Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'un sahibi olduğu ETS’nin, Bodrum Kissebükü Adalıyalı Koyu’nda yapmak istediği 124 bin metrekarelik alana inşa edilecek “Maxx Royal Bodrum Oteli” ile ilgili ÇED toplantısı yapıldı. Katılımcılar, otelin doğal sit alanına yapılmasının planlandığını belirterek projeye karşı çıktı.
Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından proje için verilen "ÇED gerekli değildir" kararı, birçok sivil toplum kuruluşunun avukatlığını üstlenen Betül Sümer Cinmen tarafından yargıya taşınmış, Muğla 2. İdare Mahkemesi'nin oluşturduğu bilirkişi heyeti de bölgenin mutlaka korunması gerektiğini vurgulamıştı.
Yasal süreçte oluşturulan 2. bilirkişi heyeti de özetle şu görüşü paylaşmıştı:
"Arkeolojik açıdan Adalıyalı Koyu'nun tamamı 1. derece Arkeolojik SİT özelliğine sahiptir. Turizm konaklama tesisinin faaliyete geçmesi halinde, kentsel yerleşmeye uzakta bulunan ve doğal yapısını yitirmemiş olan proje alanı ve çevresi önemli bir yapılaşma baskısına maruz kalacaktır."
Bodrumaktif.com’da yer alan habere göre, yasal süreç devam ederken 8 Mayıs’ta şirkete verilen son Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) onayıyla ilgili halkın katılımı toplantısı düzenlendi. Toplantıda Çiftlik Muhtarı Halil Köse ““Toplantının yeri burası olmamalı, Adalıyalı Çiftliğe 6 km uzaklıkta iken siz 30 km uzaklıkta toplantı yapıyorsunuz bu toplantının yeri burası değil , bu toplantı yeniden yapılmalı” derken, diğer katılımcılar “bütün engellere rağmen katılımın yüksek olması ve Mazılı yerel halkın gösterdiği ilgi de gösteriyor ki, bu otel buraya yapılamaz” şeklinde yorum yaptılar.
Avukat Betül Cinmen “Buradaki ÇED toplantısını şirket uluslararası kredi alabilmek için yapmak zorunda, aksi halde kredi alamayacak, bu nedenle olumlu ÇED raporu almak istediği için bu toplantıyı yapıyorlar” yorumunda bulundu. Cinmen “Yürütmeyi durdurma kararı verilen 25 binlik plana rağmen 1/binlik ve 5 bin ölçekli planı nasıl yapıyorsunuz. Bu bir suçtur, neyin üzerinde konuşuyorsunuz bilmiyorum, bu konuda suç duyurusunda bulunacağız. Bakanılk olarak yürütmeyi durdurma kararını bilmemeniz mümkün değil, sanki yürütmeyi durdurma kararı yokmuş gibi davranamazsınız, suçtur. Bunlar eski 1/25 bine göre yapılmış plan” dedi.
Projenin ÇED raporunu hazırlayan çevre mühendisi Mustafa Tel’in çuval bezi üzerinde yaptığı sinevizyon gösterisinin sonunda, Muğla Çevre Şehircilik Müdürlüğü yetkilisi Bekir Erdoğan soru cevap bölümüne geçildiğini ifade ederek söz vermeye başlayarak, “Bakanlıktaki inceleme değerlendirme komisyonuna sizin görüşlerinizi tutanaklara geçirip ileteceğiz” dedi. Söz alanlar sırasıyla ve özetle şunları söyledi:
Ayşe Temiz (Arkeolog): Bodrum müzesinden emekliyim bu bölgeyi çok iyi bilirim. İnşaat yapılacak alan 2863 yazılı yasaya göre buraya inşaat yapılması yasak ve sakıncalı. Bu projeyi aklım yasal olarak almıyor. Ormanlık alanda cetvelle çizilmiş gibi plan olmaz.
Arif Yılmaz (Kaptan): Önünüzdeki deniz alanının tamamı arkeolojik sit alanıdır. Bütün bölge arkeolojik deniz alanıdır ve tamamen dalışa yasak bölgedir. Buraya iş makinası girdiği andan itibaren tarih fışkıracak ondan sonrada geri dönüşü olmayacak, ve burası deniz turizmi alanıdır mavi yolculuktaki teknelerin konaklama alanıdır, turizm tek taraflı olamaz. Bir yandan tesis yaparken bir yandan haritalara işlenmiş koyları deniz turizmine kapatacaksınız , böyle şey olmaz, denizciler olarak her deniz kıyısı teknelerin yanaşabileceği koy değildir özelliklere sahiptir, bu alanlar deniz turizmi olarak işaretlenmiş ve bu koylar kaybolacak riskli koylar olarak belirlenmiştir, yaptığımız çalışmalarda tedirginliklerimizin haklı olduğunu gördük, bu alanın tahsisi yasal değildir, buraya açılan tahsisler kendi direktifleri ile 2007 şubat ayında ortadan kaldırılmıştır yani yok hükmündedir
Rana Öztürk (Tema Bodrum Temsilcisi): Buranın köylüsü bu denizlerden ekmek yiyor, bu anlattıklarınızın tamamı katliamdır, köylünün ekmeği ile oynamayın, eko sistemi bozarsınız nasıl böyle bir vicdansızlık yapıyorsunuz, bu köydeki insanların ekmeğini öldüreceksiniz, buradaki oteller buradaki köylüyü tuvalet bekçisi bile yapmıyor, şimdi buranın denizine göz diktiniz, süslü püslü laflarla köylüyü kandırmayın, biraz vicdanlı olun,” dedi.
