Küt saçların mucidi Sassoon hayatını kaybetti

Küt saçların mucidi Sassoon hayatını kaybetti

 

Ünlülerin kuaförü olarak bilinen, keskin küt saçları mucidi Vidal Sassoon, Los Angeles'taki evide 84 yaşınad hayata veda etti. Dünyanın en tanınmış kuaförlerinden Sassoon, kısa ve geometrik saç kesimleriyle 1960'lı yıllarda alanıda adeta devrim yaptı. 50'li yılların kabarık saçları onun sayesinde tarihe karıştı. 
 
Yahudi asıllı İngiliz kuaför, 60'lı yıllarda kadın imajını şekillendiren isimlerden biri oldu. Zira1960'larda modern kadını "yıka ve çık" tarzıyla tanıştıran kişi oydu. 
 
Sassoon'u imzasını taşıya keskin uçlu küt saç kesimi bu yıllara damgasıı vurdu ve tüm dünyada fenomen haline geldi. Hollwood yıldızları ve İngiliz kraliyet mensuplarının saçlarını emanet ettiği Sassoon, 1968 yılında Rosemary'nin Bebeği filmi öncesinde ünlü aktris Mia Farrow'un saçlarını yapmak için 3 bin sterlin (8 bin 600 TL) karşılığında Londra'dan Hollwood'a uçmuştu. 
 
Britanya İmparatorluğu nişanı sahibi kuaförün en ünlü müşterileriden biri de mini eteği popüler hale getiren İngiliz modacı Mary Quant'tı. Quant, Sassoon için "O saçların Chanel'i" demişti. 
 
1993'te Los Angeles Times gazetesine röportaj veren Sassoon, "Ben saça şekil vermek istedim, kumaş keser gibi, gereksiz bütün detayları elemek istedim. O zaman kadınlar iş hayatına atılıyordu. Artık eskisi gibi saatlerce kurutucuların altında oturacak vakitleri yoktu" demişti. 
 
Çcokluğu bir Yahudi yetimhanesinde geçen Sassoon, 1948'de 20 yaşındayken İsrail'e gidip Arap-İsrail savaşında çatıştı. İngiltere'ye dönünce ünlü bir kuaför salonunda çalışmaya başladı, 1954'te kendi salonunu açtı. 
 
New York'ta ilk kuaför salonun açtıktan sonra 1970'lerde ABD'ye yerleşti, kendi adını taşıyan şampuan ve saç kremi serisini piyasay sürdü. 
 
Ürünlerinin televizyon reklamında kullanılan şu sözler halen ABD'lilerin hafızasında "Eğer siz iyi görünmezseniz, biz de iyi görünmeyiz." "Neden banyoya iki şişe ile girersiniz?" Sassoon, tarihin en yaratıcı kuaförlerinden biri olmasının yanı sıra anti-semitizme karşı verdiği savaşla ve Kudüs Üniversitesi'nde kurduğu Uluslararası Anti-semitizm Araştırma Merkezi'yle de hatırlarda kalacak.