Berliner Zeitung Kuzey Kore yönetiminin ilk hidrojen bombasını test ettiği yönündeki açıklamayı yorum sütunlarına taşıyor:
"Kuzey Kore diktatörü Kim Jong Un dünyayı yine tedirgin etti. Babasının aile geleneğini takip ederek atom bombası test etmek kendisine yetmedi. Çok daha güçlü bir hidrojen bombasına sahip olduğunu ilan ederek bir adım öne geçti. Aynı zamanda komşu ülkelerin başkentlerine, hatta ezeli düşman ABD'ye ulaşabilecek menzilde füzelerin inşası için araştırmalar tam gaz sürüyor. Bir hidrojen bombasına sahip olunduğu açıklaması, büyük olasılıkla boş çıkacaktır ama genç liderin hedefinin ne olduğunu somut olarak gösteriyor."
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
"Kuzey Kore'nin yeni ihlalinin ne gibi sonuçları olacaktır? Resmi açıdan nükleer bir güç olan Kuzey Kore'yi hiçbir ülke tanımaya hazır olmadığı için ülkeye karşı sert cezai yaptırımlar alınmak zorundadır. Ancak bunu söylemek, yapmaktan kolay, çünkü hiç kimse ülkenin çökmesinin sorumluluğunu almaya hazır değil. Bunun en azından oluşacak maliyetle yakından ilgisi var. Çin, Amerika ve Japonya bundan daha çok Kore Yarımadası'nda ortaya çıkabilecek köklü değişikliklerden başka ülke ya da ülkelerin stratejik avantaj sağlamasından korkuyor. Kim Jong Un'un bu kez de ucuz kurtulması ihtimali büyük. Peki ama nükleer silahlanmaya değer mi?"
Köln'de yeni yıl kutlamaları sırasında çok sayıda kadının göçmen kökenli erkekler tarafından cinsel tacize uğramasına tepkiler büyüyor. Frankfurter Rundschau gazetesi konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:
"Bir tarafta çaresizce yapılan çağrılar diğer tarafta ise demagojik kışkırtmalar var. Köln'de yılbaşı gecesi yaşananlar toplumu sığınmacı tartışması konusunda bölmeye devam ediyor. Oysa gerekli olan, olayın mümkün olduğunca gerçekçi ve tabudan uzak bir biçimde analiz edilmesi. Buna Köln Emniyeti'nin ilk kez başarısız olmadığı tesptinin yapılması da dahil. Buna partilere gidenleri ya da turistleri çember altına alıp soyan suç çeteleri sorununa Almanya'nın başka yerlerinde de rastlandığı itirafının yapılması da dahil. İşte bu nedenle ilişkilendirmelere, kıyaslamalara geçit verilmemeli. Yasa ya da kuralların ihlali hızlı biçimde cezalandırılmalı. Göçmenlere ve halka verilen mesaj yanlış anlamalara mahal vermeyecek şekilde şöyle olmak zorundadır: Bu ülke paralel dünyalara ve hukukun geçerli olmadığı alanlara müsamaha göstermez."
Die Welt gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:
"Olması gereken oldu. Belki de Köln'de yılbaşı gecesi medeniyetin geçirdiği baygınlık, uyarı havuzunu taşırması gereken damlaydı. Politikacılar kullandıkları dili sivrileştirdi. Solcu bir Sosyal Demokrat olan Adalet Bakanı Heiko Maas 'medeniyet ihlali' ve 'çetelerden' bahsederken, Hristiyan Demokrat Birlik Partili İçişleri Bakanı suç işleyen sığınmacıların daha hızlı biçimde sınır dışı edilmesini gündeme getirdi. Bu durum şaşırtıcı çünkü hukuk devletinde böylesine önerilere yer yoktur. Çarşamba günü ögleden sonra itibariyle ortada taciz olayıyla ilgili üç zanlı var, gözaltına alınan yok ama çok sayıda şikayet ve şüpheli var. Bu konuda sergilenen heyecan anlaşılabilir. Ancak yine de suçu ispatlanana kadar herkes masumdur."