'Kültür Bakanı Çelik'in açtığı Atatürk'ün evi hayal kırıklığı yarattı'

'Kültür Bakanı Çelik'in açtığı Atatürk'ün evi hayal kırıklığı yarattı'

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in de katılımıyla 19 Ağustos’ta yeniden ziyarete açılan Mustafa Kemal Atatürk’ün Yunanistan’ın Selanik kentindeki evini ziyaret eden gazeteci Stelyo Berberakis, izlenimlerini “Atatürk’ün ‘yeni’ evinde, Atatürk’ü anımsatan hemen hiçbir şey yok artık. Atatürk’ün ‘eski’ evini sıkça ziyaret etmiş bir gazeteci olarak, tadilattan geçen evi gürdüğümde şoke oldum” sözleriyle aktardı.

Stelyo Berberakis’in BBC Türkçe’de yer alan haberi şöyle:

"Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’te doğup büyüdüğü ev, Türk turistlerin ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor.

Türkiye Kültür ve Turizm bakanlığının üç yıl önce aldığı bir kararla, Türkiye’nin Selanik başkonsolosluk binasının avlusunda bulunan Atatürk’ün doğduğu tarihi evin tadilat altına alınması, herkesi heyecanlandırmıştı.

1924’te Yunanistan’ın Türkiye’ye hibe ettiği ve o dönemden bu yana müze olarak kullanılan ev, kararın ardından 3 yıl geçtikten sonra Kültür Bakanı Ömer Çelik’in de hazır bulunduğu törenle kapılarını yeniden ziyaretçilere açtı.

Açmasına açtı ama, tadilattan geçen Atatürk’ün “yeni” evinde, Atatürk’ü anımsatan hemen hiçbir şey yok artık.

Atatürk’ün “eski” evini sıkça ziyaret etmiş bir gazeteci olarak, tadilattan geçen evi gürdüğümde şoke oldum.

Kentsel dönüşüm mantığını anımsatırcasına, yeni badana yapıldığı hemen hissedilen duvarlara yerleştirilmiş ve ışıklandırılmış pleksiglas vitrinlerin arkasında, irili ufaklı Atatürk fotoğraflarıyla, yanlarındaki Türkçe, İngilizce ve Yunanca açıklamalar, adeta bir sergi salonunda açılan fotoğraf sergisini geziyormuş izlenimini bırakıyor.

 

Makete dönüşen eski ev

 

Üç katlı evin girişine yerleştirilen makette ise, Atatürk’ün eski evi görülebiliyor.

Yani, rivayete göre doğduğu oda, yattığı yatak, giydiği resmi ve sivil elbiseleri, ayakkabıları, tabakası, kalemi, mendili gibi özel eşyası, minyatür cisimlerle, adeta bir oyuncak evi andıran maketin içinde yer alıyor.

Dolaştığım her bir odanın duvarlarında fotoğraflar sergileniyor. Ayrıca Selanik’in eski görüntülerinden oluşan bir slayt gösterisini ve çocukların Atatürk’ü ne kadar çok sevdiğini gösteren bir animasyon filmi seyretmek de mümkün.

Atatürk’ün, Madame Tussauds müzesindeki gibi bal mumuyla, gerçekten başarıyla yapılmış olan heykeli, tadilattan yeni geçmiş evinde Türk turistlerin en büyük ilgisini çeken nokta. En azından Atatürk’ün yanında bir hatıra fotoğrafı çektirmekle yetiniliyor.

Eski evin içindeki divanlar, perdeler, minderler, mangallar, yatak odaları ve Atatürk’ün giysileri ve ayakkabıları gibi özel eşyasının bulunduğu yatay vitrinler ve ayakta duran fraklı modeli de kaldırılmış.

Yetkililer, Atatürk’ün eski evindeki eşyasının, "Ankara, Samsun ve İznik’teki müzelere dağıtıldığını" söylüyor.

Gerekçe olarak da "Eski evdeki eşyanın aslında Atatürk’e ait olmayıp, Birinci Dünya savaşından sonra bu eve yerleşen bir Yunan ailesine ait olmasını" gösteriyorlar.

 

Özel eşya kime aitti?

 

Peki o zaman niçin bugüne kadar, yani 80 yıldan bu yana, bu eşyanın Atatürk ve ailesine ait olduğu söyleniyordu?

 

Özel eşyası da mı başkalarına aitti?

Yetkililer, “En azından özel giysileri Selanik’e iade edilecek mi?” sorusunu ise, “İnşallah” diyerek yanıtsız bırakmayı tercih ediyor.

Ben Atatürk’ün gerçekten müze niteliği taşıyan eski evinin korunmasını isterdim.

Tadilattan önceki haliyle Atatürk’ün evine girildiğinde, o eski evlerin ve içindeki eşyanın kendilerine özgü kokusu, havası, ziyaretçileri 100 yıl öncesine götürüyordu. Atatürk’ün giymiş olduğu ayakkabıları, elbiseleri, kullandığı tabakası ve kalemi gibi özel eşyasını vitrin arkasında bile görmek, bambaşka bir duygu uyandırıyordu.

 

Türk turistler hoşnut değil

 

Tadilattan geçmiş yeni evi ziyaret edenler ise, “Atatürk Müzesi” yerine, yeni inşa edilmiş kiralık lüks ve boş bir dairenin içinde dolaşır gibi hissediyor kendilerini. Ya da, dünyanın her yerinde ve özellikle Türkiye’de Atatürk’ün hayatını anlatan yüzlerce, binlerce fotoğraf sergisinden birini gezer gibi oluyorlar.

Atatürk’ün yenilenen evini ziyaret eden Türk turistler de bu gördüklerinden hiç memnun değiller.

Ziyaretçilerin büyük çoğunluğu, ”Türkiye’den heyecanla Selanik’e gelip de, Atatürk’ün evi yerine, sadece fotoğraflarını görmeye değmez” diyor ve Atatürk’ün evi karşısında açılan, kapısında Türkçe “Hediyelik eşya” yazılı mağazadan, Atatürk evinin tıpkısı mıknatıslı buzdolabı süslerinden alarak kendilerini avutmaya çalışıyor.

Bir bakıma haklılar da…

Ben de, en azından Atatürk'ün şahsi eşyasının müzeye mutlaka geri getirilmesi gerektiği düşüncesiyle yenilenen evden ayrılıyorum.”