Kupayı kim götürür?

Kupayı kim götürür?
Milliyet yazarları, kupa finaline çıkacak devleri tartıya koydu. Usta kalemler, 10 gün önce İnönü’de kazanan Fenerbahçe’nin yine çok pas yaparak oyuna hükmetmesi gerektiğini, Kartal’ın ise orta alanı bu kez rakibine kaptırmamak zorunda olduğunu savundu ‘Fenerbahçe’nin rakibi sadece Beşiktaş’ ERDOĞAN ŞENAY: Bu akşam Türkiye’nin nabız atışları İzmir’e bağlanacak... Nefes kesecek gecede Fenerbahçe’nin son Beşiktaş maçını tekrarlayabileceğini hayal etmemesi gerekir. İzmir’deki kupa finalinin her anı çok çetin geçecektir. Sarı-lacivertliler, oynarsa Nobre’nin hırsına Holosko’nun yırtıcı temposuna ve Beşiktaş’ın oyun hızına karşı çok dikkatli olmalıdır. Özellikle göbekte Gökhan Gönül yeni yerindeki gerçek imtihanını bu yarışmada verecektir. Fenerbahçe’nin kazanması için hem Beşiktaş’ın tempolu saldırılarını ustaca durdurması hem de hücumda Güiza başta olmak üzere tüm ataklarındaki son hareketlerde iş bitirci olması şarttır. Yani Fenerbahçe’nin rakibi sadece Beşiktaş değil aynı zamanda bu maçı bir onur yarışı haline getirmelerindeki çok özel hırslarıdır. ‘Bol pozisyonlu bir maç bekleyebiliriz’ RIDVAN DİLMEN: Fenerbahçe 4-2-3-1, Beşiktaş ise klasik 4-3-3 oynuyor. Maçın kaderini hem defanstaki hem de hücumdaki kanat oyuncuları belirler. Üçlü forvet oynayan Beşiktaş’ın en büyük problemi, iki kanat hücumcusunun iyi dönüş yapamaması. Ortada üçlü oynuyorlar ve Ekrem ile Üzülmez, birçok kez ikiye bir, üçe bir kalıyor. Zaten eli, ayağı düzgün olan takımlarla oynadıkları zaman bu zaafları ortaya çıkıyor. Fenerbahçe topa sahip olduğu zaman maça hükmediyor ve rakibine oyununu kabul ettiriyor. Son iki maça baktığımızda Fenerbahçe ikinci karşılaşmada oyunun büyük bölümünde üstün olan taraftı ve kazandı. İlk maçta ise Beşiktaş uzun süre 10 kişiydi, ancak Fenerbahçe oyununu rakibine kabul ettiremedi. Hatta ikinci yarının tamamında Beşiktaş etkiliydi. Yani Fenerbahçe’nin kupayı kazanması orta saha oyuncularının pas yüzdelerinin yüksek olmasına bağlı. Ayrıca Beşiktaş defansının çizgi halinde yakalanması, Güiza gibi oyuncuların lehine olur. Beşiktaş forvetlerinin değişken oynamaları da Fenerbahçe’nin dengesini bozar. Bunları topladığımız zaman bol pozisyonlu bir maç bekleyebiliriz. ‘Beşiktaş nasıl oynaması gerektiğini biliyor’ MEHMET DEMİRKOL: Beşiktaş, Fenerbahçe’ye karşı nasıl oynaması gerektiğini artık biliyor. Kendi yarı alanında rakibi bekleyen bir oyun tarzı Beşiktaş için yine sorun yaratabilir. Bu yüzden Fenerbahçe savunmasını önde basarak hataya zorlayacak bir plan içinde olacaklardır. Bu da Fenerbahçe’ye başka bir imkan tanıyacak. Geride pas yapmakla uğraşmayıp orta sahayı “pas” geçen bir oyun tarzıyla Güiza’yı kullanmaları kolaylaşacak. Burada soru işareti Semih - Alex tercihinde. Oyuna Semih’le başlamak Fenerbahçe’yi orta sahada daha kuvvetli yapabilir. Bu direkt oyunu başarabilirlerse Beşiktaş’ı savunmada eksik yakalayarak oyunu koparabilirler. Fenerbahçe için tek sıkıntı verici durum Beşiktaş’ın baskılı oyunu tercih etmesi halinde