Kürşat Bumin: Enver Ören'e helallik vermeyecekler de var

Kürşat Bumin: Enver Ören'e helallik vermeyecekler de var

 

Kürşat Bumin

(Yeni Şafak / 28 Şubat 2013)

Türkiye gazetesinin sahibi Enver Ören vefat etti. Cenaze namazına Başbakan başta olmak üzere siyaset ve iş dünyasından birçok tanınmış kişi katıldı. Gazete köşelerinde Ören'in yardım sever, güleryüzlü, dost canlısı bir kişi olduğuna ilişkin hatıralar yayınlandı. Enver Ören hakkındaki bilgilerim ve kanaatim sahibi bulunduğu Türkiye Gazetesi ve de tabii ki 2001'de faaliyeti durdurulan ve ardından batırılan 'İhlas Finans'ın hikayesinden ibaretti. Türkiye'den başlayacak olursak, bu gazete –dünkü sayısının ana sayfasını ' 'Nevruz bayram olsun' mektubu' gibi 'güncel' bir manşetle donatmış olsa da- bugüne kadar yaptığı yayınlarla ülkenin sözü edilen 'bayramı'nın önüne taş koymuş, 'Eski Rejim'in ideolojik bir aygıtından ibaretti. Bu gazetenin Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına ilişkin attığı 'manşetler'i bir 'atölye' çalışmasında gözden geçirdiğimizde, bu manşetlerden birisinin infazlardan önce hazırlanmış olabileceği izlenimine kapılmıştık...

Gelelim 'İhlas Finans' hikayesine: Bu finans kuruluşunun batırılması ve dolayısıyla yüzbinlerce kişinin mağdur edilmesine ilişkin bilgilere internet üzerinden gezinince bugün de ulaşabilirsiniz. Karşınıza 'İhlas mudilerinin birliği noktası', 'İhlas Finanszedeler' gibi siteler de çıkacaktır. Yani özetle, hâlâ 'kanayan bir yara'dır bu konu.

İsterseniz sizi yormamak için bu sayfalardan derlediğim küçük bir seçkiyi görüşlerinize sunayım:

Eski bir tarihte, 2001 yılında Yeni Şafak'ta yer alan Nurettin Canikli'nin söz konusu kuruluşu konu edinen yazısından başlayayım: Biliyorsunuz, eski İstanbul Defterdarı Canikli halen Ak Parti Meclis Grup Başkanvekilliği görevini sürdürmektedir: 'İhlas Finans'ın batması, inançları gereği faizden kaçınmak amacıyla bu kuruluşa para yatıran insanların tasarruflarını yok etmiş, Anadolu sermayesinin büyük yara almasına yol açmıştır. (…) İhlas Finans'ın batması Anadolu sermayesinin büyümesini ve Anadolu'nun kalkınmasını sekteye uğratmıştır. Sadece Erzurum'da topladığı paranın 40-50 trilyon civarında olduğu söylenmektedir…'

Canikli, Ören'in bu yazısına ilişkin gönderdiği tekzip metnine cevaben de şunları söylüyordu:

'Buna göre İhlas Finans'tan alacaklı olanların paralarının ödenmesiyle ilgili olarak Sayın Enver Ören'in herhangi bir taahhüdü bulunmamaktadır. Tasfiye sonucunda, İhlas Finans'ın parası ortaya çıkarsa mevduat sahiplerine ödenecek. Bunun anlamı İhlaszedeler paralarını alamayacaklar veya çok cüz'i bir bölümünü alabileceklerdir. (…) Zira, Sayın Enver Ören topu Tasfiye Kurulu'na atıyor. Bundan sonraki muhatabınız ben değilim, Tasfiye Kurulu'dur diyor.

İhlas Finans hikayesine vakıf olan bir başka kişinin açıklamasını da hatırlayalım. Dönemin TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün değerlendirmesi de şöyle idi:

'Maalesef İhlas Finans yüreğimin acıdığı, gerçekten düşünürken kendimi ağlamamak için zor tuttuğum bir yaradır. İhlas Finans diğer batık bankalardan farkı olmayan bir hortumlama operasyonudur. İhlas Finans mağdurları sahipsiz kalmıştır.'

Sanayi Bakanı Nihat Ergün'ün (2009'da) hikayenin akibetine ilişkin şu sözlerini de aktarayım:

'İhlas Finans Kurumu'nun tasfiye başlangıcı 2001'de, 222 bin 298 hak sahibine yaklaşık 676 milyon dolar ve 245 milyon euro borcu vardı. Bu yıl 154 bin hesap sahibine 279 milyon dolar, 76 milyon euro ödeme yapıldı. İhlas'tan alacaklı 68 bin hesap sahibi kaldı. Bu hak sahiplerine 398 milyon dolar ve 168 milyon euro alacaklarının ödenmesi bekleniyor.'

2001'de BBDK tarafından faaliyetleri durdururalan İhlas Finans depreminin yol açtığı mağduriyetleri bilmeyen yoktur herhalde. 'Faiz'den kaçmak için paralarını bu batırılan bu kuruluşuna teslim eden az gelirli dindar kişilerden birisi olan Mehmet Emin Günkan, '6500 mark ve 4 bin dolarım vardı. Burada paramı değerlendirip, Ankara'da ev alacaktım. 1.5 ay önce Ankara'da paramı çekmek istedim, vermediler' diyordu.

Hikayenin TBMM'ye yansıyan dikkat çekici bir bölümü de eksik değil. 2010'da CHP'den Atilla Kart'ın İhlas Finans'ın mağdurları hakkında araştırma önergesi Ak Partili milletvekilleri tarafından reddediliyor. Kart, bu münasebetle yaptığı konuşmada Başbakan'ın konuya ilişkin şu sözleri sarf ettiğini de söylüyordu: 'Yazık değil mi, günah değil mi? Bu işin öbür tarafı, ahireti yok mu?', 'O fakir fukaranın, garip gurebanın, yetimin parası nasıl verilmez?'

Sonuç olarak Enver Ören, yüksek seviyede katılımın olduğu cenaze namazında helalliği almış olsa da, benim gördüğüm kadarıyla buna razı gelmeyen çok insan var sanki…