Kuzey Kore, ilk hidrojen bomba denemesini devlet televizyonundan yayınlanan bir haberle duyurdu. Haberde, "Tarihi hidrojen bombası denemesi mükemmel şekilde sonuçlandı. Böylece gelişmiş nükleer ülkeler seviyesine ulaştık" denildi. ABD'nin saldırgan tutumunu sürdürdüğü sürece Kuzey Kore'nin nükleer silah geliştirmekten vaz geçmeyeceği vurgulandı.
Nükleer bomba denemesi, Kuzey Kore nükleer merkezi Punggye Ri yakınlarında depreme yol açtı. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS), depremin büyüklüğünü 5.1 olarak ölçtü. Çin Deprem Ağları Merkezi, "depremin bir patlamadan kaynaklandığı ihtimali üzerinde durduklarını" açıkladı.
ABD yönetimince yapılan ilk açıklamada, provokasyon olarak değerlendirilen "nükleer silah denemesine uygun karşılığın verileceği" belirtildi. Beyaz Saray sözcüsü, Kuzey Kore'nin açıklamalarının henüz araştırılıp doğrulanmadığını bildirdi.
Güney Kore Devlet Başkanı Park Geun Hye, denemeyi "ağır provokasyon" olarak niteledi. Denemenin Güney Kore'nin ulusal güvenliği ve geleceğini tehdit ettiğini belirten Park Geun Hye, "Kuzey Kore, denemenin bedelini ödeyecek. Bunun için gereken her türlü önlem alınacaktır" dedi. Güney Kore Devlet Başkanı, Kuzeyin, dördüncü nükleer bomba denemesi ile BM Güvenlik Konseyi kararlarını bariz şekilde ihlal ettiğine dikkat çekti.
Denemeyi kınayan Japonya Başbakanı Shinzo Abe, bunun ülkesi açısından ciddi bir tehdit olduğunu açıkladı. Shinzo Abe, "Kuzey Kore'nin tavrının nükleer silahların yayılmasını önleme çalışmalarını zora soktuğunu" söyledi.
Kuzey Kore daha önce 2006, 2009 ve 2013 yıllarında nükleer bomba denemiş, denemeler uluslararası toplumun tepkisine yol açmıştı.
New York Times gazetesinde yer alan habere göre Kuzey Kore yönetimi, hidrojen bombası testinin tam başarıyla gerçekleştirildiğini belirtti ve ülkenin 5 bin yıllık tarihinde dünyayı sarsan bu son zaferinin halk tarafından sevinçle kutlandığını açıkladı. Devlet televizyondan okunan açıklamada, bu testin tamamen yerli bilgi, güç ve teknoloji ile başarıldığı vurgulandı. Bombanın ekolojik çevreye ise hiçbir zarar vermediği savunuldu. En güçlü caydırıcı etkiye sahip olan bu testin, ABD önderliğindeki nükleer tehditlere karşı meşru müdafaa ve Kore yarımadası ile bölgenin istikrarı için gerçekleştirildiği vurgulandı.