Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Amacımız sadece yeni aktiviteler kazandırmak, yeni keşiflerde bulunmak değil, mevcut keşfedilmiş kültürün ve turizm alanlarının korunması çok daha önemli" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ev sahipliğinde, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) iş birliğiyle düzenlenen, "3. Dünya Turizm ve Kültür Konferansı" kapsamında basın toplantısı yapıldı.
Bakan Ersoy, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda "Herkesin Yararına" temasıyla gerçekleştirilen etkinlik hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Ersoy, bütün katılımcılara teşekkür ederek, konferansta turizm sektörünün sağladığı kalkınmadan azami düzeyde faydalandıklarını, diğer yandan kültürün korunması ve desteklenmesi için ülkelerin ne gibi çalışmalarda bulunduğuna yakından bakmaya çalıştıklarını söyledi.
Yabancı ülke bakanlarıyla yarım kalmış projeler tartışılıp planlama yapıldı
Kültür ve turizmi toplumla kaynaştırmak suretiyle sürdürülebilir kalkınmaya ağırlık verilmesi için izlenecek politikaların belirlenmesi ve kamu-özel sektör iş birliğinin bu doğrultuda desteklenmesinin fırsatlar oluşturmadaki önemine değinen Bakan Ersoy, "Somut olmayan kültürel mirasın nesilden nesile aktarılarak tanıdık bir çevrede devamlılık hissi oluşturduğuna ve sürdürülebilir turizmin bu aktarımdaki katkılarına dikkati çekmeye çalıştık. Oturumlarda, turizm, kültür ve yerel paydaşların kültürel mirası değerlendirirken nasıl birlikte çalışabileceğini, dünyadaki gözde destinasyonların kültür turizmi aracılığıyla sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kalkınma modeli uygulama metotlarını birlikte irdeledik." dedi.
Ersoy, Türkiye'de ve dünyada farkındalık yaratmayı görev edindiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Amacımız sadece yeni aktiviteler kazandırmak, yeni keşiflerde bulunmak değil, mevcut keşfedilmiş kültürün ve turizm alanlarının korunması çok daha önemli. O yüzden toplumun, turizmin direkt paydaşı olamayan kesimlerine de turizm ve kültür anlayışını yaymamız gerektiğini düşünüyorum. Onlar korudukları sürece biz daha başarılı oluruz. Yoksa bizim yeni oluşumlar, projeler geliştirmemiz tek başına bir anlam ifade etmiyor. Önemli olan bunu tabana yaymak, halka yaymak ve farkındalık yaratmak."
Konferans kapsamında mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği ikili görüşmelerin çok faydalı geçtiğini anlatan Bakan Ersoy, yarım kalmış projeleri bakanlar düzeyinde tartışıp planlama yaptıklarını dile getirdi.
Ersoy, teknolojinin turizme olan katkılarına değinerek, "Uzun mesafelere daha ucuza ve daha kısa sürede uçabiliyor insanlar. Uzun mesafe uçtuklarında da aynı anda tek ülke gezmek istemiyorlar. Biz de komşularımızla veya partnerlik yapabileceğimiz ülkelerle ortak turizm politikaları geliştirmeye karar verdik." diye konuştu.
Nitelikli turist ve turizmde ürün pazarı çeşitliliğini geliştirme çalışmaları yaptıklarına işaret eden Ersoy, turizmden elde edilen gelirin toplumun tabanına yayma işlemi başarılırsa sürdürülebilir turizmin de başarılabileceği değerlendirmesi yaptı.
Bakan Ersoy, turizm bölgelerinde tesis dışında yaşayan insanların da turizmin paydaşları şeklinde oradaki gelirden faydalanması ve bu gelirlerden kültür politikalarına yatırım yapılmasının üzerinde durduklarını belirterek, "Biz bundan sonraki politikalarımızın sadece turizm yatırımcılarıyla sınırlı kalmasını istemiyoruz. Özellikle turizm yatırımlarının gerçekleştiği bölgelerde ağırlıklı olarak o bölgenin insanının çalışacağı politikalar geliştirmek istiyoruz." görüşünü dile getirdi.
Dünya genelinde kişi başı yeşil alanların arttığını ve ekolojik turizme yönelim olduğunu aktaran Ersoy, Türkiye'de de bu yönelime geçiş yaşandığını belirtti.
Bakan Ersoy, Türkiye'nin vizeler konusunda en olumlu yaklaşan ülke olduğunu, birçok ülkeyle vize anlaşması yapıldığını ve vize uygulanan ülkelerde de e-vize uygulamasıyla işlemlerin kolaylaştırıldığını anlattı.
Bazı ülkelerin vizesiz seyahat hakkını 30 günden 90 güne çıkardıklarını ifade eden Ersoy, şöyle konuştu:
"Gönül ister ki bu, Dünya Turizm Örgütü'nün teşvikleri ve hatırlatmalarıyla dünya genelinde olumlu bir politika şeklinde her yere yayılır. Sadece gençlerin vize aktivitelerinden çok daha düşük ücretlerle yararlanmasının sağlanması, gelecekteki turizm adına, turizmin gelecekteki nesillere aktarılması açısından da faydalı olacağını düşünüyorum."
Ersoy, tarihi ve kültürel değerlerin doğduğu ülkelerde korunması gerektiğinin altını çizerek, ABD'nin "Çingene Kızı" eserinin Türkiye'ye geri getirilmesi konusunda gösterdiği hassasiyetin bütün ülkelerde olması temennisinde bulundu.
UNWTO Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili de kültürün turistler için en önemli cazibe sebeplerinden olduğu yorumunu yaptı.
Birçok kez geldiği İstanbul'da kendisini evinde gibi hissettiğini vurgulayan Pololikashvili, "İstanbul kültür ve turizmin, ulusların bir araya geldiği güzel bir örnek. Bu nedenle bu toplantı için yer seçimi çok doğru bir biçimde yapılmış. Oldukça başarılı bir toplantı geçiriyoruz. Türkiye'de rakamlar turizm açısından yükseliş göstermekte, turizmde yüzde yaklaşık 20 büyüme gerçekleşmiş. Diğer ülkelerde bu büyümeyi görmek çok mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
Pololikashvili, Türkiye'nin dünyada da turizm açısından lider konumda olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Yeni havalimanının açılışına katılma imkanına sahip olan kişilerden biriydim. Yeni havalimanı, dünyadaki en iyi havalimanlarından biri. Yılın büyük çoğunluğunu Türk Hava Yolları uçaklarında geçiren birisiyim. Hepimizin bu tesisleri daha iyi kullanabilmemiz için dev bir proje gerçekleşti. Diğer dev proje de Atatürk Havaalanı'nın çok büyük bir millet bahçesi haline getirilmesi. Burası önemli bir turistik cazibe merkezi olacak. Dünya turizm toplumu olarak, Türkiye'den, Türk tecrübesinden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu ifade etmek istiyorum."
Türkiye'nin çeşitliliği çok zengin ve turizmde çok büyük başarılar elde edecek bir ülke olduğunu söyleyen Zurab Pololikashvili, "Çingene Kızı" eserinin Türkiye'ye getirilmesinin çok önemli olduğunu ve bu konuda Türkiye'nin inisiyatiflerini desteklediklerini sözlerine ekledi.