Kuzey Kore: ABD nefretinin kökeni

Kuzey Kore: ABD nefretinin kökeni

Kuzey Kore büyük yokluk çeken bir ülke. Ülkede tek eksik olmayan şey ise iyi işleyen bir propaganda mekanizması. Çocuk yuvalarında, okul kitaplarında zihinler "emperyalist saldırgan" ABD'ye nefret ve aynı zamanda korku duygularıyla besleniyor. Kore Savaşı'nın kollektif olarak halkın zihinlere kazanmış olması propaganda amaçlı kullanılıyor. Bu savaş Kuzey Kore halkının yaşamını ve tecrübelerini bugün dahi belirliyor, zira bu savaş daha hâlâ bitmiş değil. Güney ve Kuzey Kore arasında imzalanmış bir barış sözleşmesi yok. Ülkeyi Güney ve Kuzey olmak üzere iki Kore'ye ayıran 38'inci enlemde 60 yıldan bu yana sadece bir ateşkes anlaşması mevcut.

Kore Savaşı'nın çıkmasına Kuzey Kore'nın bizzat kendisi sebep olmuştu. Kuzey Kore'li birlikler 25 Haziran 1950 tarihinde 38'inci kuzey enlemini aşıp güneye taarruz başlatmıştı. Pyongyang'ın hedefi II. Dünya Savaşı'ndan sonra ikiye bölünmüş Kore yarımadasının silah zoruyla yeniden birleşmesini sağlamaktı.

Şimdilerde ABD Başkanı Donald Trump ateş, öfke ve frenlenemeyen bir iktidar hırsı ile Kuzey Kore'ye tehditler savurup, Kuzey Kore'nin başına "Hiç tahmin edemeyeceği şeylerin" gelebileceğini söylediğinde, bu ifadeler Pyonyang'ın ABD'ye yönelik söylemlerine de, tarihî tecrübelere de uygun düşüyor. ABD Savunma Bakanı James Mattis Kuzey Kore yönetimini "kendi halkının yok edilmesi" konusunda uyardığında, bu sözler, Kuzey Kore'nin propagandalarına ve bir ulusal travmanın yeniden canlanmasına hizmet ediyor. Çünkü Kuzey Kore, halkın yok edilme travmasını 1950-1953 arasındaki Kore Savaşı sırasında yaşamıştı.

Kuzey Kore üç yıl boyunca bombalanmıştı

Kuzey Kore o dönemde Amerikan savaş uçakları tarafından üç yıl boyunca havadan bombalanmıştı. Amerikalı tarihçi Bruce Cumings, bombardımanlar sırasında sivil halkın da gözetilmediğine dikkat çekiyor. Tarihçi ABD'nin bununla savaş suçu işlediği değerlendirmesinde bulunuyor.

Kore Savaşı sırasında ABD'nin Stratejik Hava Kuvvetleri'nin komutasını üstlenmiş olan General Curtis LeMay'in tahminlererin göre II. Dünya Savaşı sırasında Japonya'ya atılmış olan Napalm ve benzeri bombalardan çok daha fazlası, 1950-1953 yılları arasında Kuzey Kore'ye atıldı. Bunun sonucunda Kuzey Kore halkının tahminen yüzde 20'sinin öldüğü tahmin ediliyor.

Kore Savaşı sırasında Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Asya'dan sorumlu departmanadan sorumlu olan eski ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk da, Kore yarımadasındaki 38'inci enlem ile Çin sınırı arasında taş üstünde taş bırakmadıklarını, Kuzey Kore'inin her köşesini bombardımana tuttuklarını anlatıyor.

MacArthur atom bombası atacaktı

Kuzey Koreliler geçmişte ülkelerine atom bombası atılabileceği yönünde tehditler de aldılar. Bu tehditleri dile getirmiş olan ABD'li General Douglas MacArthur, kendisiyle 1954 yılında yapılan ayrıntılı bir söyleşide, Kore Savaşı'nı 10 gün içinde bitirmesine izin verilmediğinden şikayetçi oluyordu. MacArthur'un planı Kuzey Kore'ye 30 ilâ 50 atom bombası atılmasını, Kuzey Kore'nin Çin‘e olan sınırının da bombalanarak geçilmez hale getirilmesini öngörüyordu. Böylece Çin'in Kuzey Kore'ye yardım imkanlarının engellenmesi hedefleniyordu. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı ile BM daha sonra bu planı geri çevirdi.

Batı'da çoktan unutulmuş olan ama Kuzey Kore'de hâlâ belleklerde hala canlı tutulan tarihi gerçeklerden biri de katliamlar. Örneğin No Gun Ri adlı bölgede, bir köprünün altına sığınmış olan yüzlerce sivilin Amerikan askerleri tarafından toplu halde imha edildiği Batı'da 1999 yılında gün ışığına çıkarıldı.

Bundan daha korkuncu ise Güney Kore Silahlı Kuvvetleri'nin kendi saflarında giriştiği, orduyu komünistlerden arındırma operasyonuydu. Savaşın başlamasından hemen sonra Güney Kore'de komünist ya da Kuzey Kore‘nin sempatizanı olduğu gerekçesiyle, ABD'li subayların gözleri önünde ve onların bilgisi dahilinde çok sayıda insanın infaz edildi.

İşlenen bu savaş suçlarına ilişkin rapor ve fotoğraflar onlarca yıl gizli dosyalarda kaldı. Bu gizli belgeler ancak 2008 yılında kamuoyuna açılandı.

Daha önceleri insan hakları aktivisti olarak faaliyette bulunmuş olan eski Güney Kore Devlet Başkanı Roh Moo-Hyun'un iktidarında atanan Hakikatlar ve Barış Komisyonu, Güney Kore'de ölenlerin sayısını 100 bin olarak açıklamıştı. Yapılan birçok katliamın sorumluluğu Kuzey Kore'ye yıkıldı. Bununla birlikte Kuzey Kore‘nin de ülkede kanlı temizlik operasyonlarına giriştiği biliniyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Matthias von Hein