Latin Amerika'nın en yeni solcu lideri Obrador kimdir?

Latin Amerika'nın en yeni solcu lideri Obrador kimdir?

Meksika'da devlet başkanlığı seçimlerini uzun yıllar sonra ilk kez bir sol aday, Andrés Manuel López Obrador kazandı. Obrador ülkesinde "radikal bir değişim" ve "yolsuzlukla mücadeleyi" vadediyor.

64 yaşındaki Obrador, başkent Mexico City'nin eski belediye başkanı.

Ülkenin güneyindeki Tabasco Eyaleti'nde, esnaflık yapan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Obrador, siyasi kariyerine yıllardır ülke siyasetinde egemenliği bulunan Kurumsal Devrimci Parti'ye (PRI) girerek başladı.

PRI'ya dair yaşadığı hayal kırıklığı nedeniyle 1986 yılında, bu partiden ayrılarak kurulmuş Demokratik Akım hareketine katıldı. Bu hareket daha sonra sol çizgideki Demokratik Devrim Partisi'ni (PRD) oluşturdu.

2000 yılında PRD'den Mexico City belediye başkanı seçildi.

Şehirdeki Obrador yönetimi, yaşlılar için sosyal yardım programları ve telekomünikasyon alanında yatırımları olan iş adamı Carlos Slim'in Mexico City'nin merkez çarşısını restorasyonuna destek vermesi gibi projelerle, kent sakinlerinden destek gördü.

2006 ve 2012'de devlet başkanlığı seçimlerinde yarışan Obrador üçüncü denemesinde zafer kazandı.

2014 yılında sol çizgideki Ulusal Yenilenme Hareketi Partisi'ni (Morena) kuran Obrador, seçimlere Morena'nın başını çektiği üç partili ittifakın adayı olarak katıldı.

Muhalifleri, onun sol görüşlerinin ülkeyi Venezuela'ya çevirme riskini barındırdığını söylüyor.

Otoriter bir anlayışı olduğu ve ülke ekonomisini yönlendirirken eski Venezuela lideri Hugo Chavez'in izinden gideceğini iddia ediyorlar.

Obrador ise bu benzetmeleri reddediyor ve ekonomide kamulaştırmalara gitmeyeceğini ve görevini tamamlaması ardından ikinci kez de aday olmayacağını belirtiyor.

Bununla birlikte, Meksika'nın kamu mülkiyetindeki petrol şirketi Pemex'in özel şirketlerle yaptığı anlaşmaları, yolsuzluklar açısından kontrol edeceğini söylüyor.

Obrador, ekonomik büyüme, istihdam ve sosyal kalkınma programlarını hayata geçireceğini vadediyor.

Seçimler sırasında kendisini kurulu siyasi düzen karşıtı bir aday olarak tanımlayan Obrador, yıllardır ülkeyi yöneten sağ partilerin "iktidar mafyası" olduğunu söylüyor.

İş dünyasının liderleriyle sert tartışmalara giren ve onları "Meksika'nın sahibiymişler gibi davranmakla suçlayan" solcu lider, son aşamada özel sektöre zeytin dalı uzattı ve "iyi ilişkiler kurmayı" önerdi.

Meksika'nın yeni lideri, uyuşturucu kartelleriyle yaşanan savaşı sonlandırmayı ve ülkeye barış getirmeyi de vadediyor.

Ordu liderliğindeki, uyuşturucu gruplarıyla savaş stratejisine karşı çıkıyor. Ancak bunun yerine neyi koyduğu ise net değil.

Aftan bahsetmesi ise eleştirilere neden oluyor.

Obrador, Meksika'nın ABD Başkanı Donald Trump'ın "şamar oğlanı" olmasını izin vermeyeceğini söylüyor.

"ABD ile dostluk ve karşılıklı saygıya" dayalı bir ilişki kurmayı istediğini belirtiyor.

ABD ile herhangi bir ticaret savaşına girmek istemediğini de söylüyor. Bununla birlikte Trump'ın göçmen karşıtı politikalarını ise "sorumsuz ve ırkçı" olarak nitelendiriyor.