İş insanı İpek Hattat ve sevgilisinin bir kuryeyi alıkoyup kötü muamele ettiği iddiası ile hakim karşısına çıktı. Duruşmada mütalaasını açıklayan savcısı, İpek Hattat'ın 15 yıla kadar hapsini talep etti. Mahkemede savunma yapan Hattat " İnsanlık namına üşümesin diye içeri aldım" dedi
Hattat Holding yönetim kurulu üyesi İpek Hattat, tabletinin ekranı kırılınca bir servise gönderdi. Tablet yeniden arıza yapınca ilgili şirket kurye gönderdi. Kurye Renas Demirkaya, eve girince kapı arkasından kilitlendi, ardından küfür ve hakaretlere uğradı.
Olayı anlatan Renas Demirkaya, "Bağırmaya başladı, hakaret etti, o sırada ben patronu arayınca telefonu alıp paramparça etti" dedi. Kurye Renas Demirkaya, geri dönmeyince patronu polisi arayıp durumu iletirken, bunun ardından eve giden polis ekipleri iki saatin ardından kuryeyi kurtardı. Renas Demirkaya, evde alıkonulduğu sırada İpek Hattat tarafından hakaretlere maruz kaldı, köpek dışkısının üstüne oturmaya zorlandığını söyledi.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya İpek Hattat ile diğer iki sanık geldi. Duruşmada müşteki Renas Demirbaş ile taraf avukatları da hazır bulundu.
İddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık İpek Hattat, olayı şöyle anlattı;
"O gün benden şikayetçi olan beyefendi bozulan tabletimi almaya geldi. Tableti, şoförümle başka bir servise göndermiştim. Patronu aradı. Telefonda kendisine bağırmaya başladı. Ben de ‘ver ben konuşayım’ dedim. Bana, ‘Sen çalışanımı zorla mı tutuyorsun, neden göndermiyorsun' dedi. Ben de ‘Tablet şu an burada değil, gelsin göndereceğim’ dedim. Beyefendinin patronu bana, ‘Oraya geleceğim. Orayı basarım’ demeye başladı. Beni telefonla tehdit ettikten sonra polisi aradım.
Dışarısı soğuktu, kar yağıyordu, ben de insanlık namına üşümesin diye içeri aldım. Patronu beni tehdit edince ben de korkudan telefonu elimden düşürdüm kırıldı. Benden şikayetçi olan beyefendiden özür dileyip, kendisine yeni bir telefon alabileceğimi söyledim.
Birden sivil kişiler camlara vurmaya başladı. Korktuğum için panjurları indirdim. Sitenin güvenliğini arayıp, polisi aramasını istedim. Bana, onların polis olduklarını ve savcılıktan arama izinlerinin olduğunu söyledi. Beyefendinin patronu polisi arayıp ‘elemanmıı içerde tutuyorlar’ demiş. Suçlamayı kabul etmiyorum."
Hattat'ın arkadaşı tutuksuz sanık Hüseyin Üzer ise savunmasında, “Olay tarihinde ben de evdeydim. Kapıyı ben açtım, kar yağıyordu. İçeri aldım. Şoförün dönmesini beklerken patronu aradı, bir şeyler söyleyip kapattı, tekrar aradı. Müşteki, telefonu bize verdi konuşmamız için. Ben telefonu almadım. Mutfak kapısı açıktı zaten. Kapıyı da kilitlemedim. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
"Şahit değilim"
Hattat Holding’in şoförü olduğunu söyleyen diğer tutuksuz sanık Veysel Güven, “O gün beni eve çağırdılar. Kırık olan tableti geri götürmemi istediler. Giderken İpek hanım beni aradı, ‘Geri gel, gitmene gerek yok, tableti almaya kurye gönderdiler’ dedi. Ben de tableti geri eve götürdüm. Ben eve gittiğinde beyefendi zaten evdeydi. Ben nasıl ‘kişiyi alıkoyma’ suçunu işlemiş olabilirim anlamadım. Ben Beyefendi ile İpek hanımın arasında geçen ilk konuşmalara da şahit değilim” şeklinde konuştu.
Mahkemede beyanda bulunan müşteki Renas Demirbaş, “Olay günü patronum, ‘Buraya gidip tableti al’ dedi. Ben de gittim. İpek hanım, ‘Siz dolandırıcısınız. Sizi şikayet edeceğim’ diye bağırmaya başladı. O sırada sitenin güvenliği geldi. ‘Polis gelecek, gidemezsiniz, içerde bekleyin’ dedi. Patronumu arayıp durumu anlattım, ‘Sen al gel, şikayet ediyorlarsa da etsinler’ dedi. Telefonumu aldılar. ‘Patronun gelmeden çıkamazsın, gelip benden özür dileyecek’ dedi. Patronum aradı, güvenlik, İpek hanıma verdi. İpek hanım yaklaşık yarım saat patronumla konuştu. Sonra İpek hanım, telefonu duvara fırlatıp kırdı. ‘Geç şuraya otur’ dedi, sonra ‘Oraya oturma pisletirsin. Şuradaki köpek pisliğine otur’ dedi. Biraz zaman geçtikten sonra sivil polisler geldi. İpek hanım, arkadaşı ve şoförünü kelepçelediler” dedi.
Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanıklar hakkında yağma suçunun unsurlarının oluşmadığının anlaşıldığını belirterek, 3 sanığın da bu suçtan beraatlerini talep etti. Mütalaada sanık Hattat hakkında, ‘Tehdit' suçundan dava açıldığını ancak eylemin ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçunun unsuru olduğu gerekçesiyle bu suçtan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi istendi.
Mütalaada, sanık İpek Hattat'ın, ‘Mala zarar verme' ve ‘Hakaret' suçlarından 7 aydan 5 yıla kadar hapsini, sanıklar İpek Hattat dahil, Hüseyin Sami Yüzer ve Veysel Güven'in ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan ayrı ayrı 2'şer yıldan 10'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Sanık avukatları, esasa ilişkin savunmalarını hazırlamak için süre talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklar ve avukatlarının esasa ilişkin savunmalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı erteledi.