PKK’nın Kandil’deki lideri KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, BİLGESAM’ın geçen hafta basına yansıyan “Kürtlerin yüzde 90'ı, Türklerin ise yüzde 70'i bir arada yaşamak istiyor” sonucuyla açıklanan anketini eleştirdi. Karayılan, anket için “BİLGESAM’dır, bilmem ne samdır gibi birçok uzman kesilen Stratejik Araştırma Kurumu adı altında, aslında psikolojik savaş daireleri çalışmalarını yürütmektedir. (…) Bu, kesinlikle bir bilim suçudur, bilimi katletmedir” dedi. Anket sonuçlarına karşı “Hodri medyan” diyen Karayılan “BM’nin gözetiminde en demokratik bir sistemle referandum yapalım. Halka; ‘demokratik özerkliği isteyip istemediğini’ soralım” önerisinde bulundu.
Karayılan, BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak Meclis’ten uzaklaştırılma ihtimalleri için “Atsınlar da görelim bakalım… Böyle bir durum gelişirse o zaman HPG’nin de Kürdistan’da AKP’nin tüm siyasetçi ve parlamenterlerini tutuklama hakkı doğar” dedi.
Murat Karayılan’ın Fırat Haber Ajansı’na yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
“(…) BİLGESAM’dır, bilmem ne samdır gibi birçok uzman kesilen Stratejik Araştırma Kurumu altında aslında psikolojik savaş daireleri çalışmalarını yürütmektedir. Bunların söylediklerinin hiçbir değeri yoktur, gerçek dışıdır. Neymiş de, “Kürtlerin yüzde 90’ı Türkiye’yle birlikte yaşamak istiyormuş!” Neymiş, “Türklerle komşu olmak, evlenmek isteyen Kürtlerin oranı yüzde 78’miş, buna karşı Türklerin de yüzde 24’müş!” Yani, “Kürtler bizimle yaşamak istiyor, Kürtler bize muhtaçtır, Kürtler ikinci sınıftır, biz aslında Kürtleri kabul etmiyoruz, onlar bizimle yürümek istiyor” imajını yaratmak istiyorlar. Burada yeniden bir ırkçılık, bir egemenlik, ‘işte bu toplum bize aittir, bize tabiidir, bizden ayrılmak istemiyor’ demeye getiriyorlar. Bu, kesinlikle bir bilim suçudur, bilimi katletmedir, gerçekleri tersyüz etmedir.”
“(…) Eğer siz doğru söylüyorsanız, söylediklerinize güveniyorsanız, yalan söylemiyorsanız, buyurun, BM’nin gözetiminde en demokratik bir sistemle referandum yapalım. Halka; “demokratik özerkliği isteyip istemediğini” soralım. Madem Başbakan her gün çıkıp, “BDP, PKK benim Kürt vatandaşlarımın temsilcisi değildir, AKP Kürtlerin temsilcisidir” diyorsa ve bu sözünde tutarlıysa, buyursun uluslararası kuruluşların gözetiminde referandum yapalım. Hodri meydan!”
“(8 polisin mayınlı tuzakla şehit edildiği – T24) Bingöl- Karlıova’daki eylemi kimin yaptığını bilmiyorum… KCK adı altındaki operasyonlara karşı bir cevap olmuş olabilir; ancak somut bir bilgi elimde yok.
“(…) Biz diyoruz ki, tüm yurtsever çevreler, hangi partiden olursa olsun kendine Kürdüm diyen samimi İslami çevreler, yine samimi Alevi çevreler ve kendi halk gerçekliğine sahip çıkmak isteyen bütün kesimler bu dönemde anadilde eğitim hakkını her biçimde gündemleştirmelidir. (…) Türk devleti hem bölgenin en demokratik ülkesi olduğunu iddia ediyor, AB’ye girme iddiasında bulunuyor hem de kendi içinde anadilinde eğitim görmek isteyen 15-20 milyonluk bir halka anadilinde eğitim görmesini yasaklıyor. Türkiye artık bunu daha fazla taşıyamaz. Bunun için Kürt halkı bu istemini toplumsal düzeyde ifade etmeli. İfade etmenin bir aracı olarak da okulları boykot etmelidir. Yani çocuklarını göndermemeli, gençler de okula gitmemelidir. Buna üniversite de dâhildir. Varsın bir süre okula gidilmesin. (…) Eğer onurlu bir barış isteniliyorsa toplum olarak böyle bir sivil itaatsizlik eylemini yapmalıyız.”