Gökhan Gönül - Ali Bilgin kanadında yüksek toplarda yaşanabilir. Bu açıdan Aragones’in, Yasin’i dışarıda bırakıp kendisine alternatifsizliğe itmesi son büyük hatası olabilir. ‘Fenerbahçe’nin 26 yıllık hasreti’ ATTİLA GÖKÇE: Fortis Türkiye Kupası, Fenerbahçe’nin 26 yıllık hasreti... Aynı Beşiktaş için ise kaçan şampiyonlukların, “teselli mükafatı” oldu. Yani onlar kupaya ulaşılması zor, fethedilmesi güç, peri padişahının kızı olarak bakmıyor. Ama yine de bu final Beşiktaş için önemli. Çünkü siyah-beyazlılar bu sezon derbi kazanamadı. Zirve takımlarından hiçbirini yenemedi. Fenerbahçe’den evinde üç yıldır aldığı acı yenilgiler bugünkü kupa finalinde bir rövanş ihtirası oluşturabilir. Beşiktaş, Fenerbahçe’nin pas trafiğine bir çare bulmalı. İkili mücadeleden kaçarak, rakibe geniş alanlar bırakarak, kanatlarda etkisiz ve kontrolsüz bir oyunla bu iş olmaz. Kupa finali ligdeki liderliği de moral olarak etkileyebilecek bir özgüven sınavıdır. Beşiktaşlı futbolcular bu konuda taraftarlarına ve hocasına iyi bir izlenim vermedi. Güvensiz ve dağınık göründüler. Kupayı (rövanşı) istiyorlarsa yepyeni bir kimlik ve yepyeni bir anlayışla oynamaları lazım. Biraz hocalarını dinleyip, kendi yorumlarını doğru yaparlarsa bu ihtiras, ıstırap sürecini bitirir. ‘Fenerbahçe’nin tutunacağı bir dal kaldı’ BİLAL MEŞE: Ligde kaliteli kadrosuna rağmen hayal kırıklığı yaşayan Fenerbahçe’nin tutunacağı bir dal kaldı, o da kupa... Kolay mı, tam 26 yıllık büyük bir özlem var! Beşiktaş kupayı alır, ligde de şampiyon olursa, Fenerbahçe’ye Avrupa yolu yine açık olacak. Sarı-lacivertlilerin rakibine oranla stresten uzak, daha rahat oynayacağı bir gerçek. Bu onların en büyük şansı. Beşiktaş kanadında ise işler yolunda... Ligin bitimine üç hafta kala yakalanan liderlik hem moral getirdi, hem de takımdaki özgüven duygusunu üst düzeye çıkardı. Kartal, en büyük sıkıntıyı ileri uçta yaşıyor, yani gol yollarında. Fenerbahçe ise bu anlamda daha rahat. Semih-Güiza ikilisi, bu maçta da sarı-lacivertlilerin en büyük avantajı. Kartal, Semih ve Güiza’yı iyi kontrol eder, onlara boş alanlar bırakmazsa, zorluk derecesi yüksek finalden galibiyetle çıkar, kupaya kanat çırpar. ‘İyi başlayan ile iyi bitiren’ UĞUR MELEKE:Son dönemde Fenerbahçe’nin iyi başlayan, Beşiktaş’ın da iyi bitiren özellikleri çok ön plana çıktı. Yalnız iki takımın ligdeki karşılaşması gösterdi ki, Fenerbahçe önünde siyah-beyazlılara sadece iyi bitirmek yetmeyebilir. 32 yaş ortalamalı Cisse - Ernst - Yusuf üçlüsünün bu kez 45 dakikadan fazlasını vermesi gerek. Cisse’nin varlığı Ernst’in ofansa da katkı yapması anlamına geliyor ve Beşiktaş bu maçta Alman oyuncusunun hücumdaki etkinliğine çok ihtiyaç duyabilir. Beşiktaş’ın, Denizli ile beraber tutarlı bir biçimde uyguladığı karesel 4-3-3 düzeninin zaafiyeti ise öndeki üçlüsünün savunmaya katkılarının çok sınırlı olması... Eğer Denizli iki gol atmak zorunda kalmak istemiyorsa Holosko, Tello, Serdar Özkan gibi kanat hücumcularına; Roberto Carlos, Ali Bilgin veya Gökhan Gönül’ün varlığını hatırlatmalı.