Erdem Ağan (Yat imalatçısı-Denizci): Bodrum Ticaret Odası yönetim kurulu üyesiyim. 1960 lardan sonra deniz turizmi Bodrum’dan başladı, sonra yat imalatçısı sektörü canlandı. Mavi tur , denizi doğayı ve güneşi satabileceğimiz başka bir turizm yok burada arkeoloji ve tarihide eklemişiz. Kissebükü ve Adalıyalı’ yı yok etmek üzereyiz buraya yol inerse bu koyları doğayı koyları kaybederiz. 400 personel değil 25 bin kişi ekmek yiyor, 5 bin yat bu koylara demirliyor. Bir yeri yaşatmaya çalışırken başka birçok sektörü öldürüyoruz”
Rüştü Tezcan (Denizci –Yatcı ): “Bu koylar çok az kaldı çok özel koylar, yapılacak yer çok lüksmüş çok lüks tesisler her yere yapılabilir. Yatırıma karşı değiliz yatırım yapılacak ama yeri çok iyi belirlenecek. Mavi yolculuk sürdürülebilir turizm türüdür, bunu öldürümezsiniz tek rakipsiz sektörümüzdür, çünkü dünyada çok az yerde yapılabilmektedir. Mavi yolculuk Pamukkale ve Kapadokya gibidir. Otele her yerde var kendi bacağımıza kurşun sıkıyoruz, bu koyda yapılmasının önemi gereği nedir, anlamıyorum, burada köylünün tapulu arazilerine imara kapalı ama otel inşaatına açık olacak şey değil”
Güney Şirin (HDP Ekoloji Sözcüsü): Turizm insanları beton içerisinde lüks odalarda yatırmak değil. Mavi ile yeşilin eşsiz olduğu Gökova sı ile tur yaptıracağız. Binlerce yıllık arkeoloji yapısı ile tur yaptıracağız . Bu tür tesisler yerine ev pansiyonculuğunu özendirmeliyiz. İnsanlar Ankara’nın İstanbul’u betonundan kaçıp bu doğaya geliyorlar. Bu doğayı yok edersek, özellikle doğayı korumak ile ilgili yetki alanlar bunu yaparsa bu ülke biter. 1970 lerde 88 tane koy varken bugün 44 koy kalmış. Örneğin Sea Garden koyu mavi yolculuktan çıkarıldı. Turizm bakanı burayı yaparsa bu koy olmayacak. Başka bakanların yetkililerin başka koylara inşaat yapmasına nasıl engel olacağız, nüfuzunu gücünü kullanıp tahsis alarak inşaat yapıyor. Burası 125 dönümle kalmayacak , bu tahsisler orada devam edecek. Burada çıkacak hafriyat nereye gidecek. 30 km. ormanlık alan yok edilerek yok edilecek. Buranın yeniden eski haline gelebilmesi için 300 yıl geçmesi gerekiyor. Bu tesisin yapılmasını halkın karşı çıkılmasına rağmen yapılmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” dedi.
Bige Karan “Dernek başkanı” Bodrum’u korumak için dernek kurmak zorunda kaldık. 125 bin metrekarenin tek bir metrekaresine bile çivi çakılmasını beton dökülmesini istemiyoruz.
Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Başkanı Serdar Karcılıoğlu Söyleyeceklerimin alkışlanmayacağını biliyorum, ama fikirlerimi söylemek istiyorum, sadece bu proje için burada bulunmuyorum. Güney Şirin turizm dersi verdi ama ben onun söylediklerini çürütmek için O ‘na üç gün ders veririm. Mavi yolculuk bir dünya markasıdır. Biz de destekliyoruz, ama Bodrum’a bir dünya markası olurken Bodrum mavi yolculukla dünya markası olmadı” deyince, Filiz Dizdar yüksek sesle “Halikarnas Balıkçısı mezarında ters döndü” dedi.
Karcılıoğlu “Bu koyda mevcut alanın kanunsuz olduğu vurgulandı, buna karar verecek olan devlettir. Sizin o kanunsuzlukları haykırmanız çok bir şey değiştirmiyor, bu tesisin Bodrum’un kayda alınabilecek bir destinasyona sahip olması için ihtiyacı var, Bodrum’un bu tür markalara ihtiyacı vardı. Bu markalar gelmediği sürece yarın deniz turizmi de olmayacak” diye konuştu.
Karcılıoğlu’nun sözleri büyük tepki ile karşılanarak, yer yer kahkahalar atıldı. Tepkiler üzerine Karcılıoğlu toplantıyı terk etti.