Ünlü yönetmen Spike Lee’nin Broadway yapımı Passing Strange’in arkasında bulunan beyin ve müzisyen Stew ile birlikte çalışmak istemesinin sebebini görmek oldukça basitEskiden Mark Strewart adıyla bilinen sanatçı da güçlü bir sese sahip ve Lee gibi o da bunu ABD’de siyah bir adam olarak edindiği tecrübeleri ifade etmek için kullanmayı seçiyor. Lee de müziğin gücünü bildiği için filmlerinde müziğin kullanımına önemli bir yer veriyor. Bunda uzun süre caz trompetçisi Terence Blanchard ile birlikte çalışmasının da etkisi var mutlaka. Lee’nin uyarlaması, ABD’de bugün gösterime giriyor. Stew’nun müzikalini beyazperdeye Passing Strange: The Movie adıyla uyarlayan Spike Lee, müzikalin New York’taki Belasco Theatre’da gerçekleşen son iki performansını kaydetti. Ardından yakın çekimleri yapabilmek için izleyiciler olmadan bir daha çekim yaptı. Ortaya ise izleyiciye Stew’nun minimalist sahnesindeymiş gibi hissettiren bir film çıktı. Genellikle oyuncuların üzerine odaklanan kameralar, Jonarhan Demme’in konser filmi Neil Young: Heart of Gold’u andırıyor. Lee’nin pek çok filminde kamera arkasında görev yapan görüntü yönetmeni Matthew Libatique, izleyiciye oyuncuların yüz ifadelerini rahatlıkla görebilmeleri için fırsat sunuyor. Yarı otobiyografik bir film olan Passing Strange The Movie, 1970’lerde sanatsal kimliğini bulmaya çalışan ve Los Angeles’ta yaşayan siyah bir gencin hikâyesini anlatıyor. Başrollerde ise De’Adre Aziza, Daniel Breaker ve Eisa Davis yer alıyor.