oluyor?” diye laf atmış. Türkeş, “Benim görevim sigorta olmak, ben de sigorta oldum” karşılığını vermiş. Bakanların, ‘Başbakan yardımcıları’ dediklerinden biri Tuğrul Türkeş diğeri ise Mehmet Şimşek. Mehmet Şimşek’in, “AB ekonomisi çökmüyor. Tam aksine büyük bir başarı hikâyesi” tweet’i belli ki sadece sosyal medyayı sallamamış. Tuğrul Türkeş’le konuştum. “Uyarı görevimi yerine getirdim” dedi. “MHP’yi ve Sayın Bahçeli’yi tanıyan biri olarak uyarmasam benim açımdan vebali olurdu” diye konuştu. Tuğrul Türkeş’in açıklamaları MHP’de ise büyük rahatsızlığa yol açtı. MHP bu rahatsızlığını AK Parti’ye iletti. O nedenle Başbakan Binali Yıldırım’ın AK Parti grubundaki konuşmasına, “Ülkenin geleceği için, ülkenin menfaati için Sayın Bahçeli’nin bu olumlu ve yapıcı tutumundan dolayı teşekkür ediyorum” cümlesi koyuldu. Dün AK Parti’nin grup toplantısı vardı. Milletvekilleri Türkeş’in açıklamalarına ilgiliydi. İdam, başkanlık gibi temel meselelerde istişare sürecinin önemli olduğunu ifade ediyorlardı. Hükümette ve parti yönetimindeki isimler ise Türkeş’in açıklamalarına tepkiliydi. “MHP’den geldiği için Bahçeli ile yakınlaşılmasından rahatsız” şeklinde değerlendirmelere tanık oldum. Kaşlar çatılmıştı. Tuğrul Türkeş’in çıkışı iki tarafın da gerilmesine yol açtı ama bir yol kazası yaşanmadı. Türkeş’in röportajının yayınlandığı gün karşılıklı olarak ‘güven’ mesajları verildi. Cumhurbaşkanlığı cephesinde ve AK Parti’de Bahçeli’ye karşı bir teyakkuz hali hissetmedim. Tam aksine Bahçeli’yi güvenilir bir lider olarak buluyorlar. “Başkanlık sistemiyle ilgili çalışmalar geri dönülemez bir noktaya ulaştı” dediler. Pazartesi günü iki partinin heyeti ortak bir çalışma yaptı. Heyetlerin çalışması tamamlandı. Söz liderlere kaldı. Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Lideri Bahçeli bir araya gelip, pakete son şeklini verecekler. Ortak çalışmada sorunlar aşıldı mı? Hayır. İki noktada pürüz devam ediyor. Bu pürüzler ne? 1- Cumhurbaşkanının parti genel başkanı olması. MHP, Cumhurbaşkanı’nın parti üyesi olmasına itiraz etmiyor. Ama parti genel başkanı olmasının tarafsızlık ilkesine gölge düşüreceği kanaatinde. Peki bu AK Parti için olmazsa olmaz şart mı? Evet. Eğer çalışma akamete uğrarsa bu maddeden dolayı uğrayabilir. AK Parti, Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda parti genel başkanı olmasını, “Olmazsa olmaz şart” olarak görüyor. “Başkanlık sistemine geçiyoruz. O nedenle parlamenter sistemde olan cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmesi hükmünü kaldırıyoruz. Parti üyesi olan cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı olmalı. Cumhurbaşkanı ayrı genel başkan ayrı olursa ikili bir yapı ortaya çıkar. Cumhurbaşkanı ile parti genel başkanı anlaşmazlığa düştüğü zaman sürtüşmeye neden olur. Genel başkan, cumhurbaşkanını partisinden ihraç ederse ne olur” şeklinde değerlendirmeler yapılıyor. 2- Cumhurbaşkanının yargılanması konusunda ise AK Parti, kademeli bir sistem uygulanması, Anayasa’nın 105. maddesindeki oranların korunmasını istiyor. Ama bu genel başkanlık kadar olmazsa olmaz bir durum değil. AK Parti içinden gelen eleştiri ise cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulu’nu oluştururken, Meclis’ten de bakan alabilecek olması. Burada bu kadar sayı ya da bir oran yok. Düzenlemeyi savunan AK Partililer, “Meclis’teki deneyimli isimlerin de bakan olmasının yolu açılacak” diyorlar. Diğerleri ise bunu başkanlık sisteminin ruhuna aykırı buluyor. Tekrar başa dönecek olursak. AK Parti’de başkanlık sistemi ve idam konusundaki çıkışlar, sadece idam ve başkanlık eleştirisi olarak görülmüyor. Bu tür çıkışlar önemseniyor. Başkanlık sistemi öncesinde partiyi karıştırmaya yönelik hareketler olarak değerlendiriliyor. Bir dönemin ünlü sloganı ile “Hedef, başkanlığı engellemek; sen onu anladın” diyorlar.