Eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekillerinin tutuklanmasının ardından parlamento çalışmalarına katılmama kararı alan HDP'nin, bu kararı kalıcı hale getirip getirmeyeceğini önümüzdeki süreçte gerçekleştirilmesi planlanan halk toplantılarıyla seçmenine soracağı belirtildi. HDP’nin Meclis çalışmalarına katılmama kararı parti içinde ve tabanında iki farklı görüşün dillendirilmesine neden oldu.
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, parti tabanı ve parti yönetiminde parlamento çalışmalarına katılıp katılmama konusunda yapılacak tartışmaların ardından HDP parlamento zemininde nasıl ve ne oranda yer alıp almayacağına karar verecek. HDP’nin Meclis çalışmalarına katılmama kararı parti içinde ve tabanında iki farklı görüşün dillendirilmesine neden oldu.
Bazı HDP’liler kararı desteklerken, bazıları ise kararın HDP’yi siyasetin dışına iteceği ve istenenin de bu olduğu eleştirisini yöneltti. Edinilen bilgiye göre, HDP MYK’nin dünkü toplantısında parlamento faaliyetlerine katılıp katılmama konusunda Türkiye genelinde gerçekleştirilmesi planlanan halk toplantılarında seçmenin tavrına göre hareket edilmesi benimsendi. Bu kapsamda HDP 2017’nin başına kadar sürmesi planlanan yerel teşkilatlar aracılığıyla gerçekleştirilecek toplantılarda seçmenin talebine göre hareket edecek.
MYK’de HDP eş genel başkanlarının tutuklu olması nedeniyle parti çalışmalarının aksamaması için alınması gereken önlemler tartışıldı, AKP ile MHP arasındaki anayasaya değişikliği tartışmaları da değerlendirildi. MYK’de bu konu “bir rejim değişikliği” olarak nitelendirilirken AKP’li Serkan Kocabıyık’ın “Devlet büyüklerine bir suikast halinde millet cezaevlerini basacak” mesajı da olası bir provokasyon hazırlığı olarak değerlendirildi. MYK’de seçim sistemi tartışmalarının da bu ortamda yapılmasının sağlıklı olmadığı, amaçlananın AKP’nin iktidarını sürdürmek olduğu görüşü dile getirildi.
MYK’den sonra açıklama yapan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, AKP’li Hüseyin Kocabıyık’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayı “Bunlar provokasyon amaçlı girişim değilse bile bir planın deşifresi anlamına gelir” diye değerlendirdi. HDP eş genel başkanlarını ziyaret eden avukatlara baskı uygulandığını dile getiren Bilgen, uluslararası bir söyleşi talebi nedeniyle avukat görüşünün engellenmek istendiğini söyledi. İçişleri Bakanlığı’nın bugüne kadar dernek sayısının artmasıyla övündüğünü kaydeden Bilgen, “Dernekler bir ihtiyaçla var oldular. Bir mühürle bu ihtiyaç ortadan kalkmış olmaz” diye konuştu. Derneklerin kapatılmasının Türkiye’yi diplomasi platformunda olumsuz etkileyeceğine işaret eden Bilgen, “Ülkeyi yönetenlerin sorumsuz davranışlarının bedeli toplum ödememeli” dedi. Bilgen, “Geniş, katılımcı, demokratik bir sürece dayalı yapmak anayasa yapmak zorunluyken ‘bul karayı al parayı’ mantığıyla 330’u tamamlama hesabından demokrasi çıkmaz. Anayasa meşruiyeti rakamlarla ölçülmez” diye konuştu