Kurtulmuş AKP'nin başına geçeceği iddialarına ne dedi?

Kurtulmuş AKP'nin başına geçeceği iddialarına ne dedi?

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, AKP'nin başına geçeceği iddialarına, "Bunlar bir kere maksadını aşan yorumlardır. Bunlar faydasız, hatta bazı çevrelerin AK Parti içerisinde fitne çıkarmaya dönük bir takım sözleridir. Siyasetin magazinsel kısmıdır. " dedi.

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, CnnTürk’te Hande Fırat ve Enver Aysever’in  konuğu oldu. Hande Fırat ve Enver Aysever’in sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, merak edilen birçok konuya açıklık getirdi. AK Partiye katılım süreci, Kürt meselesi, terör sorunu, yaş krizi, 4+4+4 eğitim sistemi ve daha birçok konunun ele alındığı programdan bazı öne çıkan detaylar şöyle:
 
 

'AKP ile bütünleşme nasıl gündeme geldi?'

 
 
HAS Parti Genel Başkanı Ak Parti'ye katılımın nasıl olacağı sorusuna “bir bütünleşmenin” gerçekleşeceği yanıtını verdi ve burada bir pazarlığın söz konusu olmadığını ifade etti:
 
Kurtulmuş:  “AKP ile HAS Parti bütünleşmesini, bunu sadece bir transfer, ya da DYP ile ANAP gibi bir birleşme olarak görmemek lazım. Bunu bir koalisyon bir ittifak olarak da görmemek lazım. Türkiye’nin geldiği noktada bulunduğu siyasi şartlar ve bu şartlar içerisinde iki kadronun bütünleşmesi. Hem biz, hem de Sayın Başbakan bunun için bütünleşme tabirini kullandı. Bu bir transfer değil bir makam mevki meselesi değil. Öyle olsaydı bu teklifler daha önce değerlendirilirdi. Siz de az önceki VTR’de gösterdiniz.  Ben 1998 yılında siyasetin içerisinde girdim. Ondan önce Akademinin içerisindeydim. İstanbul İl Başkanı olarak başladım ve fazilet partisinde zaten, aşağı yukarı iki partiydi fazilet partisi ve Ak Parti’nin kurulduğu gün iktidara geleceğini hepimiz biliyorduk. Benim yapmaya çalıştığım, Ak Parti zaten iktidara gelecek, bu iktidara karşı yapıcı bir muhalefet olsun, yol gösterici bir muhalefet olsun. Doğru yaptıklarında evet doğru yapıyorsunuz diyelim. Ama yanlışlarını da milletin hayrına olacak şekilde gösterebilecek bir muhalefeti ortaya koyalım.
 
Ben hem Saadet Partisi’ndeki Genel Başkanlığım hem de HAS Parti süreci içerisindebunu yapmaya çalıştım. Örnek olsun diye söylüyorum.  2010’daki referandum sırasında evet kampanyasına bütün gücümüz ile destek verdik.  Ayrıca 2009’daki demokratik açılım sürecinde destek vermekle kalmadık bunları yazılı raporlar haline getirdik. Yine 16 Ocak 2012’de 28 Şubat hakkında suç duyurusunda bulunduk. Böylece vesayet odaklarının üzerine gidilebilmesi için birtakım işlerin önünü açmaya çalıştık. Mit krizi sırasında kendimizce doğru bulduğumuz yerde durduk.”
 
 

Neler değişti de AKP ile böyle bir sürece girildi?

 
 
Türkiye 10 yıllık AKP iktidarı sırasında özellikle vesayet sisteminin değiştirilmesi konusunda çok büyük aşamalardan geçti. Mesela Milli Güvenlik Kurulu’nun yapılarının değişmesi, YAŞ, asker- sivil ilişkilerinin belli bir düzene girmesi gibi. Ama baktığınızda Yeni Türkiye’nin kurulması için 12 Eylül vesayetinden kurtulmuş bir Türkiye için bir inşa sürecine ihtiyaç var. Biz de bu inşa sürecinde gerçekten bizim katkı sunabileceğimiz birçok alan var. Bunları gördük.  Sayın Başbakan’dan da böyle samimi bir davet gelince, bu sözü kuvvetlendirmek, süreci kuvvetlendirmek, Türkiye’nin önündeki zor süreçlerine katkıda bulunmak, yeni Türkiye’nin inşasına karınca kararınca katkıda bulunmak için bu teklifi değerlendirdik. Bazı şeyler de zamanın şartları ile oluşur. Tabi ki bu önümüzdeki yeni bir dönemdir, zaten Sayın Başbakan da açıkça söylüyor,  bir hücre yenilenmesine ihtiyaç var diyor. Burada bu gerçekten gerçekleştirilebilirse önemli mesafeler alınacağına inandık, ikna olduk be bu teklifi değerlendirdik.  
 
