Leyla Zana’nın Kürt sorunuyla ilgili, “Erdoğan’ın çözeceğini umuyorum” diyerek PKK ve BDP’yi eleştirmesinin ardında, ABD, Erbil, Ankara ve Diyarbakır hattında bir süredir üzerinde çalışılan “Kürt siyasetinde yeni bir yol haritasının” olduğu iddia edildi. Ahmet Türk ve Leyla Zana’nın yapılacak bir yasal düzenlemeyle siyasi yasağının sona ermesiyle birlikte, bu yılın son aylarında kongreye gidilerek BDP yönetiminde değişiklik yapılacağı konuşuluyor. Daha ılımlı isimlerden oluşacak yeni yönetimin, hükümetle birlikte Kürt sorununun çözümü için ortak hareket etmesi bekleniyor.
Radikal gazetesinden Rifat Başaran'ın haberine göre; Irak ve Kürt siyasi kaynaklarına göre bu süreç kronolojik olarak şöyle gelişti...
Ortadoğu’daki gelişmeler ve yönetimlerin yeniden yapılandırılmaya başlaması PKK ve Türkiye’deki Kürtlerde yeni umutları gündeme getirdi. Bu süreçte İran- PKK arasında esen barış rüzgarları küresel aktörleri rahatsız etti ve ABD, PKK ’nın parmağını tetikten çekmesi için Barzani’yi devreye soktu. Barzani yönetimiyle PKK arasında son 9 ayda, 4’üne bizzat Barzani’nin katıldığı 16 görüşme yapıldı. Bu görüşmelerde PKK ’dan Cemil Bayık ve Murat Karayılan dönüşümlü olarak yer aldı. PKK, görüşmelerin sürmesi için “KCK operasyonlarının durması ve Öcalan’a ev hapsi” taleplerini gündeme getirdi.
PKK ’nın tırmanan Suriye krizini fırsat bilerek Kürt yönetimine, ‘ PKK ’sız çözüm olmaz’ mesajı vermesi ve bu dönemde İran ile dirsek temasını artırması ABD ve Barzani cephesinde tepkiye neden oldu. Ocak ayında görüşmeler kesildi. Ancak BDP’nin Erbil ziyaretinde Kürt Ulusal Konferansı projesi yeniden şekillendi ve görüşmeler yeniden başladı. Bu süreçte önce Mesud Barzani’nin, sonra da BDP heyetinin ABD ziyaretleri gerçekleşti. BDP ’liler Barzani’yi by-pass ederek ABD ile direk ilişki kurmak istedi; ancak ABD buna soğuk yaklaştı. BDP ’nin ABD Dışişleri Bakanı ile görüşme talebi yerine getirilmedi. Barzani’nin, ABD ’nin ardından Türkiye’ye gelerek İstanbul’da Başbakan Erdoğan ile görüşecek olması BDP’yi rahatsız etti. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ’ın ABD ziyaretinden bir kaç gün önce Radikal’e verdiği röportajda, Türkiye ve ABD ’nin “Barzani’yi Kürtlerin ortak lideri haline getirmeye çalıştığını” vurgulayarak, “bunun Türkiye Kürtlerinde karşılığı yok” sözleri, Barzani ile Demirtaş arasında ipleri kopardı ve Barzani yeni bir oluşumun startını verdi. Ancak daha sonra yeni bir parti yerine BDP yönetiminde değişiklik yapılması görüşü benimsendi.
Bu süreçte BDP ’nin Hükümete karşı “sert tutumu” ve PKK’nın şiddeti tırmandırması ABD’de tepkiye neden oldu. ABD ’nin Zana’yı işaret ederek, “Kürt siyasetinde önemli bir isim. Her mesajını, hem diaspora hem de Kürtler doğru algılar. Ahmet Türk’ün de diyalog yanlısı tavrı önemli” dediği kulislere yansıdı.
Leyla Zana’nın, Kadın Konferansı için gittiği Erbil’de Barzani’yle yaptığı 3 saatlik görüşmede Hükümetin reformları masaya yatırıldı. Barzani, “Şiddet, öç alma duygusunu tetikliyor ve barışı konuşmak imkansızlaşıyor. Bugün Türkiye, geçmiş siyasi denklemlerin dışındadır. Süreci iyi görmek lazım. Sizin yaklaşımınız hükümeti, çözüm için cesaretlendirebilir” dedi.
CHP’nin girişimi, AKP’nin ‘dil eğitimi’ projesi ve Zana’nın açıklamaları yeni yol haritası için start verdi. Kulislerde, BDP’yi eleştiren ve PKK’yı ‘elini tetikten çekmeye’ davet eden açıklamaların süreceği konuşuluyor. Bunun yanısıra Avrupa’daki Kürt sivil toplum kuruluşu ve düşünce kuruluşları sonbaharda 10 maddelik bir bildiri yayınlayarak Kürt siyasetine ilişkin görüşlerini açıklayacak. Ahmet Türk ve Leyla Zana’nın yapılacak bir yasal düzenlemeyle siyasi yasağının sona ermesiyle birlikte, bu yılın son aylarında kongreye gidilerek parti yönetiminde değişiklik yapılacak. Daha ılımlı isimlerden oluşacak yeni yönetim, hükümet ile birlikte Kürt sorununun çözümü için ortak hareket edecek.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Leyla Zana’nın açıklamalarıyla ilgili olarak, “Herhangi bir arkadaşımızı düşüncelerinden dolayı, ’aç kurtların’ önüne atmamızı bekleyenler de, BDP’de ayrılık, gayrılık bekleyenler de yanılır” dedi.
