CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, askeri konularda faaliyet gösteren ve kurucuları arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir dönem danışmanlık yapan emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'nin de olduğu Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin (SADAT) kapısına gitti.
Kılıçdaroğlu, SADAT'ın İstanbul Beylikdüzü'ndeki merkezinin önünde yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"Siyasi cinayetler demiştim. Karanlık odaklar var demiştim. Hangi maşalar kullanılacak bu karanlık işlerde? Kimler hangi hedefler için devreye girecek? Her türlü kaostan SADAT gibi paramiliter danışmanlar sorumlu tutulur. Bil. Öyle heveslere girişme. Erdoğan şunu sakın aklından çıkarma. Muhalefet yüreklidir. Muhalefet cesurdur. Muhalefet Türkiye'dir. Buradan mafyacıklara da sesleniyorum. Size de sokaklarımızı teslim etmeyeceğiz. Ve son olarak halkımız, bu seçim olacak. Seçim güvenliği ne pahasına olursa olsun sağlanacak. Sizler sandığa gidip rahatça oyunuzu vereceksiniz. CHP var. 100 yıldır buradayız. Merak etmeyin."
Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem’in kulislerden edindiği bilgilere göre, herkesin üzerinde mutabık olduğu konu Kılıçdaroğlu'nun özellikle son birkaç gündür güvenlik kaygısının son derece arttığı ve yapılacak etkinliklerle ilgili olarak detaylarını son ana kadar yakın çevresi dışında hemen kamuoyuyla paylaşmamaya özen gösterdiği yönünde.
Örneğin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'yla ilgili verilen mahkumiyet kararının ardından Kılıçdaroğlu tarafından atılan tweet ile bütün milletvekillerini CHP İstanbul İl Binası'na davet edilmesi ve mesajda fazla da bir detaya yer verilmemesi dikkat çekmişti. Kulislerde Kılıçdaroğlu'nun bu şekilde davranarak iktidarın CHP tarafından yapılacak etkinliklere karşı önlem almasının önüne geçmeye çalıştığı öne sürüldü.
Aynı şekilde kimi partililer de Kılıçdaroğlu'nun yakın korumalarının da son günlerde "agresif" olarak nitelendirilecek ölçüde temkinli göründüklerini iddia ederek, bütün bu gelişmelerin bir ihbarın iletilmiş olabileceği ihtimalini güçlendirdiği öne sürüldü.
Edinilen bilgiye göre, bu şartlar altında olası bir dinlemeye engel olmak için CHP İstanbul İl Binası'nda yapılan ve Kılıçdaroğlu'nun başkanlığındaki MYK toplantısında sinyal kesici Jammer kullanıldı. Bundan dolayı genel başkan yardımcılarının telefonlarına uzun süre ulaşılamadı. Milletvekillerine toplantı olacağı duyuruldu ama içeriği hakkında bilgi verilmedi.
MYK bitiminin ardından saat 11.00 sıralarında parti sözcüsü Faik Öztrak, basın açıklaması yaparken Kılıçdaroğlu bir temas için il binasından ayrıldı. Ancak bir süre sonra Kaftancıoğlu'na destek için Türkiye'nin dört bir tarafından gelen milletvekillerine yeni bir mesaj ulaşarak en geç 13.00 gibi il binasında olmaları, Kılıçdaroğlu'nun toplantı yapacağı bildirildi.
Toplantının içeriğinden habersiz olarak gelen milletvekilleri ile Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında gerçekleşen ve 15-20 dakika civarı süren toplantıda SADAT'e gidileceği söylendi. Ancak milletvekilleri gidene kadar herhangi bir açıklama yapmamaları konusunda tembihlenerek, kendi araçlarıyla gitmek yerine parti binası önünde hazırlanan otobüslere binmeleri istendi. 100'ü aşkın milletvekili hazırlanan otobüslere binerken danışmanları ve şoförleri onları araçlarıyla takibe başladı. Milletvekillerinin bilgi vermemesi nedeniyle danışmanların ve şoförlerin uzun süre nereye gidildiğinden haberdar olmadan otobüsleri takip ettiği belirtildi.
Pek çok kişi Beylikdüzü'ndeki SADAT binasına varınca nereye gelindiğini anladı. Yine burada Kılıçdaroğlu'nun açıklaması sırasında öncekilerden farklı olarak ilk defa milletvekillerinin Facebook, Instagram gibi sosyal medya hesaplarından canlı yayın yapmaları da istendi.
Konuyla ilgili konuşan bir milletvekili, ziyaret öncesi yapılan toplantıda SADAT'a gidileceğinin söylendiğini ancak bu ani ziyaretin nedeniyle ilgili bilgi verilmediğini belirtti. Milletvekili, konunun sabah yapılan MYK'da gündeme gelmiş olabileceğini ancak milletvekillerinin ziyarete gidileceğinden otobüslere binmeden neredeyse 15 -20 dakika önce haberdar olduklarını da söyledi.
Peki parti kulislerinde bu ziyaretin nedeniyle ilgili ne konuşuluyor? Orada da hakim düşünce Kılıçdaroğlu'na ciddi bir bilgi ulaşmasa böyle bir adım atmayacağı yönünde. Ancak böyle bir ziyaretin nedeni olmasa bile sonucuyla alakalı olarak şöyle bir beklentinin de olduğu kaydediliyor. 16 Nisan 2017'de yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması'nda mühürsüz oy pusulalarının kullanıldığının anlaşılması üzerine bir grup CHP'linin Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) gidilerek protesto edilmesi talebi Kılıçdaroğlu yönetimince uygun görülmemişti. Gerekçe olarak eli sopalı, silahlı karşıt görüşlü grupların provokasyon için hazırlandığına dair partiye ulaşan ihbarlar neden gösterilmişti. Ancak bu olay; sonradan bazı çevrelerce benzer bir durumda veya seçim sonucunun iktidar tarafından tanınmaması halinde Kılıçdaroğlu'nun direnmeyebileceği, bu nedenle Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş gibi isimlerin daha iyi olabileceği gerekçelerine yol açmıştı. Kılıçdaroğlu'nun bu çıkışıyla seçim günü oluşabilecek bir gerginlik durumunda geri adım atılmayacağı mesajını hem parti tabanına hem de iktidara vermiş olduğu yorumları yapılarak özellikle açıklamasındaki Kuvva-yi Milliye vurgusuna ve "Seçim güvenliği ne pahasına olursa olsun sağlanacak" sözlerine dikkat çekildi.
Aslında Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin SADAT'a yönelik duyarlılığı yeni değil. Kılıçdaroğlu'nun bir süreden beri konuyu yakından takip ettiği biliniyor. Aynı zamanda parti içinde kimi isimler de bu konuyu yakından izlemekte.