Hande Fırat: Sosyal medyada sıkça soruluyor, daha önce firavunlaşmayacağız diye hitap ettiği iktidar partisine geçmeyi içine sindirebiliyor mu diye?
 
Ben siyasette dün söylediğini bugün değiştiren birisi değilim. Hatta siyasi hayatım öncesinde söylediklerim de ortadadır. Ben siyasi hayatım boyunca hiçbir partiyi ve hiçbir şahsı hedef alan, onlara hakaret eden herhangi bir polemik içinde yer alan bir söz söylemedim. Bu söylediğim husus bizim medeniyet siyaseti dediğimiz siyaset anlayışımızın çok temel ilkelerinden birisidir. Nedir o? İnsanların eşitliğidir. Bütün insanlar yaradılışta eşittir. Bu eşitliği bozan üç temel toplumsal hastalık vardır. Bunlardan birisi firavunlaşmak, birisi karunlaşmak, birisi de belamlaşmaktır. Yani yönetim gücü ile insanlar üstünde baskı kurmak, mali güç ile insanlar arasında sınıflar oluşturmak, üçüncüsü de dini inanç ve düşünceleri istismar ederek insanlar üzerinde toplumsal baskılar kurmak. Yani ne din, ne mezhep, ne yönetici güçlere ait olmak. Dolayısı ile herhangi bir insan diğerinden üstün değildir. Bu bizim siyasetimizin temel umdesidir. Böyle hareket etmek zorundayız. Bu bizim medeniyet siyaseti çerçevesinde  siyasete girmeden önce de anlattığım hususlardır. Bu hiçbir kişiyi hiçbir kurumu hedef alan sözler değildir. Hatta bunların çoğunu ben HAS Parti hatta Saadet Partisi içinde arkadaşlarımızla olan toplantılarımızda da söylediğimiz ilkelerdir. Herhangi bir gücü elimizde bulundurduk diye başka insanların üzerinde bir üstünlük iddiamız olamaz. Ama bu herhangi bir kurumu ya da kişiyi kastederek söylenmiş gibi algılanır ve kamuoyuna getirilirse tabi ki burada başka algılar ortaya çıkar. Ama ben adım gibi eminim ki AK parti içinde de başka siyasi partiler içerisinde de birçok arkadaşımız bu ilkeleri benimser.  
 
Enver Aysever’in, Ak Parti’deki  3 dönem kuralı hakkında ne düşünüyorsunuz ve size bu partide yeni bir siyasi tablo oluşacaksa size nasıl bir rol düşeceğini düşünüyorsunuz, sorusuna Kurtulmuş açık ifadeler ile yanıt verdi.
 
Kurtulmuş: “Ak parti yeni bir parti değil 11 yıllık bir partidir. Bu partinin kuruluştan itibaren getirdiği kurallar, teamüller var. Benim henüz dışardan birisi olarak bu kurallar ve teamüller üzerine konuşmam bir kere siyaseten şık olmaz. Ama eğer böyle bir kural var ise bunu Ak Parti’nin kendi teamülleri içerisinde görmek lazım.
 
Bana gelince ben ve arkadaşlarımıza gelince. Allah şahit ki, Sayın Başbakan ile olan görüşmelerimizin hiçbir yerinde ve hiçbir şekilde en ufak bir pazarlık içerisinde olmadım. Zaten bir pazarlık içerisinde olmak bizim siyasi anlayışımıza da aykırı olan bir şeydir.  Ortada bir ihtiyaç var. Ak Parti ile HAS Parti’nin bütünleşmesinin doğuracağı bir sinerji var. Türkiye’nin önünde çok zor bir süreç var. Bizim derdimiz bu süreç içinde biz de karınca kararınca bu yürüyüşe bir katkıda bulunabilir miyiz,  bunun için buradayız.”
 
Hande Fırat: En çok merak edilenlerden birisi de, o görüşmelerde Numan bey partinin başına geç, bir toparlayalım partiyi gibi bir ifade kullanıldı mı, çok konuşuldu diye soruyorum?
 
Kurtulmuş: “Bunlar bir kere maksadını aşan yorumlardır. Bunlar faydasız, hatta bazı çevrelerin AK Parti içerisinde fitne çıkarmaya dönük bir takım sözleridir. Siyasetin magazinsel kısmıdır. Şimdiden böyle bir şey üzerinde durmak bir kere en azından halkın, AK Parti’nin seçmenine, iradesine saygısızlıktır.”