Demirtaş, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da, Leyla Zana ’nın sözlerine dair tartışmalara değinerek şöyle dedi:
“Bugün Navsar (Şemdinli) ve Rubarok’teydik (Derecik) muazzam güzellikte bir coğrafya ve coşkulu bir halk kitlesinin yarattığı büyüyle dönüyoruz. Bu büyüleyici tabloyu bozan tek şey çatışma ve savaşın acı veren rengiydi. Keşke sadece istemekle gelseydi barış. Ama, ne kadar gerçekçi olursan ve ne kadar kazanmak için mücadele edersen, o kadar mümkündür barış. Herhangi bir arkadaşımızı düşüncelerinden dolayı, ’aç kurtların’ önüne atmamızı bekleyenler de, BDP’de ayrılık, gayrılık bekleyenler de yanılır.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM çatısı altındaki siyasi partilere çağrısını yineleyerek, çözümün adresi olarak Meclis’i gösterdi.
Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye de “Bu sorunu nasıl çözeceğiz diye oturup konuşalım. Konuşma erdemini gösterelim. Siyasetin de barışabileceğini gösterelim. Eski keskin duruşlarımızdan vazgeçelim” sözleriyle seslendi.
Türk Metal Sendikası 14. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “30-35 yıldır Türkiye’nin gündeminde olup çözülmeyen bir sorun haline gelen bu konunun bir an önce tartışılması gerekli” diyen CHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa konusunda bir araya geliyoruz. Uzlaşamazsak kimse ölmüyor. Peki ama terör konusunda niye bir araya gelmiyoruz. Her gün şehitlerimiz geliyor. Bir araya geleceğiz. Bir araya gelmek için üslubumuzu yumuşatacağız. Daha saygılı bir dil kullanacağız. İsteyen Şeyh Edebali’den ders alabilir.”
İşçilerden de parti liderlerine bu çağrıyı yapmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, herhangi bir dayatma içinde olmadıklarını yineledi. Sorunun Meclis tarafından çözülmemesi halinde başka mahfiller devreye girer diyen Kılıçdaroğlu, "Akil adamlar dedik, itiraz ediyorlar. Akil adam, bizim Anadolu kültürünün bir parçasıdır. Bir şey olur gidip bir kanaat önderine, bir bilgeye danışırız. Araştırma yapan var, çalışan var, emek harcayan var. Niye bir araya gelmiyoruz” dedi.
Görüşme için kapılarını kapatan MHP’ye de çağrı yapan Kılıçdaroğlu, “Bu sorunu nasıl çözeceğiz diye oturup konuşma erdemini gösterelim. Siyasetin de barışabileceğini gösterelim. Eski duruşlarımızdan biraz vazgeçelim. Keskin duruşlarımızdan vazgeçelim” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Sayın Zana’ya teşekkür etmemiz lazım. İçten konuşma, özeleştiri, vizyon gördüm. Bunun başkalarına örnek olmasını da diliyorum. Burada bizim eleştirildiğimiz yönler de var ama keşke BDP’li arkadaşlarımızın büyük bir kısmı Sayın Zana’nın gösterdiği bu eleştiriyi ve geleceğe dönük perspektifi aynen görüp yaşayabilseler. Bir kadın milletvekilinin genç yaşlarda 10 senesini cezaevinde geçirmiş olması bence ızdırap duyulacak bir konudur.
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker: Leyla hanımın açıklaması, barışın ve sağduyunun sesi, olumlu, gerçekçi. Leyla Zana önemli siyasi tecrübeye sahip, acılar yaşamış ve acı çekmiş bir insan. Sayın başbakanımızdan sorunun çözümü yönünde ümitvar olduğunu ifade etmesi, gerçekçi ve sağduyulu bir değerlendirme.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu: Genelde söylediği şeylerin enerjisi olumlu yapıdadır. Söylediği her şeyde mutabık değiliz. Ama bu konuda söz sahibi olduğu değerlendirilen kişilerin görüşlerini açıklaması yararlıdır. Konuşmak, katkı yapmak iyidir. Zana da bunu yapmıştır, saygıyla karşılamak lazım.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan: Kişiler üzerinden değerlendirmeler değil de kurumların, partilerin alacağı kararlar, barış süreci açısından ve sorunların çözümü açısından son derece önemli. AKP- CHP görüşmesiyle başlayan sürecin olumlu gelişmesini biz de istiyoruz. Elbette ki olumlu gelişme süreci barış ve çözüm dilini öne çıkaracaktır.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış: Sayın Zana ‘Ben elimi taşın altına koymak istiyorum’ diyorsa, buna bizim de olumlu yaklaşmamız gerekir diye düşünüyorum. Açıklamaları, son derece yapıcı, olumlu. İnşallah geçmişte yaptığı hatalı açıklamalardan dönüş için bir vesile olur.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: ‘Başbakana inancımı koruyorum’ diyor. Hangi inancını koruyor? Nereye götürüyorlar Türkiye’yi? Buldukları çözüme bakın, çözüm ortağına bakın. Bugün AKP’nin akil kadını Leyla Zana olmuş. Bugün MHP’ye ‘makul çizgiye gelmesi gerekir’ denilen çizgi, Zana’nın, Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun geldiği çizgidir. ‘Özerklik bile yeterli değil’ diyen zihniyetin Erdoğan’ı umut olarak görmesi, Türkiye’nin nereye gittiğini göstermektedir.