Yıl içinde üçüncü kez yapılan ilaç euro kuru artışı, eczane raflarını ilaçlarla doldurmaya yetmediği görüldü. Şubat, temmuz ve en son 13 Aralık’taki yüzde 36.77’lik artışla 10 lira 76 kuruş olan avro kuru, özellikle antibiyotikler, kalp damar hastalıkları, antidepresan, tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçlardaki sıkıntıyı bitirmediği anlaşıldı. Eczacı Nükhet Avşar, “Tüm dünyada bir sıkıntı var. Ama Türkiye farklı yaşıyor. Kur ayarı hiçbir şeyi değiştirmedi. Antibiyotikler, ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, kanser ve tüp bebek ilaçları, antidepresanlarda sıkıntı var. Hastalarımızı mağdur etmemek için olmayan ilaçları değiştirmesi için doktorları arıyoruz. Doktorlar hasta bakarken benim telefonlarıma bakmak zorunda kalıyor, yükü artıyor. Eczacı arkadaşlarımızda kurduğumu WhatsApp gruplarında kendimizde bulunmayan ilaçları, eşdeğerlerini arıyoruz" dedi.
Diken'den Mesude Erşan'ın özel haberine göre Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği ilaç avro kuru, döviz fiyatlarındaki kontrol edilemeyen artışa yetişemiyor. Önceki yıllarda yılda bir kez, şubatta ilaç euro kuru güncellenirdi. Güncelleme tarihi yaklaşınca, öncesinde kısa bir süre ilaçlarda bir miktar sıkıntı çıkardı. Ancak ilaç euro kuruyla, reel kur arasındaki makas açıldıkça ilaç sıkıntısı tüm yıla yayılmaya başladı. Nitekim son kur ayarlamasının da ilaç yokluğu sıkıntısını çözmeye yetmeyeceği, sadece bir ‘pansuman‘ olduğu öngörülüyordu.
Temel sorun ilaç euro kurunun, reel kurdan uzak olması. Ancak dünyada pandemiyle birlikte ilaç hammaddelerinde yaşanan sorunların da üretimi etkilediği düşünülüyor. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Pınar Özcan, “Henüz bir rahatlama görmedik” dedi.
İlacın hala sürekli bulunabilir ve ulaşılabilir olmadığını söyleyen Özcan, şunları söyledi: “Bizi en çok sıkıştıran dönemsel, mevsimsel olarak ihtiyaç duyduğumuz antibiyotik şuruplar, tabletler. Nöbetlerimiz özellikle çok sıkıntılı geçiyor. İlaçların firmalardan bir anda gelmesi mümkün değil. Zaten yılsonu, ilaçları hemen yerine koyamazlar. Ne yaşadığımızı bir biz biliyoruz.”
Esenyurt’ta 22 yıldır eczacılık yapan Nükhet Avşar, meslek hayatının hiçbir dönemde bu boyutta ilaç sıkıntısına tanıklık etmediğini söyledi. Yan yana beş eczane olduklarını, her birinin aynı sorunu yaşadığını ve aralarında ilaç takas ettiklerini anlatan Avşar, şunları söyledi:
“Tüm dünyada bir sıkıntı var. Ama Türkiye farklı yaşıyor. Kur ayarı hiçbir şeyi değiştirmedi. Antibiyotikler, ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, kanser ve tüp bebek ilaçları, antidepresanlarda sıkıntı var. Hastalarımızı mağdur etmemek için olmayan ilaçları değiştirmesi için doktorları arıyoruz. Doktorlar hasta bakarken benim telefonlarıma bakmak zorunda kalıyor, yükü artıyor. Eczacı arkadaşlarımızda kurduğumu WhatsApp gruplarında kendimizde bulunmayan ilaçları, eşdeğerlerini arıyoruz. İlaç çıkarsa ayırtıyor, hastayı oraya gönderiyoruz. Bu bizim işimiz mi? Ciddi zaman ve işgücü kaybı, stres. Hastalar agresif geliyor. İlacın kendisi yok, eşdeğerini istemiyor.”
Ciddi bir virüs ve bakteri saldırısı olduğunu, nöbetlerde ilaç yokluğu sorununun daha da büyüdüğünü vurgulayan Avşar, şöyle devam etti:
“Nöbete hazırlanırken neredeyse depolara yalvar vakar oluyorum. Bir tane ondan, iki tane öbüründen ilaç bulmaya çalışıyorum. Bulduğum ilaçlar da nöbete kadar eriyor. Başka ilçelerden, eczane eczane ilaç arıyor hastalar. ‘Bu 20’inci eczanem, yok diye düşünmüştüm. Çok şükür buldum’ diyorlar. Sorunun sebebi biz değiliz. Hastalara anlatmaya çalıyoruz. O kadar öfkeli geliyorlar ki. Onları yumuşatmak da bize kalıyor. Devleti de kötülemek istemiyoruz ama sonuçta bir avro kuru var. Bu düzeltilmediği sürece sorun sürecek. Kaldı ki ilaç fiyatları yükseldikçe, barem değişikliği nedeniyle, sanıldığının aksine bizim kazancımız düşüyor."
Ankara’da eczacılık yapan Erdal Kart, hala bazı ilaçları tane tane aldığını söyledi:
“Hala tane tane aldığımız ilaçlar var. Yoka girenler de var. Şu anda sürekli alışveriş yaptığım depomdan bir tane mide ilacı alabildim. Tansiyon ilacı yok. Antidepresanların bir kısmında sorun var hala. Kalp rahatsızlığı ve tansiyonda kullanılanların bir kısmında hala sorun var. Asli sorun ilaç avro kuru. İkinci sorun, dünya genelindeki hammadde sorunu. Türkiye’de ayrıca özellikle şurup grupları için cam şişeyle ilgili bir sorun da var.
Antibiyotik grupları Türkiye’de en fazla tüketilen ilaçlardan. Tek tek verilebilecek düzeyde. Şurup formları hiç yok. Eşdeğerlerini de bulamıyoruz. İlaç avro kurunda bir artış daha bekleniyor. Ama koca ilaç sektörünü sadece üretici firmalarından ibaret sayıyorlar. Depocunun, eczacının sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. ‘İlaç firmalarının sorunu çözersem Türkiye’deki ilaç sorunu komple çözülür diye bakıyorlar’. Bu doğru bir yaklaşım değil.”