Erdoğan ile görüşen Gül, "Fişini çektim, çıktım" mı dedi?

Erdoğan ile görüşen Gül, "Fişini çektim, çıktım" mı dedi?

Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül'ün Ankara gündemine oturan 3 saatlik görüşmesine ilişkin kulis yazdı. Gül'ün "gerek doğrudan gerekse aracılarla Erdoğan'ı yumuşak üslubuyla uyardığını" ileri süren Yıldırım, "Gül, 'kaygı' düzeyini aşmış ve rahatsız olduğu 'her şeyi' söylemiş" dedi. "Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tek bir amaç için, başkanlık uğruna ülkeyi yönetilemez hale getirdiğini anlatmış" ifadelerini kullanan Yıldırım, "Gül'ün, görüşmenin ardından 'İstanbul’dan Ankara’ya sırf bu amaçla geldiysem bu önemlidir. Her şeyi söyledim, fişini çektim, çıktım' dediğini öne sürdü.

Buna karşılık Abdullah Gül, haberi sosyal medya üzerinden yalanlayarak, 11. Cumhurbaşkanlığı ofisi resmi Twitter hesabından şu açıklamalarda bulundu:

"Bugün bir gazetede Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'la 9 Şubat 2016 tarihli görüşmemiz hakkında yakışıksız ve asılsız ifadeler kullanılmıştır. Söz konusu ifadelerin hiçbiri kesinlikle doğru değildir."

Ayşe Yıldırım'ın "Fişini çektim çıktım" başlığıyla yayımlanan (2 Mart 2016) kulis haberi şöyle:

"AKP içinde uzun zamandır süren rahatsızlık artık açıktan açığa konuşuluyor. Önce Bülent Arınç, daha sonra Hüseyin Çelik’in çıkışları. Ardından Suat Kılıç, Nihat Ergün, Sadullah Ergin’in de aralarında yer aldığı partinin eski ağır toplarının Hamamönü’nde büro tutmaları Ankara kulislerini hareketlendirmişti.

Tüm bunlar olurken 9 Şubat akşamı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan’ın sürpriz bir şekilde Beştepe’deki Saray’da buluşmaları bir heyecan dalgası yarattı. Ancak üç saate yakın süren görüşmenin ardından Cumhuriyet gazetesi hariç neredeyse tüm gazeteler özellikle de yandaşlar görüşmenin ‘çok olumlu bir havada geçtiğini’, ‘birlik beraberlik vurgusu’ yapıldığını yazdı...

 

Gül ‘kaygı’ düzeyini aşmış

 

Ne de olsa onlar ‘kardeş’ti. Ancak bu günlerde Ankara’da siyasetle ilgilenen kimle konuşsanız anlattıkları pek de öyle değil. Hatta çok da ağır. Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’nın özellikle son aylarında dönemin Başbakanı Erdoğan ile aralarının limoni olduğunu herkes biliyordu. Gül’ün gerek doğrudan gerekse aracılarla Erdoğan’ı yumuşak üslubuyla uyardığı, ‘kaygılarını’ ilettiği de biliniyordu. Ama kulislere göre bu son görüşmede Gül ‘kaygı’ düzeyini aşmış. Ve rahatsız olduğu “her şeyi” söylemiş.

Kulislere göre Gül’ün ağır eleştirileri üç başlık altında toplanıyor: İç politika, dış politika, parti kadroları. Ama önce görüşmenin nasıl geçtiğinden başlayalım. Malum üç saate yakın süren bir görüşme olmuştu. Bu kadar uzun sürmesi de kafaları karıştırmıştı. Anlatılanlara göre görüşmenin ilk bir saatinde Erdoğan konuşmuş. Ama siyaset değil, konuya girmek yerine genel geçer şeylerden konuşmayı seçmiş. Biraz da Saray’ını anlatmış. Saray’ın büyüklüğünü düşününce insanın aklına bir saatten daha da uzun konuşabilirdi diye geçiyor. Neyse. Gül sabretmiş dinlemiş ama dayanamamış ve konuyu kendi geliş amacına çekerek konuşmaya başlamış. Saray’a bazı şeyleri söylemeye geldiğini ifade etmiş.,

Tek bir amaç için, başkanlık uğruna ülkeyi yönetilemez hale getirdiğini anlatmış. İçerideki karmaşadan, dışarıda süren savaştan, ülkenin içine çekildiği bataklıktan ve dış politikanın başarısızlığından söz etmiş. Başkanlık hayalinden vazgeçmesi gerektiğini hissettirmiş. Yine kulislere göre bunun üzerine Erdoğan, “Gel sen de sorumluluk al, dış politikanın koordinasyonunu sana verelim” önerisinde bulunmuş. Bu sürrealist öneri Gül için başka bir eleştirinin de önünü açmış. “Hayır” diyen Gül’ün, birlikte yola çıktıkları partinin kurucularından kimsenin kalmadığını anlattığı söyleniyor.

Tüm bu konuşmanın sonunda Erdoğan’ın ne söylediğini merak ediyorsunuzdur. Ankara kulislerine göre sadece dinlemiş.

Normal şartlarda bu gibi görüşmelerin ardından kimseyle konuşmayan Gül, bu kez doğrudan Arınç’ın evine giderek en yüksek perdeden mesajını vermişti: Yanınızdayım, sizinleyim.

Gül’ün yakın çevresine görüşmeyi anlatırken her ne kadar Ankara’da tedavi gören anne ve babasını ziyaret edeceği bilinse de, “İstanbul’dan Ankara’ya sırf bu amaçla geldiysem bu önemlidir” türünde cümleler kurduğu ve “Her şeyi söyledim, fişini çektim çıktım” dediği de konuşuluyor"

Yazının tamamını okumak için tıklayın