Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) üyesi, Filistinli efsanevi kadın gerilla Leyla Halid, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının ardından tepkilerin sadece kınama olarak kalmaması gerektiğini söyledi. “Trump'ın Kudüs kararı bölgede ateşi tekrar yayacak” diyen Halid, direniş fikrinin tekrardan sahadaki yerini alma zamanının geldiğini ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararını açıklamasından saatler önce Medya Şafak’tan Hasan Sivri’nin sorularını yanıtlayan Halid, “Birleşmiş Milletler Kudüs'ün -diğer Filistin topraklarında olduğu gibi- işgal altında olduğunu karara bağlamıştır. Amerikan yönetimi ise kimsenin ne dediğine itibar etmeden tamamen bir tarafın yanında durmuş, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştır. Kimse bölgede adil bir barış için Amerika'ya itimat edilebileceğini düşünmesin” dedi.
ABD’nin kararının ardından Ortadoğu’da yaşanabilecek gelişmelere dair olarak, “Halk şiarını, sokaklara inerek ve dünyanın farklı bölgelerinde elçilikler önünde toplanarak ifade edebilir” yorumunda bulunan efsanevi kadın gerilla, Kudüs’ün sadece dini bir dava olmadığının altını çizerek şunları söyledi:
“Kudüs -üzerinde hakkı olan- bir halkın toprağıdır. Trump'ın açıklayacaklarından dini bir çatışma olduğu anlamını çıkartmamak gerekir, bu zaten mümkün değildir. Trump da bu konuda başarılı olmayacaktır. Biz çatışmaya bu anlayış ile bakmıyoruz. Çünkü bu topraklar Siyonistler tarafından işgal edilmiştir ve halkımızın direnme hakkı vardır.”
“Dolayısıyla reaksiyonlar sadece kınama ile kalmamalı. Hakiki reaksiyon şöyle olmalıdır: Amerikan çıkarları, Arap bölgesinin neresinde olursa olsun, saldırı altında olmalıdır. Bunun gerçekleşmemesi durumunda ‘Amerikan yönetimi görüşünü dayatabilme ve bu karara derinlik vermede kazanım elde etti’’ anlamı ortaya çıkacaktır. Trump'ın bu adımına eşit seviyede bir reaksiyon verilmezse bu ‘”gerçeklik” geliştirilecektir. Buna ek olarak bugün İsrail ile ilişki geliştiren tüm devletlerin bu ilişkileri kesme zamanı gelmiştir. İsrail ile iktisadi, askeri vb tüm alanlarda ilişkiler kesilmeli ve boykot edilmelidir.”
“Filistin tarafı, ‘İsrail Oslo Anlaşmasına bağlı değil, Oslo bitti’ diyerek bunu iptal etmeli. Filistinliler, resmi olarak bu anlaşma ile ilişkilerinin bittiğini ilan edip tüm şekilleriyle direniş esası üzerine inşa edilmiş yeni bir ulusal strateji çizmeli” ifadelerini kullanan Halid, “Barış süreci ve Oslo Anlaşması’nın sona erdiğini duyurabilir miyiz” sorusuna da şu cevabı verdi:
“Kudüs'ün Siyonist İsrail'in başkenti olarak tanınmasından daha fazla ne olabilir artık? Bu çok tehlikeli. Bu ayrıca Amerikalıların işgalciler ile birlikte olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla Amerika üzerinden atılan bu adımları izlemekle yetinemeyiz. Filistin sokaklarının; Filistin liderliğini müzakere programından geri çekecek, bölünmeyi bitirecek ve çatışmada birlik içinde bir Filistin sonuçlarını doğuracak bir baskı kurmak üzere hazır olması gerekiyor. Bu şekilde sadece lafta kalmamış ve pratik adımlar ile başkalarını da mücadelemize desteğe davet edebilmiş oluruz.”
Söyleşinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.