Küresel ekonomide risk hala yüksek ANKARA (A.A)

-Küresel ekonomide risk hala yüksek ANKARA (A.A) - 21.09.2011 - Uluslararası Para Fonu (IMF), ''pekçok ülkenin, temel mali kırılganlıklarını iyileştirmek için kaydettiği ilerlemelere rağmen uluslararası bağlamda küresel mali durumun hala yüksek riskler taşıdığı'' uyarısında bulundu. IMF'in yayımladığı ''Küresel Finansal İstikrar Raporu''nda, Avro Bölgesi'nde bir çok ülkenin bütçe açığını azaltmakta, mali kuruluşlarının çalışmalarının iyileştirilmesinde ve orta vadeli eylem planı hazırlamakta ilerlemeler kaydettiğine işaret edildi. Raporda, aralarında İtalya ve İspanya'nın da olduğu büyük ülkelerdeki borçlanma faiz oranları arasındaki farkın derinleşmesinin piyasalardaki hassasiyetin sıkça değişebileceğinin göstergesi olduğu vurgulandı. Japonya ve ABD'nin mali düzenleme planının tanımlanması ve uygulanmasının sınırlı olduğuna işaret edilen raporda, söz konusu ülkelerde faiz oranlarının da tarihin en düşük seviyelerinde kaldığı belirtildi.  Raporda, ihtiyaç duyulan orta vadeli mali düzenleme çabalarının genel olarak zayıf olduğu bazı gelişmekte olan ülkelerde, mali durumun, güçlü sermaye akışlarıyla kısmen desteklenen hızlı büyüme oranı ve enflasyonist baskılar dikkate alındığında yetersiz kaldığına vurgu yapıldı.    Geniş kapsamlı bakıldığında gelişmiş, gelişmekte ve düşük gelirli ülkelerin önünde önemli güçlükler bulunduğuna dikkat çekilen raporda, söz konusu ülkelerin büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerin artmakta olduğu bir ortamla karşı karşıya olduklarına işaret edildi. Kısa vadede uygulanacak düzenlemelerin hızının, piyasaların baskılarının yoğunluğu, büyüme üzerindeki riskler ve orta vadeli programların güvenilirliği nedeniyle ülkelere göre farklılık göstereceği ifade edilen raporda, orta vadeli planların güçlendirilmesi ve açık iletişimin sürdürülmesinin önemine işaret edildi. Raporda, Avro Bölgesi için güçlüğün mali konsolidasyonun sürdürülmesi, büyüme hızındaki düşüşün minimum hale getirilmesi ve kriz çözüm mekanizmalarının yeterliliği konusundaki kaygıları gidermek olduğu belirtildi.  Ciddi piyasa baskısı altındaki ülkelerin, bütçe açıklarını azaltma planlarını gecikmeksizin uygulamaktan başka seçenekleri olmadığına işaret edilen raporda, mali düzeltmelerin ekonomik büyüme üzerindeki bazı ters etkilerinin reformlar yoluyla hafifletilebileceği, hızlı büyümenin mali konsolidasyonun hızlanmasına yardımcı olabileceği ve potansiyel büyümeyi desteklemek için yapısal reformların herhangi bir düzeltme stratejisinin parçası olması gerektiği ifade edildi. Avrupa Finansal İstikrar Fonunun (EFSF) esnekliğinin artırılması için 21 Temmuz'da AB zirvesinde alınan önlemlerin memnuniyet verici olduğu, Avrupalı ülkelerin bu önlemleri hemen uygulamaya koyması ve Avro Bölgesi'nde güveni desteklemek için gerekirse ek adımlar atma niyetinin işaretlerini açıkça vermeye devam etmesi gerektiği vurgulandı. ''Avro Bölgesi'nde yayılan finansal baskıların hızı ve ciddiyeti Japonya ve ABD için uyarı görevi görmeli'' denilen raporda, Japonya ve ABD'deki düşük faiz oranlarının hızla değişmesinin mümkün olmadığına işaret edildi. ABD ve Japonya'nın mali açıklarının rekora yakın seviyelerde kalmayı sürdürdüğü ve borç oranlarının yükselmeye devam ettiği vurgulanan raporda, Japonya ve ABD'nin bütçe açığını ve borçlarını azaltmaya ilişkin iddialı planları yakında ortaya çıkmazsa bu ülkelere güvenin zayıflayacağı uyarısında bulunuldu. -Gelişmekte olan ülkeler-  ''Gelişmekte olan ülkelerden bazıları mali pozisyonlarını iyileştirmede konjonktürel gelişmelerden yararlanırken, bazıları ise aşırı ısınma işaretleri veriyor'' ifadesi kullanılan raporda, sermaye akışları ve hammadde ihracatındaki yüksek emtia fiyatları dahil olumlu makroekonomik ortamdaki bazı unsurların geçici olabilme riski taşıdığı vurgulandı.  Gelişmiş ülkelerden kaynaklı risklere şu ana kadar sınırlı biçimde maruz kalan gelişmekte olan ülkelerin bu risklerle karşılaşmadan önce mali temellerini güçlendirmede daha hızlı hareket etmeye ihtiyaçları olduğuna dikkat çekilen raporda, aşağı yönlü risklerin gerçekleşmesi durumunda düşük borç ve bütçe açığıyla birlikte bu gelişmekte olan ülkelerin iç tüketimi destekleyici konsolidasyon hızının yavaşlayabileceği uyarısında bulunuldu. Düşük gelirli ülkelerin kriz sırasında mali destekleri iyi kullandığı, ancak şu anda harcama ihtiyaçlarını giderirken yeniden yapılanma güçlüğüyle karşı karşıya bulundukları bildirilen raporda, yüksek gıda ve akaryakıt fiyatlarının birçok düşük gelirli ülkede harcama baskısı yarattığı ifade edildi. Raporda, düşük gelirli ülkelerde uzun süreli mali güçlüklerin devam ettiği, bu ülkelerin üçte birinin yüksek borçlu ya da yüksek borç sürdürülebilirliği riski altında olduğu kaydedildi.