Kırıkkale'de bir ailenin kurban bayramında kestiği dananın tüberküloz hastalığı taşıması, tedirginliğe neden oldu. Kestikleri kurbanın tüberküloz olmasının ardından bütün bayramlarının zehir olduğunu söyleyen aile o gün giydikleri bütün kıyafetleri yaktıklarını, her yeri çamaşır suyuyla yıkadıklarını, çocuklarının bu bayramda olanlardan olumsuz etkilendiklerini anlattı.
Hürriyet'te yer alan habere göre, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde memur Ömer Hafçı, kurbanlığını bayramdan 3 hafta önce mandırası bulunan M.K.’ye 5 bin 400 TL ödeyerek aldığını, kestiğinde karaciğer ve akciğerinde kitleler gördüğünü bunları götürdüğü veterinerde incelettiğini hayvanda tüberküloz hastalığı olduğunun tespit edildiğini söyledi. Kurbanlık hayvanını Yuva Mahallesi’nde bulunan evlerinin önüne getirdiğini, burada kurbanın zayıflamış olduğunu gördüğünü anlatan Hafçı, şöyle konuştu: "Aldığım kişiyi aradım. Kurbanlığımın neden zayıfladığını sordum. Kendisi de ’kurbana nazar değdiği için zayıfladığını’ ifade etti. Bayram sabahı kurbanımızı evimizin önünde kasapla birlikte kestik. Kestikten sonra kurbanın karaciğer ve akciğerinde kitleler olduğunu gördüm. Veteriner Fakültesi’nde öğretim üyesini aradım. Hayvanın tüberküloz olabileceğini ve etini kesinlikle yemememiz gerektiğini söyledi. Bunun üzerine mal sahibini aradım o da bana sattığı hayvanda hastalık olmadığını ve etinin yenebileceğini’ söyledi. Etin hastalıklı olan kısımlarını Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne götürdüm. Veteriner kontrol ve muayeneyi yaptırdıktan sonra hayvanda tüberküloz hastalığı olduğu tespit edildi. Bize hayvanın etinin kesinlikle yenmeyeceğini ve her yerin dezenfekte edilmesi gerektiği söylendi."
Hafçı, Hürriyet Polis Merkezi’ne giderek şikayette bulunduğunu belirterek, kurbanın bütün etini Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne götürdüğünü, orada etlerin imha edildiğini vurguladı. Akciğer kanseri babası ile birlikte tüm ailenin bayram sabahında etten yediğini anlatan Hafçı, şöyle devam etti: "28 Eylül Pazartesi günü bütün aile fertleri verem savaşa gittik ve orada aşı olduk. İki gün sonra da tekrar kontrole gideceğiz. Bayramımız rezil oldu. Çoluk çocuk et yiyemedi. Mal sahibi kurbanı kabul etmedi. Bayramın ikinci günü çocuklar mahçup olmaması için başka bir yerden kurban alıp kestik. Bayramı hastanelerde, karakolda, ifadelerle uğraştık. Bayramımız rezil oldu."
Hafçı’nın eşi Dilek Hafçı da bayramın birinci günü sabah kurban etinden bir defa yediklerini, akşama kadar etle uğraştıklarını, hayvanın hastalıklı olduğu anlaşılınca etle uğraşmayı bıraktıklarını söyledi. Dilek Hafçı, o gün giydikleri bütün kıyafetleri yaktıklarını, her yeri çamaşır suyuyla yıkadıklarını, çocuklarının bu bayramda olanlardan olumsuz etkilendiklerini anlattı.