Kurtulmuş: Evren için taziye yayınlanmamasından normal bir şey olamaz

Kurtulmuş: Evren için taziye yayınlanmamasından normal bir şey olamaz

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kenan Evren'in ölümüyle ilgili, ''Demokratik siyasetin bu konuda taziye yayınlamamış olması kadar normal bir şey olamaz. Allah günahlarını affetsin'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, NTV canlı yayınında Ahmed Arpat'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Ahmed Arpat’ın soruları ve Numan Kurtulmuş’un verdiği cevaplar şöyle:

Kenan Evren'in ölümü... Siyaset sahnesinden herhangi bir başsağlığı ya da taziye mesajı yansımadı. Bu sessizliği neye yorarsınız, Evren'in vefatının ardından sizin değerlendirmeniz nedir?

12 Eylül'ün komutanı olarak önemli bir rol oynadılar ne yazık ki olumlu bir rol olduğu söylenemez. Çok önemli bir askeri darbenin lideri ölmüş oldu. Demokratik siyasetin bu konuda taziye yayınlamamış olması kadar normal bir şey olamaz. Allah günahlarını affetsin. Günahlarının çok ağır olduğunu ağır bir günah galerisine sahip olduğunu herhalde Türkiye'de çok büyük bir çoğunluk ittifakla kabul ediyor. Parlak bir dönem olmadığı için hiç kimseden de taziye dileği ortaya konulmuyor. Darbenin dışarıdan planlandığı biliniyor. Anormal yollarla siyasete müdahale etti. AK Parti'den de hükümetten de kimse cenazeye katılmayacak. Ama bir devlet töreni yapılacak.

Kenan Evren ölümü öncesinde 12 Eylül davasında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Karar Yargıtay sürecindeydi. O dava ile 12 Eylül yargılandı mı gerçekten? Çünkü en büyük eleştiri o dönemin alt kadrolarının es geçildiği yönünde...

Tam anlamıyla yargılanmadı. 12 Eylül'de değiştirilmiş olan birçok antidemokratik yasalar duruyor. Bunları ortadan kaldırmak siyasetin boynunun borcudur. Alt kadrolar yargılanmadı doğru ama sonuçta bir şey başladı. Bu bir adımdır.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun bir eleştirisi oldu. Kılıçdaroğlu, "12 Eylül hukuku aynen devam ediyor. Bu iktidar 12 Eylül ürünüdür. 12 Eylül'ün siyasi anlayışı şimdi iktidarda" dedi.

Bu külliyen iftiradır, yalandır. Hem 12 Eylül, hem 28 Şubat'ın ortadan kaldırmak istediği millet iradesidir. Bunların ortadan kaldırmaya çalıştığı siyasal bir akım Türkiye'de milletin oylarıyla iktidara gelmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediğinin tam tersi vakidir. 12 Eylül'den sonra rahmetli Özal'ın iktidara gelmesi, 28 Şubat'tan sonra da AK Parti'nin siyasi olarak iktidara gelmiş olması iki tane darbenin de darbecilerinin iradesinin tam zıttına olan sonuçlardır.

12 Eylül anayasası çok konuşuluyor, darbe anayasası. Meclis değiştirilmesi için çok kararlı çıkmıştı yola ama olmadı. Muhalefet, ''AK Parti başkanlık teklifi ile yolu tıkadı" eleştirisi yapıyor.

Hayır tam tersine kusura bakmayın milletin hafızasıyla da dalga geçmeye gerek yok. Yaklaşık 69 madde üzerinde uzlaşıldı. Maalesef CHP son anda bir oyun bozanlık yaptı. Hiç olmazsa üzerinde ittifak  ettiğimiz maddeleri geçirelim geri kalanına da sonra devam ederiz dedik ama CHP buna da müsaade etmedi. CHP eğer oyun bozanlık yapmamış olsaydı en azından üzerinde uzlaşılan maddeler anayasa değişikliği olarak şimdi çoktan gerçekleşmiş olacaktı.

AK Parti yeni dönemde toplumsal uzlaşı adına nasıl bir yol izleyecek?

Sayın Evren'in vefatının gününde konuşuyoruz. 1982 anayasanın kabul edildiği ertesi günden itibaren Türkiye'de siyaset yeni anayasayı tartışır. Çünkü bu yeni anayasa ruhu felsefesi yanlış olduğu için Türkiye'ye uymuyor. İsteriz ki en büyük ittifakla bunu çıkaralım. Anayasa yapma meselesi sadece AK Parti'nin meselesi değil diğer partilerin de sorumluluğu var. Anayasayı yazmak kolay yapmak zordur.

Nasıl bir başkanlık sisteminden bahsediyorsunuz?

İstiyoruz ki tartışılsın. Oldu bittiyle geçirmek değil milletin kararıyla birlikte bunu oluşturmamız lazım. Bizim çalıştığımız bir anayasal sistem var. Kimin ne fikri varsa hepsini dinlemeye hazırız. Mühim olan üzüm yemektir.

Seçime gelelim.. Seçim çalışmaları nasıl gidiyor?

İyi gidiyor, keyifli. Türkiye bir Mısır, Ukrayna olmadıysa en önemli nedenlerden birisi sandığın ortada olmasıdır. Millet demokratik olarak yolunu buldu kendi demokrasisini inşa etti.

Muhalefet, ''Cumhurbaşkanı anayasal suç işliyor, siyasete müdahale ediyor'' diyor. Muhalefet cephesinde siyaset yapan bir siyasetçi olsaydını eğer bu durumu nasıl değerlendirirdiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımızın önceki cumhurbaşkanlarından bir farkı var. Abdullah Gül'ü de bir istisna olarak söylüyorum. Özal da Gül de siyasetin içinden gelmiş birileridir. Türkiye'de ilk sefer çok kuvvetli bir siyasi figür halk tarafından seçildi. Bu kişi emekli bir subay değil siyasetin dışından gelen birisi değil. Örneğin, 22 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı, Ordu-Giresun Havaalanı'nın açılışına katılacak. Katılmasın mı?

Muhalefet açılışa katılmasına değil, yaptığı konuşmalara itiraz ediyor...

Özellikle söylediği şey Türkiye'nin etkin bir yürütmeye ihtiyacı olduğu. Mesele kenarda oturup sürekli eleştirmek değil. Geçmiş icraatlarını anlatıyor. Bunları anlatmasın mı söylemesin mi? Bunları söylerken muhalefetin cumhurbaşkanına karşı yapmış olduğu eleştirilere cevap veriyor.

Sayın Yalçın Akdoğan'ın HDP ile ilgili bir açıklaması vardı çok konuşuldu, ''HDP barajı aşamazsa süper olur'' demişti. Siz nasıl bakıyorsunuz?

Herhangi bir partinin barajı aşıp aşmaması kusura bakmayın bizi ilgilendiren bir mesele değildir. Milletimiz karar verecek. Kim barajı aşarsa kim parlamentoda olursa başımızın üstünde yeri var. Bize en aykırı parti bile iktidara gelse biz sandıktan kim çıkıyorsa onu kabul ederiz milletin görüşü olarak. Çözüm süreciyle baraj ilişkisine gelince... Bakın çözüm süreci millete mal olmuştur. HDP olsa da olmasa da AK Parti olsa da olmasa da çözüm süreci yürüyecek.