Kuraklık hububattan sonra Güneydoğu Bölgesi’nin yeşil altını olarak bilinen fıstık üretimini de vurdu. Bu yıl kuraklığın yanı sıra "phytoplasma" hastalığı ile de zor durumda kalan üretici, var yılı olan sezonda 260-300 bin ton rekolte beklerken bunu 150 bin tona kadar düşüdü. Rekoltenin düşük beklenmesi ise fiyatları şimdiden etkilemeye başladı. Üretici alan bazlı destek bekliyor.
Fıstık Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tarımda en önemli gelir kaynaklarından biri. Gaziantep, Şanlıurfa ve Siirt başta olmak üzere Türkiye’de yaklaşık 150-200 bin üretici geçimini bu üründen sağlıyor. Ekim alanında dünyada ikinci sırada olan Türkiye’nin üretimdeki payı ise son yıllarda artma eğiliminde olsa da çok düşük. Zeytin gibi var yılı ve yok yılı olan fıstıkta bu yıl var yılı olmasına rağmen kuraklık ve hastalık sorunu yaşanıyor. Bölgenin en önemli ürünü baklavanın ana hammaddelerinden olan fıstıkta rekoltenin düşmesi ise fiyatların artması demek.
Aşırı sıcaklık ve az yağış nedeniyle sararma ve taç hacminin küçülmesine neden olan "phytoplasma" hastalığının fıstık ağaçlarının yaklaşık yüzde 60’ını etkilediğini söyleyen Şanlıurfalı fıstık üreticisi Müslüm Özsun, üretimin gelecek yıl da etkileneceği konusunda endişe taşıdıklarını söylüyor. Rekoltenin düşmesi nedeniyle fiyatların artacağı beklentisi ile tüccarın stok yapmaya başladığını belirten Özsun, "Bizde piyasayı tüccarlar belirliyor. Onlar da durumun farkında. Fiyatlarda büyük bir artış olacak" diyor.
Özsun’un Cumhuriyet'ten Ali Can Polat'a verdiği bilgiler şöyle:
"Devlet, fıstık üreticisini görmezden geliyor. Bir ara ‘iyi tarım programı’ diye bir şey çıkardılar bizi şirketlere havale ettiler, ürünü onlara satıyorduk. Ama artık biz de fındıkta olduğu gibi alan bazlı destek istiyoruz. 30-40 dönüm araziye fıstık dikmiş adam 2 yıl ürün alamayınca ne yapacak?"
Fıstık üretiminin zor bir süreç olduğunu söyleyen Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş ise fıstık ağaçlarının zeytin gibi 2 yılda bir ürün verdiği için rekolte değişikliğinin çok olduğunu belirtti. Demirtaş, "Geçen yıl fıstık rekoltesi 80 bin ton olmuştu. Bu yıl için 260 ile 300 bin ton olan rekolte beklentimizi 150 bin tona çektik. Üretimdeki düzensizlik çiftçilerimizin tarımsal eğitiminin olmamasından kaynaklanıyor. Ancak bilinçli çiftçilik derken insanlar çiftçiliği bırakıyor" diyor.
Türkiye’nin, ekim alanı olarak dünyada ikinci sırada yer aldığını ancak üretimde çok gerilerde kaldığını söyleyen Demirtaş, şöyle devam ediyor:
"Çiftçimizin tarımsal eğitimi yok genellikle, bu yüzden düşük üretimimiz. Ancak tabii bunun yanında fıstık çok nazlı bir ağaç olduğu için gideri de çok fazla, bunun da etkisi var. Bütün tarım ürünlerinde olduğu gibi fıstığa da yeterli ve zamanında destek verilmiyor. Diğer tarım ürünlerindeki gibi taban fiyat uygulaması yok, fiyatı da tamamen piyasa belirliyor."
Tarımdaki girdi fiyatlarının artışına dikkat çeken TZD Gaziantep Temsilcisi Hasan Topuz ise "Gaziantep özelinde etkisi büyük olmaz ama yine de fiyatların artacağını söyleyebilirim. Çünkü tarımda girdi maliyetleri çok arttı. Geçen yıl 40 TL’ye satılan ilaç, şu an 62 TL’ye satılıyor. Yine aynı şekilde 30 TL olan fıstık ilacı da şu anda 40 TL oldu. Fıstık fiyatını asıl artıran şey işte bu maliyetlerdeki artış olacak" diye konuştu.